11 Nisan 2008 00:00
Yazarların dilinde tüy bitti!
Türkiye Yazarlar Sendikası, son günlerde yaşanan sansür olaylarına tepki gösteren bir açıklama yaptı. Dilimizde tüy bitti başlığıyla yapılan açıklamada, Kürtçe kitapların yasaklanması, gazetecilerin cezaevine atılması, Dem TV, Roj TV ile ilgili yasaklar eleştirildi
Türkiye Yazarlar Sendikası, son günlerde yaşanan sansür olaylarına tepki gösteren bir açıklama yaptı. Dilimizde tüy bitti başlığıyla yapılan açıklamada, Kürtçe kitapların yasaklanması, gazetecilerin cezaevine atılması, Dem TV, Roj TV ile ilgili yasaklar eleştirildi.
Diller ve edebiyatları özgürdür. Bu nedenle kimse anadilinde ya da farklı dillerde sanatsal ve yazınsal etkinlik yaptığı için zulüm görmemeli, cezalandırılmakla tehdit edilmemeli demekten dilimizde tüy bitti diyen yazarlar, Kürtçe-Türkçe yayımlanan bir kitap için Diyarbakır Anakent Belediye Başkanı Osman Baydemirin hapisle yargılanmasına tepki gösterdi.
Açıklamanın devamında basına ilişkin sansür ve cezalandırma çabalarına değinildi. Türkiyede aklı başında herkes gibi bizim de Hiç kimsenin, ama hiç kimsenin düşüncelerini ifade ettiği için, yaşamı karartılmamalı. demekten dilimizde tüy bitti! denen sendika açıklamasında 23 gazetecinin cezaevinde olmasına değinildi.
Dergi toplatmak, gazete ve televizyon kapatmak ancak faşist ya da faşizm etkisiyle yasa yapan ülkelerde olur diye diye dilimizde tüy bitti!.. görüşünü belirten TYS, Yürüyüş dergisi ile Dem TVnin yayınlarının durdurulmasına tepki gösterdi.
TYS açıklaması şöyle devam etti: Kürt sorununun çözümü için demokratik ve barışçıl yollar, öteki bütün yöntemlerin önüne geçmeli, ülkemizin ölümlerle yaralanmasına, kahrolmasına son verilmeli. Bunun gereklerinden biri Kürtçe yayın yapan basın araçları ve ağları üzerindeki baskıların kaldırılmasıdır. Bu sözü yinelemekten dilimizde tüy bitti!.. Roj TV kapatılmasın, gerekli yasal düzenlemeler yapılarak İstanbuldan, Ankaradan, Diyarbakırdan yayınlar yapsın diye bir mektup kaleme alarak, Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussene gönderen 56 belediye başkanı hakkında soruşturma açıldı. İçişleri Bakanlığı Müfettişlerinin soruşturmasında mektubun içeriğinde her ne kadar suç unsuru yoksa da belediye başkanları hadlerini aştığından haklarında kamu davası açılması gerekir dendi. 56 belediye başkanı hakkında 15 yıl hapis istemi ile dava açıldı. Bir talebi soruşturma konusu yapmak adil değildir, demekten dilimizde tüy bitti!..
Sendika açıklaması şu ifadelerle son buldu: Türkiye Yazarlar Sendikası olarak, 12 Eylül askeri darbesinden sonra yapılan bir anayasayla ülkeyi yönetmeye çalışan hiçbir hükümetin, sivil hükümet olamayacağını, tam tersine darbecilerin memuru olacağını söylemekten; darbe yasalarıyla yönetilen ülkelerdeki baskı nedeniyle dinsel inançların gerici örgütlenmelerin malzemesi olacağını; bu ülkelerden biri olan Türkiyenin her an darbe tehdidi altında yaşamaya zorunlu olduğunu söylemekten dilimizde tüy bitti!. (KÜLTÜR SERVİSİ)