27 Nisan 2008 00:00
moskovanın sovyet binaları tehdit altında
Şehirlerin silüetleri vardır. Bazı şehirler silüetleri ile ünlüdür. Ama büyük kentlerin silüetleri değişiyor son yıllarda, birbirlerine benzemeye başlıyorlar. Yüksek binalar, rezidanslar, kuleler...
Şehirlerin silüetleri vardır. Bazı şehirler silüetleri ile ünlüdür. Ama büyük kentlerin silüetleri değişiyor son yıllarda, birbirlerine benzemeye başlıyorlar. Yüksek binalar, rezidanslar, kuleler... Silüeti değişen kentlerden birisi de Moskova. 1990ların ardından tam anlamıyla bir inşaat patlaması yaşandı kentte. Ve bu süreç tüm hızıyla devam ediyor. Star mimarlar müşteri beklentilerini kendi fantazyaları ile harmanlayarak önemli yapılara imza atıyorlar. Ve ne yazık ki star mimarların piyasa tarafından oluşturulan etikleri onların elini serbest bırakıyor. Yükselen yeni yapılar tarihi binalara değiyor.
Dünyaca ünlü mimar Norman Fosterın tasarımını yaptığı, Rusyada yapılacak yeni proje, aslında tüm bu konuların bir araya geldiği bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Moskova merkezde yapılacak projenin ismi Project Orange. 80 bin metrekarelik bir alanda yapılacak projenin sahibi Inteco firması. Binanın tasarımı portakaldan esinlenerek yapıldı. Portakalın, Ruslar için Rusyanın zenginliklerini ifade ettiği belirtiliyor.
Projedeki önemli nokta, bazı eski Sovyet yapılarının da bundan zarar görüp görmeyeceği. Dünyanın en ünlü mimarlarından birisinin imzasıni taşıyacak olan proje, kısa zamanda bu tartışma ekseninde gündeme oturdu. Apelsin (portakal) ile ilgili birçok kaygı noktası ve soru var. Ruslar yeni inşaat yatırımları karşısında bu önemli yapılardan vaz mı geçecekler? Portakal için seçilen yer uygun mu?
Sovyet yapıları zarar görecek
Bu ilginç yapının Sovyet döneminin önemli mimari eserlerine zarar vermesi gibi bir durum söz konusu. Rusyalı mimarlık uzmanları, Norman Fosterın ikonik tasarımlarını bu eserlere vereceği zarar nedeniyle mahkum ediyor. Çünkü yeni proje ile Moskovanın en iyi yapıları olarak adlandırılan Sovyet dönemi binalarının zarar göreceği endişesi taşıyorlar. Geçtiğimiz ay Cannesda tanıtımı yapılan Orange projesi, ticari ofisler, evler ve galeri alanları içeriyor.
Moskovadaki inşaat patlaması Rus halkını da tedirgin ediyor aslında. Moskovada yaşanan modernizasyon sürecini savunanlar, olumlu değişimler yaşandığını iddia ediyor. Onlara göre birçok yeni bina, anıt, park ve yollar yapılıyor. Bu şekilde şehir daha temiz, daha güzel bir görünüm kazanıyor. Ve insanların yaşamı da çok daha iyi bir hale geliyor. Ancak bu sürecin karşısında olanlar da var. Bunların en çok üzerinde durdukları nokta da, 17 ve 19. yüzyılları kapsayan dönemde yapılan birçok önemli eserin bu yeni yapılaşma rüzgarından büyük zararlar gördüğü yönünde. Bunun dışında yapılan ağaç kesimleri de önemli bir nokta. Ayrıca bu süreçte sanatsal değerleri tartışmalı olan çok sayıda anıtın ortalıkta bitivermesi, altı çizilen bir diğer nokta. Şurası açık ki, modern binalar Moskovanın o bildik silüetine çok ciddi bir şekilde zarar veriyor.
Öncü eserlerin hali
Yapılan açıklamalara göre projenin gerçekleştirilmesi Sovyet mimarisinin en önemli örneklerinden biri olarak gösterilen Merkezi Sanatçılar Evi ve Tretyakov Galerisinin zarar görmesine neden olacak.
Moskova ve Londrada çalışan İngiliz mimar James McAdam, var olan binaları mükemmel eserler olarak tanımlayarak Moskovadaki en iyi binalar ve kesinlikle korunmaları gerekir diyor ve şunları ekliyor: Foster oraya gitmeli ve bakmalı. Kesinlikle bu binaların yerini alacak bir tasarım yapmamalı. Fosterın sözcüsü ise yaptığı açıklamada, Portakal projesinin henüz erken tasarım aşamasında olduğunu belirterek şimdiden bu tür spekülasyonlar ortaya atmanın uygunsuz bir davranış olduğunu ileri sürüyor.
Mimarlar ne diyor?
Moskovalı mimarlar konuya ilişkin farklı düşüncelere sahipler. Fosterın projesini beğendiniz mi? Ve 1960lı yıllarda Nikolay Sukoyan ve Yuri Sheverdyaev tarafından yapılan Merkezi Sanatçılar Evi ve Tretyakov Galerisi binalarını korumak gerekir mi sorularına mimarların verdiği yanıtlar, bu görüş farklılığını da açıkça ortaya koyuyor. Ancak ortak kanı, bu binaların korunması noktasında. Bazı mimarlar Fosterın çalışmalarının Moskovada mimari gelişim açısından önemli olduğunun altını çizerken, birçok mimar da tarihi değerlerin yok edilmesinin önüne geçilmesi gerektiğinde ısrar ediyor. Mimar Yuri Avvakumov Moskovayı önce kulelerle, ışıklandırmalarla, kumarhanelerle Las Vegasa benzettiklerini, ardından da Dubai tarzı binalar yapma trendinin geldiğini belirterek, Moskovanın büyük zarar gördüğünü belirtiyor. Moskova Mimarlık Enstitüsünden Prof. Eugene Asse da Tamamıyla hatalı. Norman Foster gibi star mimarlar, tarihi değerler söz konusu olduğunda daha dikkatli olmalılar ve bu değerlere önem vermeliler. Portakaldaki mimarlığı tartışmak istemiyorum ama bu projeyi sevmediğimi söylemek istiyorum. Starların meslek etikleri ve yatırımcıların etik anlayışlarından kuşku duymamızı gerektiren örneklere sahibiz. Para kazanmak için her şeyi yapmaya hazırlar. Bence tehdit altında olan binalar günümüzde yapılan binalardan çok daha güzeller diyor. Mimar Yuri Grigoryan da Portakalın başarısız bir proje olduğunu belirterek Kesinlikle inşa edilmemeli diyor. Mimari Müzesi Yöneticisi David Sarkisyan ise Bana göre tasarımda bir sorun yok ama yer seçimi kesinlikle hatalı ve yapılan program yanlış. Projenin kendisi güzel, ben Fosterın Moskovada yaptığı işleri beğeniyorum dedikten sonra Portakalın yer seçiminin hatalı olduğu görüşünü şöyle açıklıyor: Eğer Merkezi Sanatçılar Evi ve Tretyakov Galerisi binaları hiç kurulmamış olsa idi, söz konusu alan bu proje için çok uygundu. Ortada bir yanlış var. Bu proje için Moskovada başka bir yer bulunmalı. Bence bu binalar birer hazine. Rusyanın en önemli avangard koleksiyonları Tretyakov Galerisinde korunuyor.
(www.bdonline.co.uk ile agency.archi.rudan derleyen ve çeviren: Taylan Özgür Efe)