18 Nisan 2008 00:00
ÖZGÜRCE
Çalışma Bakanı, sendikal haklar konusunda sosyal taraflar ile bir araya geleceklerini açıklamış.
Çalışma Bakanı, sendikal haklar konusunda sosyal taraflar ile bir araya geleceklerini açıklamış. Bu açıklamasında söz konusu görüşmeye kadar SSGSSnin Parlamentodan geçmiş olmasını umduğunu da belirtmiş.
SSGSS, Meclis gündemine geldiğinden beri ilginç gelişmeler oluyor. Bir taraftan Cumhurbaşkanı, DİSK Başkanı ile görüşmesinde 1 Mayısın tatil olabileceği mealinde sözler söylüyor. Öte yandan Türk-İş, DİSK ve KESKle birlikte 1 Mayısta geçen yıl polis şiddetinin en üst düzeye çıktığı Taksim Meydanında olacağını açıklıyor. Şimdi de yıllardır sümen altı edilen sendikal haklar konusu hükümet tarafından yeniden gündeme getiriliyor.
Daha bir ay öncesi 14 Mart iş bırakma eyleminin arifesinde sendikalara, sendikacılara ağzına geleni söyleyen Tayyip Erdoğanın hükümeti, ne oldu da bu kadar kısa bir süre içinde ağız değiştirdi?
Buna farklı yorumlar yapılabilir. Ancak, emekçilerin 13-14 Martta gösterdikleri kararlılık ve AKPye yönelik tepkilerin beklenenin çok üzerinde olmasının etkisi sanırım göz ardı edilemez. İşte, emekçilerin 13-14 Marttaki kararlılıkları AKP Hükümetini sendikalarla uzlaşmaya itmiştir. Ancak burada özellikle dikkatinizi çekmek isterim. AKP, emekçilerle değil sendika üst yönetimleriyle uzlaşma arayışına girmiştir. Dolayısı ile uzlaşmanın konusu, sosyal güvenlik ve sağlık hakkını ortadan kaldıran SSGSS değil, bunun yasalaşması ön kabulü üzerinden sendikacıların gönlünü okşayacak birtakım düzenlemelerdir.
1 Mayıs, işçi sınıfı mücadelesi için son derece önemlidir. Dolayısıyla 1 Mayısta tatil hakkı elde etmek ve 1 Mayısın en geniş alanlarda kutlanmasını sağlamak da önemlidir. Ancak, unutulmamalıdır ki 1 Mayıs mücadelenin simgesidir. Emekçilerin en temel kazanımlarından olan sosyal güvenlik ve sağlık hakkının kazanılması ve yaygınlaşması da 1 Mayısın simgelediği mücadele ile elde edilmiştir. Bu bağlamda, 1 Mayısa ait talepler karşılığında sosyal güvenlik ve sağlık hakkının ortadan kaldırılmasına sessiz kalınması düşünülemez. Zira bu, 1 Mayısı da anlamsız hale getirir.
Sendikal haklar konusunda da benzer bir durum vardır. Emekçilerin sendikalı olma nedeni, sendikaların sermayeye karşı hakları korumak üzere örgütlü mücadele alanları olmasıdır. Sendikal haklara ilişkin düzenlemeler karşılığında sosyal güvenlik ve sağlık hakkının ortadan kaldırılmasına göz yumulması da yine anlamsızdır.
Kaldı ki sosyal güvencesiyle birlikte gelecek güvencesi de ortadan kalkmış olan emekçilerin, hem örgütlenmeleri hem de 1 Mayıs alanlarına çıkarak kaybettikleri hakları için mücadele edebilmeleri son derece zordur.
Sözün özü: Mevcut haklar savunulmadan yeni haklar elde edilemez. Bu yöndeki tekliflerin tek anlamı rüşvettir. Sendika yönetimlerinin SSGSS mücadelesini engellemelerine karşılık önlerine konan bu rüşvet teklifini kabul edip etmeyecekleri, önümüzdeki süreçte işçi sınıfı ile sendikalar arasındaki ilişki üzerinde de belirleyici olacaktır.
Özgür Müftüoğlu