17 Nisan 2008 00:00

Diyarbakır’ın geleceğini garanti altına aldık

Uzun zamandır yazılı ve görsel medyaya röportaj vermeyen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir gazetemize konuştu. Belediye yönetiminde 4 yılı geride bırakan Baydemir, Diyarbakır için yaptıklarını anlattı.

Paylaş

Uzun zamandır yazılı ve görsel medyaya röportaj vermeyen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir gazetemize konuştu. Belediye yönetiminde 4 yılı geride bırakan Baydemir, Diyarbakır için yaptıklarını anlattı. Yoksul kadınların çamaşırlarını yıkaması için kurulan çamaşır evlerinin nasıl birer sosyalleşme ve eğitim merkezlerine dönüştüğünü; mesleki eğitim merkezinden, yoksullar için kurulan "üniversiteye", kentsel dönüşümün yoksullar için nasıl olumlu şekilde gerçekleştirildiğinden, kırsal kalkınma projeleriyle köylülüğü kooperatiflerde örgütleme sürecine, yoksullar için kurulan Gıda Bankası'ndan, Diyarbakır'ı geleceğe hazırlayan önümüzdeki 30 yıllık imar ve ulaşım planına, kişi başına düşen yeşil alanın 0.5 metrekareden 6 metrekareye yükseltilmesine, Diyarbakır'ın başlattığı turizm atağına kadar çok geniş alandaki faaliyetlerini gazetemize anlattı. Baydemir, AKP hükümetinin Diyarbakır için hazırladıkları önemli projeleri nasıl engellediğini, Başbakan'ın "Diyarbakır'ı istiyorum" açıklamasını nasıl değerlendirdiğini, hakkında 130 yıl hapis istemiyle yargılandığı davaları, Kürtçe belediyecilik hizmetlerini de okuyucularımızla paylaştı..

Pek çok konuşmanızda Diyarbakır'da, DTP'li belediyelerin, 80 yıllık cumhuriyet tarihi boyunca yapılmayan hizmeti 8 yıla sığdırdığını söylüyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?
Çok açık ifade etmek isterim ki 80 yıllık cumhuriyet tarihi boyunca yapılmayan, üretilemeyen hizmetleri biz 8 yıllık alternatif yerel yönetimler modelimiz içerisinde halka götürdük. Bunlar hem sayısal verilerde hem de kente baktığımızda çıplak gözle görebileceğimiz değişimlerdir. Biz göreve gelmeden önce Diyarbakır'ın Büyükşehir belediyesi sınırları itibariyle nüfusuna baktığımızda 1990 yılında 375 bindir. Bugün ise 855 bindir. Göreve geldiğimizden bu yana Diyarbakır'a 42 yeni mahalle eklendi. Diyarbakır'ın 42 bin hektarlık alanı 110 bin hektara çıktı. 4 kat büyümeyi yaşadı. Göreve geldiğimizde Diyarbakır 8 bin hektarlık imara açık alana sahip iken bugün Diyarbakır 26 bin hektarlık planlı imara açık alana sahip. 43 mahalle sayısından 125 mahalleye geldik. 2292 olan sokak sayısı 3650'e çıktı. İşte bütün bu en ücra sokaklarda kaliteli, adil ve eşit hizmete kavuştular. Zorunlu göç ile birlikte kentin alt ve üst yapısı nüfusun ihtiyacına yanıt veremez haldeydi. Biz bir ilke imza atarak nerdeyse hiçbir belediyenin yapamadığı bir stratejik plan hazırladık. Stratejik bir planla ancak bu büyük sorunları çözebilirdik. Bu planı oluştururken, yurttaşın da bu planın oluşumu içinde yer edinmesini istedik.3 bin hane ile yüz yüze görüşme yaptık. Öncelikleri, problem alanlarını tespit ettik. Kentin dinamikleri olan 100'ü aşkın sivil toplum örgütünü de bu işin içine kattık. Bu stratejik plan dahilinde 5 tane yönetim ilkemizi belirledik. Etkin ve katılımcı yönetim, sosyal ve kültürel gelişim, ekonomik sosyal kalkınma, tarihi ve kültürel gelişim ve bunun sürdürülebilirliği ve planlı kentsel gelişim. Bu noktada imar ve ulaşım master planlarını birlikte geliştirdik. İmar ve ulaşım planı, bir kenti kentlileştirmede, metropolleştirmede ve geleceğe hazırlamada devrim niteliğinde bir rol oynar. Kent 8 bin hektarlık planlı alandan 26 hektarlık planlı alana çıkarıldı. Neredeyse kentin 30 yıllık büyüme trendi şimdiden planlanmış durumda. 30 yıl sonra kent ne kadar büyüyecekse tüm nüfusun ihtiyaçlarına; sosyal donatı alanından yeşil alanına kadar her şeyi hazır durumda. Yol, su ve kanal çalışmaları itibariyle geleceğin ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma gelmiştir. Örneğin Bağlarda geçtiğimiz iki ay içinde temeli atılan Batı kolektörü 10 yıl sonraki nüfusa hitap eden, onların ihtiyacı gözetilerek hayata geçirilen bir altyapı çalışmasıdır.
Çok iyi hatırlıyorum yerel yönetim seçim çalışmaları yaptığımızda dizimize kadar çamura batardık. Bugün kentimizde çamurdan eser yoktur. 4 yıl içinde asfaltlanmayan tek bir ana ve ara arterimiz kalmadı. Kentte çok ciddi bir gecekondulaşma sorunu vardı. 4 yıl içinde ciddi bir önlem mekanizması oluşturduk. İki temel proje; Aziziye ve Suriçi Hz.Süleyman Camii çevresindeki yapıları kaldırarak bu yapılar yerine birer konut üretmeyi hedefliyoruz. Aziziye Mahallesindeki çalışmamız sona gelmiş durumda.
Ulaşım master planı kentimiz için çok önemli. Diyarbakır'da toplu taşıma, geçmiş yönetimler tarafından özelleştirildi. Özel toplu taşıma yurttaşın hayatını zorlaştırıyor. Şu an 40 araçlık bir filoyla işe başladık. Yakında 140 araca çıkaracağız filomuzu. Önümüzdeki 30 yıl içinde Diyarbakır'da hafif raylı siteme geçme istenci hasıl olduğunda herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmaksızın anında geçilebilecektir. Yeni şehirlerarası otogarımız çağdaş yüzüyle 500 bin insanımıza ev sahibi oluyor. Bölgenin en modern şehirlerarası otogarına sahibiz. Diyarbakır'ın ticaret merkezi haline dönüştürülebilmesinin unsurlarından biri de Ortadoğu'nun en büyük canlı hayvan borsasını yapmamızdır.

