22 Nisan 2008 00:00

Masum değil hiçbiri


Süper Lig’de en kritik haftalara girilirken, zirve yarışındakiler artık işi daha bir sıkı tutuyorlar. Puan kaybı kredileri tükenmiş durumda. Bundan sonra sendeleyen geride kalacak.
Önümüzdeki hafta sonu Ali Sami Yen’de oynanacak olan Galatasaray-Fenerbahçe derbisi, tam bir final niteliği taşıyor. Kazanan son 2 haftaya 3 puanlık avantajla girecek. Derbinin berabere bitmesi ise, Denizli deplasmanından galibiyetle dönmesi durumunda en çok Sivas’ın işine yarayacak. Bu durumda kırmızı-beyazlı ekip, F.Bahçe ve G.Saray ile arasındaki puan farkını 1’e indirmiş olacak. Sonraki haftada G.Saray’ı konuk edecek olan Sivas, bu karşılaşmadan da galibiyetle ayrılırsa, en azından Şampiyonlar Ligi için çok büyük bir avantaj elde edecek.
Dedikodu çarkı işliyor
Son haftalara girilirken, her sezon olduğu gibi şike ve teşvik primi suçlamaları yine gündemde. Herkes, çekiştiği rakiplerinin maçlarının dikkatle izlenmesi gerektiğini belirtiyor. Çünkü bu maçlarda şaibe olabilirmiş... Peki kendi maçları mı?.. Onlar tabii ki tertemiz(!)..Kendileri şampiyon olursa, onlar bunu sonuna kadar hak etmiştir ama başkası olduysa, onlar hak etmeden, kirli işler sayesinde bunu başarmıştır. Futbol ortamının kokuşmuşluğu tabii ki inkar edilemez. Ve de böyle bir ortamda kim şampiyon olursa olsun, belli ki diğerleri bunu içlerine sindiremeyecek. Ortalıkta daha şimdiden bir sürü dedikodu dolaşıp dururken, şampiyonluğa ulaşan takım için kim bilir ne gibi söylentiler üretilecek?.. Tuhaf spor kültürü, şampiyon takımın, “gerçekten de bunu hak ettiler” şeklinde olgunca bir kabul edişle tebrik edilmesini engelliyor ne yazık ki?.. Aslında hedefine ulaşabilmek için gözünü karartıp, hiç de sportmence, centilmence sayılmayacak yollara girme anlamında hiçbir kulübün diğerinden farkı yok. Yani tam bir, “masum değiliz hiçbirimiz” durumu söz konusu... Herkesin bir tek kendisini temiz kabul ettiği, diğerlerinin ise sürekli olarak tezgah peşinde koşuşturduğuna inandığı bir futbol ortamı ne kadar sağlıklı olabilir ki?..
Saha içi mücadelesinden çok, saha dışındaki oyunların konuşulduğu böyle bir futbol ortamından çıkacak milli takımın, Avrupa Şampiyonası’nda başarılı olma olanağı var mı?
İdman yapar gibi
Haftaya averajla lider giren F.Bahçe’nin bu hafta Kadıköy’de Denizli ile karşılaştı. Sarı-lacivertli ekip idman maçı rahatlığında oynadığı 90 dakikadan sezonun en farklı galibiyetlerinden birisini alarak ayrıldı. Attığından çok daha fazlasını da harcadı sarı-lacivertli ekip. Ama tabii, ligde hiçbir hedefi kalmayan Denizli’nin “ununu eleyip eleğini asmış” görüntüsünün bunda rolü büyüktü. Kulüp içi sorunlar nedeniyle sarsıntılı bir dönem geçiren Ege temsilcisinin zaten F.Bahçe’ye direnecek gücü de yoktu. Bu maça bakıp da F.Bahçe’nin oyunu hakkında sağlıklı bir değerlendirmede bulunmak olanaksız. Ancak yine de sarı-lacivertli ekibin sol kanat oyuncusu Uğur Boral’ın etkili performansına dikkat çekilebilir. Sık sık yaptığı bindirmelerde taşıdığı toplarla, Denizli savunmasını en çok yıpratan, dağıtan oyuncuydu Uğur.
