20 Nisan 2008 00:00
Uçak sesleri ölümün habercisi
Sayın seyirciler Diyarbakır Havaalanından kalkan bomba yüklü F16 uçakları x bölgesini bombaladı
Sayın seyirciler Diyarbakır Havaalanından kalkan bomba yüklü F16 uçakları x bölgesini bombaladı Haber bültenlerinin ayrılmaz parçası haline gelen ve zafer vurgusuyla spikerlerin ağzından ezbere dökülen bu cümle, savaş uçaklarının sesleriyle yaşayan Diyarbakırlılar için ise ölüm habercisi. Günün her saatinde kimi zaman eğitim, kimi zaman operasyon ya da eylem yapanlara gözdağı vermek için sürekli havalanan uçakların, helikopterlerin sesi, gürültü olmaktan çok öte bir anlam taşıyor Diyarbakırda. Uçağın çıkardığı sese göre ne yaptığını anlıyor halk. Bak şimdi sorti yaptı diyor mesela. Çocuklar uçak sesi duyunca hemen iki küçük parmaklarını kaldırıp zafer işaretleri yapıyor. Evlatları askerde ya da dağda olan anaların ise yüreklerine iniyor. Bazıları alıştık artık duymuyoruz dese de sayısı giderek artan uçuşlar, halkın psikolojisini oldukça etkiliyor. Bu sesler, çatışmaların uzağında gibi görünen Diyarbakırlılara, savaşın aslında tam ortasında olduklarını hatırlatıyor gün ve gece boyunca.
Her uçak kalktığında yüreğimiz yanıyor
Barış Annesi Nezahat Teke, Diyarbakırın dört tarafında çatışma var. Bu uçaklar gittiği zaman biliyorsun ya uçağın içindekiler ölecek ya da orda birilerini öldürecek. Sonuçta uçak sesi ölümün habercisidir bizim için diyor. 5 yaşındaki oğlunun bile uçak sesi duyunca koşup gelerek anne yine gittiler dediğini söyleyerek devam ediyor: Gerçekten bir psikolojik baskı var üzerimizde. Her uçak kalktığında acaba şimdi kimleri yakacak diye düşünüyoruz Çünkü uçak gittiği zaman bomba atıyor. Ben bir ana olarak tek taraflı düşünmüyorum , içindeki asker de bizim çocuklarımızdır, dağdaki gerilla da bizim çocuklarımızdır. Ölüme karşı olduğumuz için bu uçak seslerine karşıyız.
Haberlerde bugün falan yeri falan uçak vurdu diyorlar. Öyle heyecanlı heyecanlı anlatıyorlar. Buna sevinmesinler. Biraz anaları düşünsünler. Benim küçük çocuğum her şeyi anlıyor, televizyonda bir çatışmadan bahsedildiği zaman hemen koşup anne yine savaş olmuş diye bağırıyor. Yeter artık gözyaşımız dursun. Ölüme karşıyız kim olursa olsun, ölümü kabullenemiyoruz artık. Toprak altı dolu insan cesedi olmuş. Gencecik insanlar Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kimin çocuğu varsa onun için yanıyor. Herkes kafasını yastığa rahat bırakıp benim çocuğum yok demesi. Sonuçta insanız bir havadan nefes alıyoruz, bir sudan içiyoruz. Yeter artık.!
Çocuklarımız korkuyor
Kayapınarda, uçak seslerinin en çok duyulduğu yerlerden birinde torununu parka getirmiş
Hasime Güler. O da uçak seslerinden korktuklarını söylüyor Kürtçe: Uçaklardan ve seslerinden çok korkuyoruz. İnsanların üzerine gidiyor. Uçaklar savaş için kalkıyorlar biz istemiyoruz savaş olsun. Çocuklarımız korkuyor. Benim küçük çocuğum uçak geçtiğinde kulağını kapatıyor. Genelde gece 12de uçaklar geçiyor ve herkes uykusundan uyanıyor. Biz savaş olmasın istiyoruz, bu kan dursun artık uçaklar kalkmasın
Havva Oruç, Allahın emridir, her zamanki halimizdir. Sesten çok rahatsız oluyoruz. Sürekli nereye gittiğini, nereyi bombaladığını düşünüyoruz. Artık her gün yaşadığımız için alıştık ancak çocuklar rahatsız oluyorlar derken, bir başkası, Keşke olmasa ama yapabilecek bir şey yok, alıştık artık diyor.
Rojhat savaşı öğreniyor
14 yaşındaki Muharrem uçakların Hakkari tarafına, PKKye karşı savaşmaya gittiğini söylüyor önce. Ardından Aralarında barış olsun istiyoruz. Uçaklar kalkmasın artık istiyoruz. Akşamları ders çalışamıyoruz gürültüden, bazen iki dakika arayla sürekli kalkıyorlar diye ekliyor.
Saadet T. de, Sürekli tepemizde gidip geliyorlar. Savaş uçakları olduğunu biliyoruz. Çocuklar korkuyor. Uçaklar dağları bombalıyor. Uçaklar her kalktığında yüreğimiz yanıyor, biz artık bu kanın ve savaşın durmasını istiyoruz diyor.Torunu Rojhatın uçak sesi duyunca gökyüzüne doğru biji azadi/yaşasın özgürlük diye bağırdığını söylüyor. Oysa Rojhat daha iki yaşında Çocuklar savaşın ne olduğunu, konuşmayı bile tam beceremedikleri yaşlarda öğreniyor (Diyarbakır/EVRENSEL)
Elif Görgü