10 Nisan 2008 00:00

EMEK GÜNLÜĞÜ

Türk-İş, DİSK, KESK 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını ilan ettiler. Üç konfederasyonun İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta ortak davranacaklarını ilan etmiş olmaları olumlu bir başlangıçtır.

Paylaş

Türk-İş, DİSK, KESK 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını ilan ettiler. Üç konfederasyonun İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta ortak davranacaklarını ilan etmiş olmaları olumlu bir başlangıçtır. Hak-İş ve kimi diğer konfederasyonlar bunun dışında kalmış gibi gözüküyor. Sanıyorum kendileri ortak kutlamanın dışında kalmak istediler. Yinede geciken bir şey olmadığını düşünüyorum. Hak-İş AKP yandaşlığını bırakıp, işçi ve emekçilerin çıkarları doğrultusunda bir çaba gösterirse ve bunun için koşul ileri sürmezse bir araya gelmenin önünde engel kalmayacaktır. Fakat Hak-İş tarafından Emek Platformu’na “Demokrasime Dokunma” biçimindeki Ankara merkezli önerisinin AKP yanlısı bir öneri olduğu çok açık biçimde ortaya çıkıyor. Onun için Hak-İş bir işçi konfederasyonu olarak önce işçi ve emekçiler için demokrasi talep etmelidir. AKP kendisi başlı başına demokrasi düşmanı bir tutum içindedir. Kendisinin demokrasiye ihtiyacı olduğu koşullarda aklına gelen demokrasi gerçekçi değildir.
Neyse biz bunu bir kenara bırakalım, eğer sorun işçi sınıfının çıkarları ise hiçbir pazarlık yapmadan birlik içinde yer almaktır ve onun için çalışmaktır. Bundan başka söylenecek ne olabilir, Hak-İş ve diğer sendikal konfederasyonlar 1 Mayıs’ın en kitlesel ve yaygın geçmesi için ayrı durmak yerine güçleri birleştirmelidirler, ortak platformda yerlerini almalıdırlar. Alan tartışmaları nasıl son bulduysa, yok benim düşüncem başkaydı meseleleri artık son bulmalıdır. Türk-İş, DİSK, KESK tarafından ortaya konan birlikte davranma tutumuna diğer sendikal konfederasyonlar katılarak içinde yer almalıdırlar. Almalıdırlar ki işçi sınıfının birlik mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs sermaye karşısında daha güçlü olsun.
Konfederasyonların ortak açıklamasında yüz binlerle Taksim’de olma çağrısı vardır, sadece burada değil, ülkenin her yerinde on binleri, yüz binleri alanlara çıkarmak gerekiyor. Her alanda, on binler ve yüz binlerin alanlara çıkması için de çalışmak gerekiyor. AKP Hükümeti IMF’ye verdiği sözü yerine getirememenin sıkıntısını yaşadı. Sosyal Güvenlik Yasasını Meclis’te mesai yaparak zamanında çıkaramadı diye hayıflanıyor. Buna karşı Mart ayı içinde ve en son 6 Nisan’da on binlerin ortaya koyduğu iradeyle 1 Mayıs’a hazırlanmak, sermaye ve onun hükümeti AKP’ye güçlü bir cevap vermek bizlerin elinde.
Buradaki temel sorun şu, nasıl bir hazırlık süreci ile güçlü 1 Mayıs’ın olacağı sorusudur. Örneğin ortak kutlama için bir araya gelen konfederasyonlar, o güne dair iş bırakma ve işyerlerini kitlesel katma konusundaki iradeleri ne olacaktır? Örgütsüz işçilere dönük nasıl bir çalışma sürdürülecektir? Çalışmaları yaparken hangi talepleri öne çıkacak? Bütün bunlar 1 Mayıs’ın güçlü geçmesi ve sermayeye karşı mücadeleyi büyüterek ilerlemesi için önemli dayanaklar. Burada sendikaların genel merkez yöneticileri, şube başkanları, amatör ve profesyonel yöneticiler, işyeri temsilcileri, ileri işçiler kendilerini çalışmanın neresine koyacak? Çalışmanın içinde nasıl yer alacağız, bunların hepsi 1 Mayıs’ın kitlesel ve yaygın geçmesi için önceden planlanması ve yapmak üzere harekete geçilmesi gereken unsurlardır. Yoksa yukarıdan aşağıya doğru, emir ve komuta içinde hayat bulması imkansızdır.
Burada yazılı ve sözlü propaganda önem kazanmaktadır. Sendikalar hiç olmadığı kadar çeşitli bildiri, afiş, pankart gibi araçlar ile işçi ve emekçilere ulaşmanın yollarını zorlamalıdır. İşyerlerinde toplantılar yaparak çalışmalar güçlendirilmeli. Ben 1 Mayıs’ı duymadım diyen tek bir işçi ve emekçi kalmamalı. Nasıl olsa benim işçim biliyor, zaten gelir, mantığından da kurtulmak zorundayız. Tabii ki öncelik hep işyeri fabrika merkezli bir çalışma, işçi ve emekçilerin oturduğu semtler, mahalleler çalışmanın tamamlanacağı yerler olarak gözden kaçmamalı. İşçisi tulumuyla, doktoru önlüğüyle, öğrenci formasıyla her kes kendi iş önlüğüyle alanlara akmalı. 1 Mayıs’ta barışı savunmanın, kardeşliği büyütmenin, demokrasiyi talep etmenin ve emperyalizme, onun yerli işbirlikçilerine karşı mücadelenin, hava döndü, işçiden işçiden yana esiyor yel demenin günü olmalı.
Seyit Aslan
ÖNCEKİ HABER

AKP’nin 301 teklifi Mumcu’ya takıldı

SONRAKİ HABER

Sınav boykotu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...