8 Nisan 2008 00:00
Sahibinin sesi sendikacılık
Türkiyenin dört tarafında altın madeni şirketlerinin doğayı ve çevreyi tahrip ederek büyük insanlık suçu işlediklerini biliyoruz. Kazdağının güzelim ormanlarını, doğal su kaynaklarını, Bergamanın eşsiz ovasını, zeytinliklerini, Eşmenin kekik kokan tepelerini, sebze bahçelerini yok eden siyanürcü altın madeni şirketleridir. Bu uluslararası maden şirketlerini ülkemize sokan yerli tekeller ve onların Parlamentodaki temsilcilerini asla unutmayacağız.
Bu maden şirketlerinin yeraltı kaynaklarımızı nasıl talan ettiklerini dün gibi hatırlıyoruz. Latin Amerikadaki altın, gümüş vb. madenlerin nasıl yağmalandığı da belleklerimizde. TÜPRAG Altın Madeninin yaptıkları ortadayken, sırf 200-300 işçi çalışıyor diye ve bazı esnaflar üç beş kuruş kazanıyor diye insanların geleceği karartılamaz ve buna çanak tutulamaz! Uşakın tüm mülkü idaresi, emekten yana siyasi partiler hariç tüm öteki partiler TÜPRAGın etkisi altında. TÜPRAG, bununla da kalmayarak İnay köylülerine karşı sendikayı, yani Türkiye Maden-İş Hisarcık Şubesini devreye sokarak köyleri birbirine karşı kışkırtıyor. Maden çalışmazsa işçilerin, onların ailelerinin, yöre esnafının mağduriyetinin artacağından dem vuran TÜPRAG, bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyor. TÜPRAG Şirketi beyaz renkli Toros taksilerle polisçilik de oynuyor. Bazı yol kavşaklarında pusu kuruyor, köylüleri tehdit ediyor. Rüşvetle adam satın almaya çalışıyor.
Antiemperyalist bu çevre hareketine karşı düşmanca tutum, bir işçi sendikasının tutumu olamaz. Maden-İş Hisarcık Şubesinin Uşakta yaptığı miting bunun en açık kanıtıdır. Küçük çocukların eline döviz verip hümanist söylemler üzerinden duygu sömürüsü yapmak, ancak Hisarcık şubesinin eseri olabilir. Parayla tutulmuş özel elamanların, parayla tutulmuş özel araçların ve parayla yazılmış özel dövizlerin varlığını görmeyen kalmadı o meydanda. Çernobil faciasının yol açtığı tahribatlar ortadayken, aymazca televizyon ekranının karşısına geçip çay içen bakanın tavrı ile Maden-İş Hisarcık Şubesinin tavrı aynı. Daha şimdiden insanların ölümcül hastalıklara yakalandığını, kuzuların öldüğünü görerek TÜPRAGa bile bile lades demek, hangi mantığa sığar? Bu sendikacılık, olsa olsa sahibinin sesi sendikacılık olur. Tarih böyle sendikacıları çok gördü ama asla affetmedi.
Ulubeyden üretici köylü
Osman Düzgiden (UŞAK)
Evrensel'i Takip Et