Emekçilerin Birlik-Mücadele-Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’a yaklaştığımız şu günlerde emek kesiminin önünde hem ciddi fırsatlar, hem de ciddi saldırılar var.
Emekçilerin tüm karşı koyuşlarına rağmen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası (SSGSS) Meclis’te kabul edildi. Yasanın Meclis’ten geçme sürecinde yaşananlar oldukça öğreticiydi. Tüm emek örgütlerinin ortaklaşa gerçekleştirdikleri 13-14 Mart eylemlerinde, tüm eksikliklerine rağmen (özellikle eğitim işkoluna uymayan ve farklı şubelerde farklı uygulanan iş bırakma şekli) emekçilerin yapılacak mücadele çağrılarını yanıtsız bırakmayacağını gördük. Bütünlüklü bir eylem programı olmadığı zaman sendikal bürokrasinin emekçilerin haklarının gaspı üzerinden nasıl uzlaştığını gördük. Çeşitli konfederasyonlara üye sendikaların oluşturduğu yerel platformların (Türk-İş şubelerinin genel merkezlerine rağmen 1 Nisan eylemine katılımında olduğu gibi) nasıl etkili olabileceğini gördük.
SSGSS için her şey bitmiş değil. Aslında hükümet yasanın uygulanma tarihini öteleyerek emek örgütlerine yeni olanaklar da sunuyor. AKP Hükümeti’nin Kamu Personel Reformu’nu, temmuz ayına kadar Meclis’ten geçirmek için IMF’ye verdiği sözü sağır sultan bile duydu. Gıda fiyatlarındaki tırmanış sürüyor. Ekmeğin fiyatının önümüzdeki 1-2 ayda katlanacağına dair haberler okuyoruz. Ülkede ekonomik bir krizin adım adım geldiğini, sermaye yanlısı iktisatçılar dahil herkes söylüyor. Sendika merkezlerinin tüm bu gelişmeleri gören bir noktadan hazırlıklarını yapması gerekiyor. Sendikal önderlikler böyle günlerde ortaya çıkmayıp ne zaman çıkacak?
“1 Mayıs’ın tatil edilmesi” talebi mutlaka dile getirilmelidir. Günün anlamına uygun olarak, tam da 1 Mayıs’ta SSGSS’ye karşı genel greve gidilmelidir. Bu “Taksim’e çıkmak” kadar önemlidir.
Emekçiler, başta da kamu emekçileri, sendikal merkezlerden bunları beklemektedir. Yoksa, yaklaşık bir yıldır sendikalarımızı kilitleyen; “Sendikanın koltuğuna Ali mi otursun, Veli mi otursun?” tartışmasını değil! İlginçtir; herkes bundan rahatsız olduğunu belirtmesine rağmen, bu süreç devam etmektedir. Gerçek de şudur ki; artık bundan sıkıldık! Herkes aklını başına almalıdır!
Biz şube olarak 1 Mayıs’a, işyerlerine düzenlediğimiz gezilerle hazırlanıyoruz. 1 Mayıs’ta işyerlerimizin kendi taleplerini içeren talep ve dövizlerle katılmasını istiyoruz. Yapabildiğimiz semtlerde ve işyerlerinde ön kutlamalar yaparak alan eylemine katılacağız. Tüm emekçileri de kutlanabilen her yerde 1 Mayıs’ı kutlamaya ve sermayenin karşısında oluşturulacak barikata güç vermeye çağırıyoruz!
Eğitim Sen Ankara 2 No’lu Şube Sekreteri
Olgun Eroğlu*