5 Mayıs 2008 00:00
KENTTEN GELEN
GÜNÜN YAZILARI
57. Hükümetin çıkarmış olduğu 4736 sayılı Yasa ve 37-3701 sayılı Ek Kararname ile birlikte toplu taşıma araçlarından kimlerin ücretsiz faydalanacağı kimlerin faydalanamayacağının karar bağlanmasıyla oldukça sıkıntılı bir dönem yaşamıştık.
Tüm kamuoyunun ve kamu emekçilerinin dikkatinin ülkemizde yapılan NATO Zirvesine yöneldiği bir dönemde, hükümet, Belediyeler Kanunu Tasarısını yasallaştırmış; bu tasarının ardından Büyükşehir Belediyesi Kanun Tasarısı ve Kamu Yönetimi Temel Kanununu birbiri ardına Meclisten çıkarmıştır.
Bildiğiniz üzere yerel yönetimlerle ilgili yasalar TBMM Genel Kurulunda görüşülmüş, bu yasalarla başta itfaiye ve zabıta görevlileri olmak üzere, belediye emekçilerinin birçok hakkı gasp edilmiştir.
Gasp edilen yalnızca belediye emekçilerinin hakları değildir. Bütün yurttaşların daha nitelikli kamu hizmeti alma hakkı da ortadan kalkmış olmaktadır. Yerel yönetimler tarafından verilecek kamu hizmetlerinin paralı olmasının önü açılmaktadır. Artık paran kadar hizmet devri başlamaktadır. Yasa ile yerel yönetimlerin demokratikleştirildiği iddiası doğru değildir. Güçlendirilen belediyelerden daha çok, merkezi idarenin yerel ayağı olan il özel idareleridir. Seçilmiş yöneticilere yetki devrinden korkulmaktadır. Merkezi idarenin belediyeler üzerindeki baskı ve denetimi sürmektedir.
Bu yasalardan en çok belediye çalışanları etkilenmektedir. Binlerce belediye emekçisinin iş güvencesi ortadan kaldırılarak, sözleşmeli çalışma dayatılmakta, maaş alamama sorunu artarak sürmekte, personele ödenecek pay sınırlandırılmaktadır.
Bunların yanında, itfaiye ve zabıta çalışanlarının çalışma koşullarında hiçbir iyileştirme yapılmadığı gibi, halen kullandıkları hakları da geri alınmak istenmektedir.
Hükümet, zabıta ve itfaiye personelinin aldığı maktu çalışma ücretine göz dikmiştir. Bu arkadaşlarımız yıllardır maktu çalışma ücreti alırken, bu yasa ile bu hakları budanmıştır.
İtfaiyeci ve zabıta olarak hizmet yapan arkadaşlarımız büyük bir mağduriyete mahkum edilmek istenmektedir. Zabıtalarda, büro hizmeti verenlere maktu çalışma ücreti ödenmeyecektir. Diğer zabıta arkadaşlarımız içinde, maktu ödenme kaldırılmakta, saat başı ücreti ödenmek istenmektedir. Böylece, komik oranlarda yalnızca bir kısım zabıtaya fazla çalışma ücreti adıyla ödeme yapılacaktır. Bunun miktarını ise belediye başkanları keyfi olarak belirleyecektir. Bu uygulama ile yapılmak istenen açıktır. Artık zabıta hizmetlerini vermeyin demek istiyorlar.
İtfaiye personeline ödenen fazla mesai ücretleri ise yalnızca, fiilen yangın söndürme hizmetinde çalışanlara verilecektir. Oysa itfaiye hizmetleri bir ekip işidir. Bu hizmetler yok sayılarak sadece bir kısım itfaiyeciye, maktu çalışma ücreti verilmesiyle çalışanlar arasında ayrımcılık yapılmaktadır. Bu uygulama ile itfaiye hizmetinin etkin biçimde verilmesi önlenmiş olacaktır.
Zabıta ve itfaiye kadrosunda çalışan kamu emekçileri, kendilerine verilen görevleri yerine getirmek amacıyla birçok zorluklara göğüs germekte ve özveriyle çalışmaktadırlar. Diğer kamu çalışanlarından farklı olarak uzun süreli görev yapmakta, buna karşılık gerçek emeklerinin çok altında maaş almaktadırlar.
Yaşam koşullarının bu ağırlığı yanında yaptıkları iş nedeniyle can güvenlikleri de tehdit altındadır. Yaralanmayı, ölümü göze alarak görev yapmaktadırlar. Zabıta arkadaşlarımız hemen her gün saldırıya uğramaktadır. İtfaiyeci arkadaşlarımız canlarını tehlikeye atarak yurttaşlarımızın can ve mal güvenliği için gece gündüz demeden çalışmaktadırlar.
Buna rağmen, insanca yaşama koşullarının sağlanması bir yana, şimdi de maktu çalışma ücretleri gasp edilmek istenmektedir.
Üstelik yasa ile alabildiğine kısıtlanan fazla çalışma ücreti için ödenirde değil; ödenebilir diyorlar. Yani isterlerse bunu bile ödemeyecekler.
İtfaiyeci ve zabıta olarak hizmet verenleri maktu çalışma ücretlerinin merkezi olarak değil, belediye meclislerince belirlenmesini istiyoruz. İtfaiye ve zabıta hizmetleri özel bilgi gerektiren nitelikli hizmetlerdir. Teknik nitelikli bu hizmetleri yerine getirenler hizmet sınıflarına ayrılmalıdır.
Yine AKP Hükümeti döneminde zabıta ve itfaiye personelinin yıpranmalarına göz dikilerek bu koşullarda çalışan zabıta ve itfaiye personelinin yıpranmalarına yönelik yasa tasarısı Meclis gündeminde görüşülmüş ve yıpranmalar Meclisten geçmemiştir.
Biz bu hantal, statükocu, katı merkeziyetçi yapının değiştirilmesinden yanayız. Yerel yönetimlerin gerçek anlamda demokratikleşmesini istiyoruz. Demokratik, özgür, şeffaf, halkın ve emekçilerin katılım ve denetimine olanak verecek bir yasal düzenlemeden yanayız. Ancak ne yazık ki bugün yapılan düzenlemeler, bu istemlerimize yanıt vermekten uzaktır.
Hükümet, çalışanların ve halkın tepkisine kulak vermeli, halkın ve çalışanların görüşleri alınarak yeni bir düzenleme yapılmalıdır.
(*) Tüm-Bel Sen Anadolu Yakası Şubesi Sosyal ve Dış İlişkiler Sekreteri
Fahrettin Ağdaş*
Evrensel'i Takip Et