14 Nisan 2008 00:00
KENTTEN GELEN
Bir kent olarak Balıkesirin sorunlarının başında sanayileşememek olgusu var.
Bir kent olarak Balıkesirin sorunlarının başında sanayileşememek olgusu var. Kenti çevreleyen komşu iller içerisinde Balıkesir, sanayi yoksulu olarak bilinmesine karşın özellikle son bir yıl içerisinde emek sömürüsü ve direnişlerin yoğun olarak yaşandığı illerden biri oldu. 2007 yazında Havran/Ant Gıda işçilerinin işten atılması, Susurlukta işten atılan 410 Yörsan işçisinin dört ayı aşkın süredir hâlâ direnişte olması ve nihayet gene Ant Gıdada grevde geçen 48 gün...
Emek basını, Evrensel muhabiri olarak bu süreci direnişteki işçilerle birlikte yaşayıp gözlemlerken, işçilerden çok şeyler öğrenme olanağı bulduğumu itiraf etmeliyim. Bunların başında da emekçilerin işi, aşı ve emeğinin hakkını alma uğraşında, hiçbir gücün önlerinde engel oluşturamayacağını görmüş olmam var. Yaşanan bu eylem sürecinin hemen hemen her aşamasında işçilerle ve bağlı bulundukları Tek Gıda-İş Sendikası yetkilileri ile sıkça birlikte olduk. Birbirimizden karşılıklı bir şeyler öğrendik.
Örneğin Tek Gıda-İş Balıkesir Şube Başkanı ile birlikte aynı otomobilde Ant Gıda grev başlangıcı için Havran ilçesine gidişimizi anımsıyorum. Bana Bize sağcı mı, yoksa solcu musun diye soruyorlar. Biz ekmeğimizin peşindeyiz. Hocam nedir bu sağ-sol meselesi? diye sormuştu. Ben de Fransız Devriminden bahisle anlatmaya çalıştıydım dilimin döndüğünce. Gerek Susurluk/Yörsan, gerekse Havran/Ant Gıda haberi, bir-iki hafta gazetede çıkmasa hemen telefonum çalar; Hocam gelsene, bir haber yapalım. Sesimizi duyan yok diye çağrı alırdım. Ertesi gün haber çıktığında ise eylem alanında gazete dağıtımının tatlı telaşı yaşanırdı hep. Geçtiğimiz 10 Nisan akşamı gene telefonum çaldı. Arayan Tek Gıda-İş Balıkesir Şube Başkanı Sayın Mehmet Akgündü: Hocam Ant Gıdada anlaşma sağladık, grev sona erdi. Bu kazanımda sizin ve Evrenselin emeği çok. Bu mutlulukta sizin de katkınız büyük. Yarın sabah işbaşı yapılırken haber için gelir misiniz?
Bu çağrı benim ve Evrensel için büyük bir onurdu kuşkusuz. İşçiler yaşadıkları mutluluğu bizimle paylaşmayı yeğliyor; verdikleri mücadele sonunda direnerek kazandıklarını dosta düşmana duyurmak istiyorlardı. Soğuk, yağmur demeden 48 günden bu yana süren grev sona ermiş, işçiler direne direne kazanmışlardı. Geriye söylenecek tek bir şey kalıyor: Darısı bu topraklarda ezilen ve direnebilen tüm emekçilerin ve tabii ki Yörsan işçilerinin başına.
C. Saffet Yılmaz