23 Nisan 2008 00:00
GERÇEK
Konfederasyonların, bu yıl İstanbulda 1 Mayısı Taksimde kutlama kararı, herkeste, İyi, bu yıl Taksim-Kadıköy-Çağlayan tartışması olmayacak, 1 Mayısın nasıl ve hangi taleplerle kutlanacağı öne çıkacak düşüncesi uyandırmıştı
Konfederasyonların, bu yıl İstanbulda 1 Mayısı Taksimde kutlama kararı, herkeste, İyi, bu yıl Taksim-Kadıköy-Çağlayan tartışması olmayacak, 1 Mayısın nasıl ve hangi taleplerle kutlanacağı öne çıkacak düşüncesi uyandırmıştı. Ama öyle olmadı. Bu sefer de hükümetten, 1 Mayısın tatil ilan edilmesi ve İşçi Bayramı olarak kutlanması için karar çıkacağı beklentisi gündemi tıkadı. Neredeyse üç haftadan beri Cumhurbaşkanıydı, Çalışma Bakanıydı, hükümetti...çalmadık kapı bırakmayan konfederasyonlar (en başta AKP Hükümetinden büyük beklentileri olan Türk-İş üst yönetimi), sanki 1 Mayısı sendikalar ve emekçiler değil de hükümet kutlayacakmış gibi beklemeye başladılar. Üstelik de kutlamalar bölgesel ya da tek merkezde olacak tartışmasıyla bütün ülkedeki 1 Mayıs hazırlıklarını bu beklenti sarmalına dolayarak, gündemi hükümetin alacağı karara bağladılar. Hükümet de, sözcüleri aracılığı ile bu durumu kullanarak; fiiliyatta Tabii ki bayram olsun, tabii ki tatil de olsun. Bizim gönlümüz de böyle olmasından yanadır ama hükümetin kararını bekleyin! diyerek bu beklenticiliği kışkırttı. Karar günü geldiğinde de hükümet; 1 Mayısın İşçi ve Emek Bayramı olmasına bir diyeceğimiz yoktur. Ama tatil olması memleketin ekonomisine zarar verir diyerek, zaten bütün dünyada işçi bayramı ve emek bayramı olarak kutlanan 1 Mayısı(*) kabul etmiş olmayı işçilere, emekçilere verilen yeni bir hakka dönüştürdü.
Taksimde kutlama meselesine gelince; İçişleri Bakanı ve İstanbul Valisi, 1 Mayısın Taksimde kutlanamayacağını, çünkü orasının miting alanı olmadığını ilan ettiler. Oysa, polis bayramında Taksim gösteri alanı oluyor. Dahası, her yılbaşı gecesi ve milli maçlarda (sıradan takımların Avrupa maçlarında) çıldırmış kalabalıkların sadece flamalarıyla değil, bira şişeleri ve arabalarıyla da, üstelik yasaya göre her tür gösterinin yasak olduğu gecenin geç vakitlerinde Taksimde toplanıp gösteri yaptıkları ortadayken, yetkili zevatın Taksim gösteri merkezi değil demeleri kimse için inandırıcı olmuyor.
Bu yüzden de Türk-İş, DİSK ve KESK, Taksim miting alanı değildir gerekçesini aşmak için izin almadan Taksimde kutlama yapacaklarını açıkladılar. Öyle ya; polisler, maç ve yılbaşı eğlencesi yapanlar önceden bildirim yapmadan Taksimde gösteri yapabiliyor ve onlara Taksim miting alanı değil buraya çıkamazsınız denmiyor, sendikalar da bildirim yapmadan Taksimde 1 Mayısı kutlayabilirler; bunda yasal herhangi bir sorun ortaya çıkmaz.
Şimdi beklenen, Türk-İş, KESK ve DİSKin resmi prosedür kaygısına düşmeden, aldıkları kararın arakasında durmalarıdır.
Hükümet, beklenti yaratma süresini muhtemeldir ki, aynı zamanda, sendikalar içindeki kendisine yakın kesimleri yumuşatmak için kullanmıştır ve bunlar üstünden konfederasyonları ve bağlı sendikaları baskılamaya çalışacaktır. Ancak, SSGSSde, emekçileri ve diğer sendikaları yarı yolda bırakarak hükümetle uzlaşan Türk-İş üst yönetiminin, bir de 1 Mayısta, söylediklerinin arkasında duramayıp hükümetin yedeğine düşmesi, işçilerle Türk-İş arasındaki bağları daha da tahrip edecektir. Bu yüzden de konfederasyonlar artık hükümet ne diyecek tartışmasını bırakıp, bir an önce 1 Mayısı işçi sınıfının, emekçilerin Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü olarak; temsil ettiği değerlerin ruhuna uygun, işyerlerinden Taksime, İstanbuldan Hakkariye, Edirneden Karsa kadar her ilde ve ilçede, her işletmede, her hizmet biriminde, her meydanda kutlamak için gerekli hazırlıkları tamamlayıp harekete geçmelidir.
(*) 1 Mayıs bütün dünyada, kimi faşist yönetimlerin hüküm sürdüğü dönemler hariç, 1889dan beri, yani 119 yıldır kutlanmaktadır. 135 ülkede ise 1 Mayıs tatil günü olarak resmen kabul edilmektedir.
İ. Sabri Durmaz