Alternatif bir belediyecilik modeli yaratma iddiasında olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin sosyal açıdan yaptığı hizmetlerden bahseder misiniz?
Belediyeler, doğrudan istihdam mekanizması değildirler. Ancak Diyarbakır'da bilinen nedenlerden dolayı kent nüfusunun yüzde 60'ı işsizdir. Bu, pek çok sosyal problemi birlikte gündeme getiriyor. Bizde, alternatif belediyecilik hizmetleri ortaya koyduk. Her şeyden önce "balık verme, balık tutmayı öğret" bakış açısından hareketle mesleki eğitim merkezimizi oluşturduk. 12 branşta mesleki eğitim merkezimizde olanakları olmayan gençlerimiz eğitim görmektedir. Kursiyerlerimizin yüzde 60'ı istihdam edilmiştir. Doğalgaz konusunda tek eğitim verme yetkisi mesleki eğitim merkezimizdedir. 3 ayda bir kırk kursiyerimiz mezun olmaktadır. Kentimizde doğalgaz çalışmaları başladı. Bu mezun kursiyerlerimiz tamamı istihdam imkanını elde edeceklerdir. Yoğunluklu olarak göç alan mahallelerimizde kadınlar ve çocuklar önceliğimiz durumundadır. İlk olarak bu mahallelerde çamaşır evlerini oluşturduk. Her ne kadar adı çamaşır evi olsa bile çok amaçlı kentsel yaşama katılma, sosyal yaşama katılma merkezleridir. Bir yandan kadınlarımız çamaşırlarını yıkarken merkezlerimizde üreme sağlığı, okuma yazma kurslarına kadar eğitim süreçlerinden geçmektedir. Çocuklar da merkez içinde bulunan diğer alanlardaki eğitimle sosyal bir rehabilitasyon sürecinden geçiyorlar. Şu anda kentin dört bir yanında belediyelerimizin bu tür sosyal politikalarını görmek mümkün. Bununla birlikte anne çocuk sağlığı gelecek kuşaklar açısından olmazsa olmaz bir hizmettir. En yoksul bölgelerden Ben u Sen mahallesinde sağlık merkezimizi kurduk. 1-2 ay içinde hizmete girecek. Çocuk yaz kampıyla ise hayatında hiç tatil yapmamış çocuklarımızı Hazar gölü kenarındaki kampta 10'ar günlük devrelerle bir araya getiriyoruz. Kentimizde yaşanan yoksulluğun ne olduğunu verilerle ortaya çıkarıp müdahalelerde bulunmak için Sarmaşık Derneği'ni kurduk. 4 ayrı bölgemizde hane hane çalışarak yoksulluk haritasını ortaya çıkardık. Ama biz hükümeti bekleyemeyiz. Bundan hareketle de Gıda Bankamızı oluşturduk. Gıda Bankası içindeki tüm ürünleri puanladık. Yoksulluk sınırı altında yaşayan insanlarımız, puanları oranında onurları, incitilmeden ihtiyaçlarını alıp evine gidiyor. Açıkça ifade etmek gerekirse 700 aile her ay düzenli bir şekilde Gıda Bankası'ndan istifade ediyor. Bunu 10 bin aileye çıkardığımızda önemli bir işlev gireceğini düşünüyoruz.
Diğer yandan ise kırsalda var olan nüfusun kente göç etmemesi için çaba sarf ettik. Bölgemizde iki pilot kırsal kalkınma projesi olan Kırkkoyun ve Kapari projelerini hayata geçirdik. Karacadağ bölgemizde Kırkkoyun projesini ile koyun dağıttık. O köylerin tarihinde ilk defa o köylüleri örgütledik; kooperatif kurduk ve şu an süt işleme tesisine sahipler. Hacica köyünde ise bölgenin doğal bitkisi olan ilaç ve gıda sektöründe çok değerli bir bitki olan Kapari bitkisinin işletilmesini sağladık. Kapari üretimini batıya ihraç ediyorlar. Bu iki husus bile model alınabilecek projelerdir. Kent nüfusumuz çok fazla. Nüfusun yüzde 60'ı göçten kaynaklı kır kökenli. Kentsel katılım projemiz 10 milyon avroluk projedir. 4 milyon avroluk bölümü altyapıyı oluşturma anlamında eğitime ayrılmıştır. 6 milyon avrosu ise inşaat çalışmaları için ayrılmıştır. Sümerpark bir nevi kentin dezavantajlı gruplarının üniversitesi olacaktır. Şu anda anakent belediyemizin kendi kaynaklarıyla resepsiyon, anfi tiyatro, nikah salonu, kütüphane ve medya merkezi binaları açılışa hazır hale geldi. Kent fuaye sergi merkezi açılışa hazır. 10 bin metrekarelik bir alanımız çocuk kadın, engelliler ve STK'ları geliştirme ve destekleme merkezlerine tahsis edilecek. Bu deneyimden göç almış tüm kentler istifade etmek isteyecekler.
Diyarbakır surları ve Çin Seddi

