25 Nisan 2008 00:00
Önce demokrasi sonra bayram
1876 yılında ABDnin Şikago kentinde işçilerin işverenlere karşı günlük çalışma saatini sekiz saate indirip kabul ettirebilmeleri o günün koşullarında gerçekten zafer niteliğindedir. Günlük çalışma süresi güneşin doğuşu ile başlayıp, batışı ile biten bir dönem için bu olay bayram değerindedir. Onun için tüm dünyada 1 Mayıs işçi bayramı her yıl işçilerin haklarını korumak ve geliştirmek için alanlarda kutlamalar yapılmaktadır. Geçen zamandan yetmişli yıllara kadar sanayideki insan gücüne olan ihtiyaç, işçilerin önemli kazanımlar elde etmişlerdir. Ülkemizde 1Mayısın anlamı sürekli çarpıtılıp (bahar bayramı), çeşitli baskı ve provokasyonlarla da kitleler korkutulup sindirilmiş ,sağ-sol adı altında çatıştırarak ayrıştırılmış ve kendi hizmetindeki sendikalarca da adeta desteklenmiştir.
12 Eylül askeri darbesinin bilinen uygulamaları sendikaların toplu sözleşme ve grev haklarını tırpanlamış Kamu sektörleri, yer altı ve yerüstü kaynakları özelleştirme adı altında talan edilerek ülkemiz, hortumcuların, iç ve dış sermaye avcılarının, çetelerin cenneti, emekçilerin cehennemine çevrilmiştir. Emek üzerinde örgütleme çabaları devletin, sürgün, dayak, işten atma, fişleme vs. gibi baskılarla engellendiği gibi vatan için seve seve denilerek emek karşıtı sendikalarca sorunun esası, çözüm formülleri ve çabaları sürekli olarak görmezden gelinip saptırılmaya çalışılmıştır.
Başta eğitim emekçilerinin sendikalaşma çabaları devlete karşı sendika kurulamaz, devlet memurlarının sendika kurmaları vatana ihanet söylemleriyle engellenemeyince hükümetlere iş düşmüş ve hükümet ise gerek köyleri boşaltılan gerek artan nüfus sonucu köylerinde geçinemeyen yada ürününün karşılığını alamayan insanlarımız kentlere göç ettirilerek kıyıda köşede sefil bir yaşama mahkum edilip, çare olarak da sadaka ile beslenme, ve barınma gibi onur kırıcı bir yaşama mahkum edilmiştir.
Son dönemlerde yaşanan ekonomik istikrarsızlık, savaş harcamaları, eğitim ve sağlık politikaları gibi asıl sorunlar görmezden gelinerek, biraz zorlandıklarında ise sorunlar geçiştirilmeye çalışılmıştır. Uzun yıllara yayılan bu sorunların paralelinde, ucu devletin bazı kademelerine kadar dayandığı yazılan- söylenen- organize terör çetelerinin icraatları da halkımızın umutlarını ve sabrını tüketmiş, her kesimden sağ ve sol her siyasi anlayışa yakın- insanların alanlara dökülmesini sağlamıştır. Halk taleplerini, demokratik zemin alanlarında geçmiş yıllara göre kat kat arttırarak, çözümü halkların kardeşliği, silahların susturulması, emeğin karşılığı, demokrasinin işleyişi gibi söylemlerle dile getirmişlerdir.
Yaklaşan 1 Mayısı da bu anlayışla kutlamak için beklemektedirler
Öyleyse;
Savaş karşıtları, sigortasız çalışanlar, işsizler, çevreciler, emeğinin karşılığını alamayanlar, kadınlar, paralı eğitime karşı olanlar, herkese parasız sağlık diyenler, köylü ve esnaflar, ezildiğini ve sömürüldüğünü söyleyenler, anadilini her platformda kullanmak ve geliştirmek isteyenler, çetelere meydanı kaptırmak istemeyenler; demokratik ve daha yaşanılası bir dünya ve Türkiye için 1 Mayısta alanlarda buluşalım. Önce demokratik bir Türkiyenin inşası sonra bayram!
Timur Eskibağ Bir eğitim emekçisi (Kartal/İSTANBUL)
Evrensel'i Takip Et