Uludere Katliamı’nın emri Ankara’dan
Uludere’de yaşanan olayın üzerinden 39 gün geçmesine karşın sorumlularla ilgili bir açıklama yapılmamasını eleştiren Kışanak, “Savaş uçakları bu ülkenin yurttaşlarını bombalamışken ‘Bu katliam nasıl yapıldı?’ sorusuna 40 gündür cevap vermeyen hükümet var. Bu kadar mı acziyet içindeler” dedi.
Kışanak, “Bu ülkede Başbakanın, Milli Savunma Bakanının, Genelkurmay Başkanının emir ve komutasında olan, onların doğrudan talimat verebileceği savaş uçakları kalktı, bu ülkenin sivil savunmasız yurttaşlarını paramparça etti” dedi.
TALİMAT ANKARA’DAN VERİLDİ
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun yaptığı inceleme sonrasında yapılan açıklamaları anımsatan Kışanak, askeri ve sivil yerel yetkililerin tamamının bu bombardımanın gerçekleşmesinde “yerel karar vericilerin dahili ve etkisi” olmadığını söylediklerini hatırlattı. “Bu sözler açıkça bize bu operasyonun, bu katliamın doğrudan Ankara’dan planlandığı yönetildiği ve talimatının Ankara’dan verildiğini gösteren sözler” olduğunu belirten Kışanak, “Bu talimatı ya Başbakan ya Genelkurmay Başkanı verdi ya da ikisi birlikte. Çıkıp bunu kamuoyuna açıkça söylemeliler” dedi.
MGK’DA KONUŞULDU MU?
Katliamın yaşandığı gündüz vakitlerinde MGK toplantısı yapıldığını anımsatan Kışanak, “MGK’da o gün bu konu gündeme geldi mi” diye sordu. Kışanak, ayrıca katliamla ilgili tek bir kişinin bile görevden alınmamasını eleştirdi. Kendisi hakkında TSK’nın “üç paşayı güdemiyorsun” sözleriyle ilgili hukuki süreç başlatmasını hatırlatan Kışanak, “Katliamcılar yargılansın, ben de katliamcılara hakaret etmekten yargılanmaktan gurur duyarım. Bu memlekette katliam yapmak, halkı öldürmek serbest, eleştirmek protesto etmek, açığa çıkması için konuşmak yasak” dedi.
HALKIN İRADESİNİ RAHAT BIRAKIN
KCK operasyonlarını eleştiren Kışanak, “KCK adı altında hapsetmeye çalıştığınız halkın iradesidir. Bizi cezaevine koyabilirsiniz ama bir halkın özgürlük sevdasını bir halkın hak ve özgürlük arayışını hapsedemezsiniz, buna gücünüz yetmeyecek” dedi.
Bir halkın dilini kimliğini ‘verme’ kelimesiyle tanımlamanın korkunç bir durum olduğunu söyleyen Kışanak, “Bir halkın dili kendi öz varlığıdır, bunu kimse ona bahşedemez ” dedi.
Kışanak, Nobel’e aday gösterilen KCK tutuklusu gazetemizin Yazarı ve Yayıncı Ragıp Zarakolu’yla ilgili de “Onu KCK soruşturması adı altında tutukladılar, ama asıl tutuklamak istedikleri onun özgürlükçü zihniyeti” dedi.
MÜZAKEREYE ÇAĞIRDI
Operasyon, baskı ve tutuklamaların yerine müzakereyle sorunun çözüleceğini belirten Kışanak, “Bir kez daha söylüyoruz. Müzakere ederek bu sorunu çözmek mümkündür. 90 yıldır denemediniz, artık deneyin” dedi. Kışanak, “Müzakere ederek bu sorunu çözmek hala mümkündür. Biz parti olarak kolaylaştırıcı, ön açıcı olmak için tüm sorumluluklarımızı ve yükümlülüklerimizi yerine getirmeye hazırız” dedi.
REFERANDUM ÖNERDİ
Kışanak, Kürtlerin anadilde eğitim talebinin Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde referandum ile tespit edilebileceğini söyledi. Ayrıca Kışanak, kurulacak Hakikatler Komisyonu ile toplumda yaratılan duygu kırılmasının onarılabileceğini belirtti.
DİNDAR NESİL SÖYLEMİ TEKÇİ ZİHNİYET
Erdoğan’ın “dindar gençlik yetiştirme” isteğini değerlendiren Kışanak, “Her iktidar insanları tornadan çıkartmaya çalışıyor. Bu ülkenin felaketi de bu zihniyette” dedi. (ANKARA)
Evrensel'i Takip Et