Diyarbakır turizm açısından büyük bir potansiyel taşıyor. Bu potansiyeli harekete geçirmek için yaptığınız çalışmalar var mı?
Ekonomik ve sosyal kalkınmayı kısa sürede sanayi hamlesiyle yapmamız mümkün değil. Diyarbakır açısından bunun en kısa ve önemli yöntemlerinden biri turizmdir. Turizm Diyarbakır'ın en avantajlı olduğu alanlardan biri. Örneğin Dağkapı Meydanı'nı yeniden dizayn ettik. Gazi Caddesi ve Yenikapı sokak projelerimiz gelecekte Suriçi bölgemizi açık hava müzesi haline getirmek için atılan pilot adımlardır. Sadece Suriçi değil Eğil ilçesindeki Kral Mezarlıkları, Ergani ilçesindeki Hilar Mağaraları, Silvan'daki Hasuni Mağaraları, Bismil'deki 10 bin yıl öncesine ait tarihi kalıntılar... Diyarbakır aynı zamanda bölge turizminin de merkezidir. Tur operatörleriyle diyaloglarımız ve bölge turları düzenlenmesi konusundaki diyaloglarımız sürüyor. Diyarbakır'ı kongre turizmi merkezi haline dönüştürmeye çalışıyoruz. Biz göreve gelmeden önce büyük çaplı kongre ve fuarlar gerçekleştirilmemişti. Tarım fuarlarından sanayi fuarlarına kadar yılda 5-6 fuarın yapıldığı kent haline dönüştük. Bir yandan ticaret turizmi bir yandan kültür turizmi açısından bir hamle içerisindeyiz. Bu çabamız yeterli değil ama bunu yeterli hale getirmek durumundayız. Yılda 3 milyon turist Çin Seddi’ni ziyaret ediyor. Bana göre Diyarbakır Surları bunun üç katını hak ediyor. Bu konuda almamız gereken çok mesafe var.

(Diyarbakır/EVRENSEL)
(Yarın:AKP’nin balonunu patlatacağız)
Mehmet Aslanoğlu
ÖNCEKİ HABER

Suçlu olan DTP’li vekiller oldu

SONRAKİ HABER

Harput tarihi kimliğine kavuşmak istiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...