10 Nisan 2008 00:00
KENTTEN GELEN
Görünen o ki, Marmariste bir problem olmazsa turist sayısında en az yüzde 17lik bir artış bekleniyor.
Görünen o ki, Marmariste bir problem olmazsa turist sayısında en az yüzde 17lik bir artış bekleniyor. Bu artışın umarım kazançta da kendini göstermesi. Zira gerek acentalar gerekse işletmeler zor bir kış geçirdiler. Döviz son 6 yılda yüzde 30 gerilemiş, maliyetler artmış ve bizim yaşam şansımız için % 60 kârla çalışmak zorunluluğumuz ortaya çıkmıştır. Bölgemizde ayakta kalabilmemiz için önce ucuz turizm imajından kurtulmamız lazım. 10 YTL. ye yemekli tekne turu ya da jeep safari satarsak yaşayamayız.
Ürünlerimizi ve emeğimizi değerinde satamazsak, ancak aldığımız kredilerin faizlerini öderiz ya da ödeyemeyiz. Eskiden mesleğinizi iyi yaptığınız zaman sizi mutlaka birileri fark eder ve layık olduğunuz potansiyeli elde ederdiniz. O şekilde yaşama ve yükselme şansınız olurdu.
Bugün değişik sektörlere baktığımız zaman durum pek farklı değil, karmaşık çelişkiler içindeyiz, ucuzluk-pahalılık, ilerici-gerici, muhafazakar-yenilikçi arasında kavram karmaşası var. Ama en önemli şey üretemiyoruz. Neden üretemiyoruz; çünkü tüketicinin egemen olduğu toplumda sadece bazı ürünler tüketilebiliyor. Moda ne ise onu üretmeye çalışıyoruz. Yapmamız gereken şey sistemin çarkları arasında ezilmeden hala dürüst olmak, yaptığımız işi kendi alanımızda en iyi şekilde yapmak ve topluma bunun yayılmasını sağlayabilmek, kültürel, toplumsal değerlere ve doğal çevreye sahip çıkabilmektir. Örneğin, turizm yaparken doğal çevremizi koruyamazsak gelecekte moda ne olursa olsun başka iş aramak zorunda olduğumuzu unutmayalım.
Yanıbaşımızda açılmak istenen maden ocağına karşı hepimizin karşı durması lazım. Ülkemizin imajı açısından önemli ve gündem oburu haline gelen türban tartışmasında Boğaziçi Üniversitesinden Binnaz Toprak ile Sabancı Üniversitesinden Ersin Kalaycıoğlunun birlikte yaptığı İş Yaşamı, Üst Yönetim ve Siyasette kadın başlıklı araştırmaya göre liseyi bitiren kızlardan sadece yüzde 1i başörtüsü yasağı yüzünden üniversiteye gidemiyor. Ancak yüzde 30u sınavı kazanamadığı için, yüzde 15i sınavı kazandığı halde evlenip okulu bıraktığı için, yüzde 14ü çalışması gerektiği için,yüzde 10u daha fazla okumasına ailesi izin vermediği için üniversiteye gidememektedir. Eğitim ve öğrenim hakkına türbanlı kadınlar için gösterilen hassasiyet, ihtimam neden diğerleri için gösterilmemektedir. Bence bu erkeklerin kadınlar adına erkekçe siyaset yapmasının bir sonucudur. Unutmayalım ki, tüm modern toplumlarda ulusların çağdaş doygunluğu kadın üzerinden ölçülür. Kadın üretimde, çalışma hayatında, giyimiyle, bedeniyle, aile içi ilişkileriyle modernliğin göstergesidir.
*Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği
(TÜRSAB) Marmaris
Bölge Yürütme Kurulu Başkanı
İsmail N. Özbozdağ*