17 Nisan 2008 00:00

Güvenlik bahanesiyle fişliyorlar!

Akdeniz Üniversitesi’nde yaşanan ülkücü saldırının ardından ‘güvenlik’ adı altında yapılan uygulamalar iyice çığırından çıktı.

Paylaş

Akdeniz Üniversitesi’nde yaşanan ülkücü saldırının ardından ‘güvenlik’ adı altında yapılan uygulamalar iyice çığırından çıktı. Saldırının ardından polis ablukasına alınan üniversitede şimdi de öğrencilerin parmak izi alınıyor. Öğrenciler, ‘güvenlik’ adı altında fişlenirken uygulamalar bununla da sınırlı kalmıyor. Okul içerisinde çevik kuvvet polislerinin kuşatması altında kalan öğrencilerin evleri de sivil polisler tarafından sürekli gözetleniyor.
Akdeniz Üniversitesi yerleşkesi içerisinde ve saldırıların yaşandığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı Akdeniz Öğrenci Yurdu’nun girişinde bulunan güvenlik kulübesinde cihazla öğrencilerin parmak izleri alınarak kimlik tespiti yapılıyor. Öğrenciler, sağ ellerinin baş parmaklarını cihaza okutunca, ekranda kimlik bilgileri beliriyor. Öğrenciler bu bilgiler kontrol edildikten sonra yurt binasına girebiliyor.
Bu arada, olaylardan sonra yurdu terk eden öğrencilerin, yurda dönüşleri sürüyor. Bugün de, olaylardan sonra arkadaşlarının evlerine geçici olarak yerleşen öğrencilerden bazıları yurda döndü.
Akdeniz’de yaşananlar masaya yatırıldı
Eğitimciler, avukatlar, kitle örgütü temsilcileri, öğrenciler ve velileri, Antalya Eğitim Sen Şubesi’nde bir araya geldiler. Toplantıda ‘Öğrencilerimizi yalnız bırakmayacağız. Olayların takipçisi olacağız’ mesajı verildi.
Yaşanan saldırılara ve ardından gelen güvenlik terörüne tepki gösterilen toplantıda, ‘güvenlik’ adı altında yapılan baskıcı uygulamalara son verilmesi istendi. Öğrenciler, sürekli polisin ve güvenlik görevlilerinin gözetimi altında kaldıklarını, öğrenci evlerinde dahi izlendiklerini kaydettiler.
Ülkü ocaklarında toplanıp saldırmışlar
Toplantıda, avukatlardan Münip Ermiş, Nusret Gürgöz ve Vahap Kuzu da yer aldı. Bugüne kadar gerçekleşen tutuklamalar, işleyen hukuki süreç ve öğrencilerin mağduriyeti hakkında bilgi veren avukatlar; olayların ‘kız meselesinden çıktı’ gibi sunulmasının yanlış olduğunu, savcının da durumun ülkücülerin saldırısı olduğunu dile getirdiğini belirttiler.
Avukat Münip Ermiş, tutuklanan 8 saldırganın içinde hiçbir üniversite öğrencisinin olmadığını, ayrıca saldırganların, olayların yaşandığı günün sabahı Antalya Ülkü Ocakları’nda toplanıp, otobüse binerek üniversiteye gittiklerini itiraf ettiklerini de kaydetti.
Tutuklamalara itiraz
Avukat Nusret Gürgöz de konuşmasında, ‘mağdur öğrencilerin’ tutuklanmasına itiraz ettiklerini, zira onların saldırıya uğradıkları ve sadece ‘meşru müdafaa’da bulunduklarının ispatlandığını açıkladı. Gürgöz, “Olaylar yatıştı gibi gözükse de yeni saldırılar olasılığı her zaman var. Öğrencileri yalnız bırakmamalı, toplumsal duyarlılığı korumalısınız” dedi.
Avukat Vahap Kuzu ise öğrencilerin mağduriyetinin bir an önce giderilmesini istedi.
Toplantıda söz alan İlhan Karakurt, ‘güvenlik zaafiyeti’ adı altında öğrenciler üzerinde baskı kurulmak istendiğini kaydetti. Bu arada Antalya 2’nci Sulh Ceza Mahkemesi, yaşanan saldırıyla ilgili olarak, “kamunun bilgilendirilmesine ilişkin haber özelliği taşıyan haberler dışında, soruşturmayla ilgili, belge niteliğinde olan, olaya ve kişilere yönelik sesli ve görüntülü yayınların önlenmesini” kararlaştırdı.