Belediye bu kez engel olamadı
Galatasaray, Olimpiyat’ta bu sezon “büyüklere” tam bir bela olan Belediye önündeydi. Maçın başında “ittire kaktıra” buldukları gol, işlerini kolaylaştırdı. Hakemin gözünden kaçırdığı bir faul sayesinde gelen bu golle ilgili olarak G.Saray Kulübü bir bildiri yayınlayacak mı acaba? Son zamanlarda resmi internet sitelerinden açıklama yapmak moda oldu ya. Hem kamuoyu hem de hakemler üzerinde baskı oluşturabilmenin yeni yolu...
G.Saraylı oyuncular ise daha şimdiden önümüzdeki hafta sonu Fenerbahçe ile oynayacakları derbinin stresine girmiş görünüyorlar. Derbilerde sağlam bir sinir sistemiyle mücadele etmek önemli bir avantaj oysa. Emre’nin, Barış’ın saha içindeki kabadayılıkları, Hakan Balta’nın rakibine, tam da soyadına uyan tarzda kırmızı kartlık hamlesi, Ayhan’ın yan hakeme fırçası, sarı-kırmızılı takım adına pek hayırlı işaretler değil. Yoksa bunlar, teknik direktörsüzlükten kaynaklanan disiplin zaafları mı?
Sivas kararlı
Sivas, Ankara karşısında bu sezon evindeki 13. galibiyetini aldı ve şampiyonluk yarışındaki iddiasını korudu. Rakip üzerinde belirgin bir baskı kurmadan, çok fazla gol pozisyonu üretmeden alınan tipik bir Sivas galibiyetiydi yine. Kırmızı-beyazlı ekip şimdi Denizli deplasmanından 3 puanla dönmenin hesaplarını yaparken bir yandan da G.Saray-F.Bahçe derbisinin berabere bitmesini bekliyor.
Her şey istedikleri gibi olursa, Şampiyonlar Ligi yolunda önemli bir avantaj elde edecekler.
Beşiktaş, Ç.Rize deplasmanından 3 puanla dönerek, tepedekilerle arasının daha fazla açılmasına izin vermedi. Onlar da derbiyi düşünüp Şampiyonlar Ligi için umutlanıyorlar. Ama oynadıkları futbol bu umudu güçlendirir nitelikte değil.
Bir kez daha, geriye düştükleri maçı çevirmeyi başardılar. Ve bir kez daha tek farklı kazandılar. Bu arada Ç.Rize’nin işini de oldukça zora soktular.
Alt sıralarda kopuşlar
Alt sıralarda ise durumlar yavaş yavaş netleşiyor. Haftayı 3’er puanla geçen takımlardan G.Antep ve Bursa kabusu tam anlamıyla atlatırken, A.Gücü’nü deplasmanda yenen Konya, tehlikeli bölgeyle arasındaki mesafeyi biraz daha açmanın huzurunu yaşıyor.
Trabzon deplasmanından 1 puanla dönen G.Birliği, tam anlamıyla rahatlayamasa da düşme potasında kendisine en yakın takım olan Ç.Rize’nin 3 puan önünde bulunuyor.
Bu haftaki maçların ardından matematiksel olarak küme düşmesi kesinleşen ilk takım Kasımpaşa oldu. Deplasmanda G.Antep’e tek golle teslim olan V.Manisa’nın da önümüzdeki sezon yeniden Süper Lig’de boy göstermesi mucizelere bağlı.

32. haftanın maçları

26 Nisan Cumartesi:
Gaziantepspor-Trabzonspor Gençlerbirliği-İstanbul B.Belediyespor Denizlispor-Sivasspor Kasımpaşa-Ankaragücü Beşiktaş-Bursaspor Kayserispor-Ç.Rizespor Ankaraspor-OFTAŞ Spor V.Manisaspor-Konyaspor
27 Nisan Pazar:
Galatasaray-Fenerbahçe.

Gol Krallığı

Semih (F.Bahçe): 16 gol
Alex (F.Bahçe): 14 gol
Mehmet Yıldız (Sivasspor)
Holosko (Beşiktaş)
De Nigris (Ankaraspor): 13 gol
Umut Bulut (Trabzonspor): 12 gol
Ümit Karan (G.Saray)
Gökhan Ünal (Kayserispor)
Kezman (F.Bahçe): 11 gol
Mehmet Özyazanlar

Evrensel'i Takip Et