16 Nisan 2008 00:00
Bir başkasının acısını duyumsamak
Duyarsızlıktan nasibini almış, herhangi birine Pippa Baccanın projesini anlatsam, yüzünün alacağı ifadeyi gözlerimin önüne getirebiliyorum. Barış için öldürmeyi olağan bulan insanlar, bir sanatçının barış için otostop çekmesini tuhaf ve anlamsız bulurlar.
İnsan olduğumuz an, bir başkasının acısını içimizde duyduğumuz andır. Empati hepimizde bulunan bir yetenek olsa da, sistem içinde var olma savaşında işlevsiz olduğundan, küçük çıkarlar peşindeyken aleyhimize işlediğinden, başkalarının duyarsızlığından yakınıp dursak bile çabamız olabildiğince duyarsız olmak içindir. Ne kadar acımasız olursak o kadar güçlü olacağımızı düşünürüz. Acımasızlığın uygulanma şeklini çevremiz belirler. Biraz uyumsuz, hassas birini gördüğümüzde onu garipser, saf, aptal olarak nitelendiririz. Sait Faikin Dülger Balığının Ölümü hikayesinde olduğu gibi onu suyumuza alıştırdığımız gün bayram eder, hatta birini daha normalleştirdiğimiz için övünürüz. Koşullandığımız normallikleri sorgulamayı çoğumuz aklımızdan bile geçirmek istemeyiz. Sorgulasak normal dediğimizin yaşama doğrultulmuş, korkunç bir silahtan, gerçekler diye kabul ettiğimizin saçmalıklardan ibaret olduğunu göreceğimizi bilir, bundan korkarız. Sistemi ayakta tutan da bu korkudur zaten. Önyargılarımız korkularımızdır.
Barış için gelinlik giyip yola düşen İtalyan sanatçı Pippa Baccanın ölümünü okuduğumda, içim üzüntü ve tiksintiyle doldu. Bir yandan da, ne acı ki, aklım bu sonun normal olduğunu söyledi. Ülkenin gerçekleri buydu. Genç bir kadının, ne için olursa olsun; ahlaksızlığını bir kenara bırakıyorum, yalnız başına otostop çekmesi deli cesaretiydi. Yeniyetmeliğimden beri, bana bu yüzden eve geç gelme, açık giyinme ve benzeri yaptırım içeren sözlerde bulunmalarının sebebi bu değil miydi? Sorgulamaya kalkıştığımda aldığım cevap hep aynıydı; toplumu değiştiremezsin, topluma uymak zorundasın. Şimdi babama Bacca gibi barış için gelinlik giyip yollara düşeceğim desem, bana ne tepki verirdi aklımdan bile geçirmek istemiyorum.
Duyarsızlıktan nasibini almış, herhangi birine Pippa Baccanın projesini anlatsam, yüzünün alacağı ifadeyi gözlerimin önüne getirebiliyorum. Barış için öldürmeyi olağan bulan insanlar, bir sanatçının barış için otostop çekmesini tuhaf ve anlamsız bulurlar. Art niyet ararlar, çünkü normal olan art niyettir. Para için, kariyer için bir şeyler yaparız ama barış için bir imzayla ya da sözle kalır, kendimizi riske atmayız. Çünkü kimsenin acısını içimizde duyamamaktayızdır. Birkaç yıl önce okuduğum kısa bir haberi hatırlıyorum. Dahi bir çocuğun intihar haberiydi bu. Çocuk, arkasında bıraktığı mektupta şöyle yazmıştı: Dünyanın tüm acısını içimde duyuyorum, elimden bir şey gelmiyor.
Çağla Cömert (BOLU)