AKP Hükümet’i sorumluluğunu gizliyor

Antalya Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu Sözcüsü Abid Küçükarslan, ülkücü saldırı ile ilgili olarak Rektör Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın haksız suçlamalara maruz kaldığını savundu. Antalya Barosu’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Küçükarslan, Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’in olaylara ilişkin sözlerinin Akaydın’a yönelik haksız ithamları içerdiğini, bu yolla iktidarın sorumluluğunu gizlemeye çalıştığını söyledi.

Antalya’da tutuklu sayısı 18

Akdeniz Üniversitesi’nde yaşanan ülkücü saldırının ardından tutuklananların sayısı 18’e yükseldi. Saldırının ardından yürütülen soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan 5 kişi daha önceki akşam saatlerinde tutuklandı. Nöbetçi mahkeme, ifadelerinin alınmasının ardından Akdeniz Üniversitesi öğrencileri Yılmaz D. ile Ergün A’yı, “kamu malına zarar verme, yaralama ve suç işlemeye tahrik”; öğrenci olmadıkları belirlenen Ayhan S, Mesut G. ve Ahmet ǒyi de “suç işlemeye tahrik ve silahlı tehdit” suçlamalarıyla tutukladı. Böylece Akdeniz Öğrenci Yurdu ile Akdeniz Üniversitesi yerleşkesinde yaşanan ülkücü saldırının ardından tutuklananların sayısı 18’e yükselmiş oldu.

Öğrenciler zor durumda veliler tedirgin

İzzet Günay: Saldırıların sınav dönemine denk gelmesi tesadüf değildir. Olayların temelinde öğrencileri korkutarak ve ortamı terörize ederek ‘Ya sev ya terk et’i üniversiteye sokma amacı vardır.
Burak Çiftçi: Bizler 9 Nisan’da yurda dönmek istedik. Sonuçta orası bizim evimiz bir nevi. Ancak kapıda çevik kuvvet bekliyor ve gelenlere üzerinde ne yazdığını göstermedikleri bir belge imzalattırıyorlardı. Daha sonra bunun yurt yönetimi tarafından açılan soruşturmalar için olduğunu öğrendik. Bizden savunma istedikleri suçlamalar ise kabul edilemez cinstendi; “terör örgütü propagandası yapmak, kesici aletlerle insanlara zarar vermek” gibi.
Kazım Aktan (Münir Aktan’ın babası): Başta çocuklarımız için çok endişelendik. Çünkü basında “terör örgütü üyesi” gibi sunuldu, ama onların haklarını aramak için eli kanlı faşistlere direndiklerini öğrenince olayın iç yüzünü anladık. 50 yaşındayım, biz de gençliğimizde böyle faşist saldırılar yaşadık.
Abdullah Öte Kıvılcım (Ayvaz Öte Kıvılcım’ın abisi): Olayların haberini alınca hemen üniversiteye koştuk. Ortalık sanki meydan muharebesi gibiydi. Şimdi hukuki süreç işliyor, ancak olaylarda çocukların geleceği ve eğitim hayatları çok zarar gördü. Bir an önce bu giderilmelidir.
Düzgün Akyol (Ergün Akyol’un abisi): Medyada ‘80’lere dönüldü’, ‘Kız meselesinden çıktı’ gibi yer alması, insanların aklını bulandırmak için. Kardeşim ve arkadaşları kendilerini savunmaktan başka bir şey yapmamıştır.
ÖNCEKİ HABER

Emekçilerin stratejisini hazırlayacaklar

SONRAKİ HABER

ÖZGÜRLÜKLER

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa