‘İstediğimiz olmazsa mücadele başlatırız!’

1977 yılından bu yana aralıksız şeker üretimi yapan ve binlerce pancar üreticisinin ve esnafın ekmek teknesi Afyon Şeker Fabrikası özelleştirilmek isteniyor.
Şeker işkolunda örgütlü Şeker-İş, 2006 itibariyle özelleştirme politikalarının sonucu Bor, Ereğli ve Ilgın şeker fabrikalarının ihalesi yoluyla satışa sunulmasına karşı bir dizi eylem ve etkinlik düzenledi. Ayrıca hukuki mücadele de başlattı. Hukuki mücadelenin sonucu Bor, Ilgın ve Ereğli şeker fabrikalarının ihalesi süresiz iptal edildi. AB Şeker Komisyonu’nun Avrupa nezdinde sadece 6 ülkenin şeker üreteceğini açıklamasına işçiler ve Şeker-İş’e bağlı şubeler tepki gösteriyor.
Afyon Şeker Fabrikası’nın akıbetinin ne olacağına ilişkin Şeker-İş Afyonkarahisar Şube Başkanı Şükrü Balık’la görüştük.

Afyon Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmek istenmesine karşı nasıl bir mücadele hattı izleyeceksiniz?
1995 yılından beri yağmaya dayanan özelleştirmeye karşı mücadele ediyoruz. Halkın malı olan, çiftçinin ve yerli sanayicilerin malı olan fabrikanın halkın olması için çalışacağız. Fabrikaya sahip çıkmak bizim asli görevimizdir. Atalarımızdan devraldığımız bu fabrikayı haraç mezat sattırmayacağız. Yani fabrikanın sonu Et Balık Kurumu, SEKA, ORÜS, SEK ve Çimento AŞ gibi olmayacak. Bizim isteğimizin dışında bir girişim olursa karşı mücadeleyi başlatmak için hemen harekete geçeceğiz.

İsteğiniz dışında derken neyi kastediyorsunuz? Konya, Kayseri ve Amasya şeker fabrikalarındaki özelleştirme uygulamasını benimsiyor musunuz? Size danışıldığında bu örnekleri mi baz alacaksınız?
1995 yılına kadar Konya, Kayseri ve Amasya şeker fabrikalarını devlet yönetiyordu. 1995 yılında özelleştirilme kapsamına alındıklarında çiftçi fabrikasına sahip çıkarak yönetimi devraldı. Yani pancar kooperatifleri, PANKOBİRLİK fabrikalarının yönetimini alarak sahibi oldu. Özelleşen şeker fabrikalarında verimlilik artacaksa, kapasite yükselecekse, teknoloji yenilenerek maliyetler minimize edilecekse, istihdam artarak yeni fabrikalar kurulacaksa, insanımız, halkımız adına olumlu gelişmeler olacaksa, dünya şeker sektöründe Türkiye hak ettiği yerde olacaksa, sıvı şeker fabrikaları, bioenerji fabrikaları ve alternatifleri ülkemize kazandırılacaksa ve temsil ettiğimiz kesimin, işçinin hak ve menfaatleri geriye gitmeyecekse buna karşı çıkmamız gibi bir durum söz konusu olamaz. Bu uygulamalarda, politikalarda bu söylediklerimizin aksi olacaksa, Şeker-İş bu mücadelenin tam içindedir.

Yani Konya Şeker örneğini baz alıyorsunuz. Bu tür bir özelleştirme örneğini Hak-İş’e bağlı Özçelik-İş denedi, başaramadı. Demir tekelleri ve işbirlikçi sermaye buna izin vermedi. Siz nasıl başaracaksınız?
Pancar kooperatiflerine, Afyonlu sanayicilerimize verirlerse pek sorun olmaz. Ama Çay’daki gibi, SEKA gibi, Et Balık ve Afyon Çimento fabrikasının akıbetine benzer bir girişim ve uygulama olursa bunu kabul etmiyoruz. Başarıp başaramayacağımızı zaman gösterecek. Bioenerjiye önem vereceğiz. Şekerpancarında melas var. Melas yem demek, gübre demek, alkol demek. Etil alkol benzinin katkı maddesi olarak kullanılabilir. Bu da 30 ilde fabrika kurulacağı anlamına gelir. 500 bin ton şeker kotamızı korursak, bunu 2014 yılına kadar sürdürürsek başarırız.

Tüm Köy-Sen Sandıklı Şubesi, şeker fabrikasının özelleştirilmesine karşı çalışma başlattı. Yani pancar üreticilerini aydınlatıyor. Size de çağrısı var. Bu konuda ne diyorsunuz?
Tüm Köy-Sen Sandıklı Şubesi’nin bizim yanımızda olması ve bize destek sunmaları bize güç verir, onur verir. Birlikte toplantılar da yapmak isteriz.
Tüm sivil toplum örgütleri ile birlikte olmayı canı gönülden istiyoruz. Çağrıyı gazetenizden öğrendik. Evrensel gazetesinin duyarlı yaklaşımına teşekkür ederiz. Bazı eksik bilgiler de yer aldı. Arıtma tesisi özelleştirilmeden dolayı değil, Eber Gölü’nde kirlilik yarattığı için yapıldı. Geçici işçilerimizin çoğu kadroya alındı. Makine fabrikası idari yönde de şeker fabrikasına bağlandı. Şu an imalatına devam ediyor. (Afyonkarahisar/EVRENSEL)
Haşim Demir