Saha dışı çalışma zamanı

Sezon sonu yaklaşırken, ortalık şenlenmeye(!) başladı. Artık bundan sonra belli oldu ki kulüpler, saha içi mücadelesinin yanında saha dışı çalışmalarına(!) da ellerinden geldiğince ağırlık verecekler.
Çünkü salt yeşil sahada verdikleri mücadele ile hedeflerine ulaşabileceklerinden kuşku duyuyorlar. Oynadıkları oyun ortada. Zirve yarışındaki takımların birbirlerinden çok farklı futbol düzeyinde oldukları söylenemez. F.Bahçe, kalitesi biraz daha yüksek oyunculardan kurulu kadroya sahip olmanın avantajıyla önde yol alıyor sadece. Ama tabii bu, onların hiç takılmayacağı anlamına da gelmiyor. İyi oyun, iyi gidişat konusunda hiçbiri istikrarlı değil. Oyun anlamında bir istikrar olmayınca da kurnaz(!) yöneticiler, takımlarına katkı(!) sağlamak üzere daha farklı yöntemlerle devreye girmekten geri durmuyorlar. Hakemler üzerinde baskı oluşturarak onları etki altında bırakmak bu yöntemlerin en çok tercih edileni.
Aman sayfalar kirlenmesin!
Galatasaray ve Beşiktaş kulüpleri, F.Bahçe-Kayseri maçında hakem hatalarının skor üzerinde etkili olduğunu iddia eden ortak bir açıklama yaptılar. Amaçları güya temiz futbol. Yeni federasyonun açtığı beyaz sayfanın kirlenmesini engellemeye çalışıyorlarmış. Ne kadar da inandırıcı... Oysa asıl amaçlarının; hakem hataları yüzünden mağdur pozisyona düştüklerine dikkat çekip, bu hataları, kendi maçlarını yönetecek hakemler üzerinde bir baskı unsuru haline getirmek olduğu o kadar açık ki. Tersi olsaydı, sadece bir kulübün maçındaki hakem hataları üzerinden bu kadar fırtına koparılmaz, her takımın bu tip hatalara maruz kalabileceğine vurgu yapılarak, hakemlerin genel olarak daha dikkatli, eyyamsız ve çifte standartsız maç yönetmeye gayret etmeleri yönünde beklentiler, temenniler dile getirilirdi. Ama işte açıklamanın içeriği, inandırıcılığını sıfırlıyor.
İsyan ediyorlar; hakemler sanki sadece F.Bahçe lehine hata yapıyor, kendi lehlerine hiç hata yapmıyor ya da yapmamışlar gibi… Açıklama, ertesi günkü G.Birliği-G.Saray maçında meyvesini hemen verdi. Hakem, Sabri’nin yaptığı açık penaltıyı gör(e)medi(!). E peki bu durumda beyaz sayfa kirlenmiş olmadı mı?
Galatasaray yönetiminden kendi maçlarındaki hakem hatalarıyla ilgili yeni bir açıklama gelseydi, önceki açıklama samimiyet anlamında inandırıcı olabilirdi belki. Bu kulüpler başkaları lehine yapılan hataları yakalamada ne kadar uyanıksalar, kendi işlerine gelen hataları görmezden gelme ve sindirme konusunda da aynı derecede yüzsüzler.
Hakemler zaten baskı altında maçlara çıkıyorlar. İstanbul’un “büyükleriyle” diğer takımlara aynı gözle bakmıyorlar. “Büyük” takımların aleyhine hata yapma tedirginliği içinde maç yönetince de hata yapmaları kaçınılmazlaşıyor.
“Böyle hakemler oldukça, Anadolu’dan şampiyon çıkması hayalden başka bir şey değil” diyen Kayserispor Teknik Direktörü Tolunay Kafkas haksız mı?
Hep aynı masal
Göreve her yeni başlayan yönetimle birlikte tuhaf bir beyaz sayfa muhabbeti de adet oldu artık. Bu nasıl bir soyutlama, nasıl bir aldatmaca? Yönetim değişince sanki bir anda futbol kültürü, futbola bakış da değişiyor. Tek hedefin başarı olduğu, başarıya ulaşmak için de her yolun kabul edilebilir görüldüğü bir kültürün hakimiyetindeki sistemde, sayfaları temiz tutmak mümkün olabilir mi ki? Sistem, bakış, anlayış, kültür aynı kalacak ama yeni gelen kişiler beyaz bir sayfa açıp kirliliğe “dur” diyecekler. Kim inanır ki buna?

---

30. haftanın maçları

11 Nisan Cuma:
Beşiktaş-OFTAŞ
12 Nisan Cumartesi:
Denizli-Belediye,
Gençlerbirliği-Gaziantep
Galatasaray-Trabzon
13 Nisan Pazar:
Konya-Bursa,
Kasımpaşa-Ç.Rize,
V.Manisa-A.Gücü,
Kayseri-Sivas,
Ankara-Fenerbahçe

---

Gol Krallığı

Semih (F.Bahçe): 15 gol
Holosko (Beşiktaş), Alex (F.Bahçe), De Nigris (Ankaraspor): 13 gol
Mehmet Yıldız (Sivasspor), Umut Bulut (Trabzonspor): 12 gol
Ümit Karan (G.Saray), Gökhan Ünal (Kayserispor): 11 gol
Nonda (G.Saray), Kezman (F.Bahçe): 10 gol
Mehmet Özyazanlar