30 Nisan 2008 00:00

1 mayıs ve iflahı tükenenler

1 Mayıs’ın asılım esas ne mahiyette bi bayram olduğunu masaya yatırırsak; sekiz saatlik iş günü üsdüne bi meselenin gutlanması hususunda enternasyonal bi karar alındığı, işçilerin birlik ve dayanışma günü olmasına dair önemli bi gün olduğu hususunda herkes ganaat getirecekdir ganaatındayım.

Paylaş

1 Mayıs’ın asılım esas ne mahiyette bi bayram olduğunu masaya yatırırsak; sekiz saatlik iş günü üsdüne bi meselenin gutlanması hususunda enternasyonal bi karar alındığı, işçilerin birlik ve dayanışma günü olmasına dair önemli bi gün olduğu hususunda herkes ganaat getirecekdir ganaatındayım. “Neden?” derseniz, pek de gafa yormaya lüzum yok! Yaklaşık yüz yirmi küsur yıllık geçmişi göz önüne alırsak, anyayı konyayı ayan beyan ortada görürüz.
Amele sınıfı, yani golla, el emeği ile evine ekmek getiren proleter denilen sınıf, gün yirmi dört saat; on dört, on altı saat tezgah başında ter döküp uykusuz galınca, “Yeter be anasını satayım, bu ne, iflahım tükendi” diyerek, isyan bayrağnı çekip, patronların üsdüne üsdüne yürümüşler. Helal olsun, bayağ da iş becerip, patronları itin g.tüne sokmuşlar. Yağlı ipde dört dane yiğit işçi evladını gaybetse de, enternasyonal gararlar alınıp, “Biz proleterler olarak bi günde ancak sekiz saatlik çalışmanın hatırını sayarız” demişler. İyi de demişler! Çünkülüm, yirmi dört saatin geri galanını, biraz istiraat ve sosyal hayatın değişik vakitleri ile döşeğe uzanıp uyumak olarak telakki etmişler.
Tahminim o ki; okuyup öğrendiğimden de bunun doğru olduğunu telakki ediyom, “Sovyetler Birliği” denilen Sosyalist Devlet’in var olmasıyla birlikde, bütün o gapitalist ülkelerin yöneticileri, feleği şaşmış bi şekilde, amele sınıfının çalışma sürelerini belli bi sınıra bağlamış, sınırı aşan intikaları ayrı bi ücret sıkalasına almışlar.
Gün ola harman ola! Gapitalistler boş durur mu? “Revizyonizm”, yani “geri dönüş” denilen belayla, Sovyetler’ in başına tekrar tebelleş oldukdan sonra, 1990’larda her şeyi tarmar edip gendilerini yeniden bulunmaz Hind gumaşı ilan etdiler. İsdisnasız yönetim biçimi budur deyip, gapitalizmin sömürü çarkını anamızı ağlatacak biçimde dödürmeye devam etdiler.
Bu sene 1 Mayıs, değişik şehirlerde ve fabrikalarda, işçi ve emekçiler nezninde güçlülüğü gösterecek bi bayram olarak gutlanmak üzere programa alındı. En çok da, İstanbul’da Taksim Meydanı’nda gutlanması hususunda ülke sattında bi seferberlik başlatıldı. Şişhane’den, Şişli’den, Dolmabahçe’den, yani üç goldan Taksim’e gelip de, “Yaşasın İşçilerin Birlik ve Dayanışma Günü 1 Mayıs” diye sloganlar atarak saç ayağını tatbik edecek emekci gücü, patronlara ve onların temsilcilerine garşı bi geri bildirim mahiyeti taşımaktadır. Bu geri bildirimde, başda; her zaman olduğu gibi, sekiz saatlik iş günü, sendika ve sigorta talebi borsanın tabiriyle tavana vurmakda. İşsizlik, zamlar, sosyal adaletsizlik, parasız eğitim, parasız sağlık... gibi meseleler de, tavana vurup, pencerelerden daşmaktadır.
Son yirmi yılın sıkışdırılmış meselelerini, yaklaşık yüz yirmi yıl evveli elde edilen talepler ışığında yeniden elde etmek üzere; Taksim’e üç koldan , diğer şehirlere her koldan “Yaşasın 1 Mayıs” diyerek, düzen almak için ileri!
Fahri Bozbaş
ÖNCEKİ HABER

Berdelle tanıştı gelinliği kefen oldu

SONRAKİ HABER

tedavi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...