23 Nisan 2008 00:00

Kürt çocukları 23 Nisan’da ‘Çima’ diyor!

Ra-Man Sanat Merkezi Çocuk Grubu Koma Gulên Avesta tarafından sahnelenen Çima (Neden) adlı oyun, her yönüyle ülkedeki çocukların sorunlarını, bilakis kültür ve dil anlamında cendere altına alınan Kürt çocuklarının geleceklerine dair soruları ve yanıtları konu alıyor.

Paylaş

Ra-Man Sanat Merkezi Çocuk Grubu Koma Gulên Avesta tarafından sahnelenen Çima (Neden) adlı oyun, her yönüyle ülkedeki çocukların sorunlarını, bilakis kültür ve dil anlamında cendere altına alınan Kürt çocuklarının geleceklerine dair soruları ve yanıtları konu alıyor. Selpak satan çocuklardan, Kürtçe konuştuğu için dayak yiyen çocuklara, Kürtçe isim yasağından, kendi kültürüne sahip çıktığı için horlanan çocuklara kadar birçok meseleyi teatral bir dil ile dile getirmeye çalışıyorlar. İlk Kürt çocuk tiyatro grubu olarak bilinen Koma Gulên Avesta, birçok yönüyle ilklere imza atıyor. Her şeyden önce grupta oynayan çocukların hepsi çok zor koşullarda yaşamını idama ettirmek zorunda kalıyorlar. Ve büyük bölümü de göç ederek Diyarbakır’a yerleşmek zorunda kalan ailelerden.
‘Dilimize sahip çıkıyoruz’
Ama bu çocukların tiyatro sevgisini ve oyunculuk sevdasını azaltmamış. Tam tersine cesaret dolu çetin bir bağlılığı da beraberinde getirmiş. Israrla Kürtçe tiyatro yapmak istediklerini belirtiyorlar. Peki hiçbir maddi olanak olmadan böylesi bir tiyatro aşkının sebepleri ne olabilir ki? İsimleri Berxudan, Rojen, Zindan, Hejar, Berivan olan bu çocuk gurubunun oyuncuları, “Biz kendi kültürümüze sahip çıkıyoruz” ifadesinin altını çiziyorlar. Ancak bu çocukların estetikten yoksun bir tiyatroyu yaptıkları anlamına gelmez. Daha bir iki gün önce, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda çocukların karşısına çıktıklarında, çıkardıkları oyunun hakkını fazlasıyla verdiler. Oyun boyunca hem çocukları kendi dillerinde eğlendirdiler, hem de bir dilin, kültürün tüm inceliklerini oyunculuk yetenekleriyle yansıttılar. Özellikle Zindan isimli oyuncunun performansı takdire değerdi.
Zindan’ın annesi ölmüş, köyü yanmış, Diyarbakır’ın Hazro ilçesinden göç etmiş. 8 yaşında iken tiyatro ile tanışmış ve şimdi 14 yaşında. 6 yıldır tiyatro ile ilgileniyor. Hem okula gidiyor, hem de Kürtçe metinler yazmaya çalışıyor. Çok yoksul oldukları içinde yazın köye tütün ekmeye gidiyorlar. Ama bütün bunlara rağmen Zindan tiyatroyu hiç bırakmak istemediğini belirtiyor. Zindan sahneye, her zaman giydiği elbisesiyle çıkıyor, eskimiş tişörtü, fermuarı bozulmuş kumaş pantolonuyla. Kürtçe çizgi film izlemenin ne kadar büyük bir özlem olduğunu anlatıyor. İzleyici çocuklar da tepkilerini hemen dile getiriyor. Zindan için 23 Nisan çocuk bayramının kendilerine en büyük armağanı, Kürtçe’nin serbest bir dil olması. “Ben Kürtçe çizgi film izlemek, okumak istiyorum. Herkesin okumasını istiyorum” şeklinde konuşuyor. Kalabalık bir aileden geldiklerini belirten Berxudan da benzer şeyleri ifade ederek, yaptıkları oyunu ortak çıkardıklarını dile getiriyor.
Oyunun metnini, afişini, dekorunu çocuklar birlikte hazırlayıp, oyunu da hep birlikte yönetmişler. Yetmiyormuş gibi, o küçük bedenleriyle hazırladıkları dekorları; ağaçları, çiçekleri, kürsüleri, masaları alıp iki kilometrelik yol boyunca sırtlarında taşıyorlar... (Diyarbakır/EVRENSEL)
Ali Rıza Kılınç
ÖNCEKİ HABER

Afife Jale ödülleri protesto edildi

SONRAKİ HABER

Çocuk tiyatroları gerçek bayramı bekliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...