08 Mayıs 2008 00:00
Sadık Toraman Kendimi Sende Seviyorum diyor
Genç edebiyatçı Sadık Toramanın ikinci şiir kitabı Kendimi Sende Seviyorum yayınlandı.
Genç edebiyatçı Sadık Toramanın ikinci şiir kitabı Kendimi Sende Seviyorum yayınlandı. Gündüz Kitabevi Yayınlarından çıkan Kendimi Sende Seviyorum, toplam 76 şiir ve görsellerden oluşuyor. Mobilyacılar Sitesinde, mobilya fabrikalarında, inşaatlarda çalışarak yaşamını idame ettiren Toraman, şiirlerinde kendi yaşamından öğrendiği tecrübeleri, işçiliği, memleketine olan hasretini ve sevgiyi işliyor.
2004 yılında yayınlanan ilk şiir kitabı Kimsesizliğimin Kimsesiyimde Toraman, kendi iç hesaplaşmaları ve duygularını daha çok anlatırken, Kendimi Sende Seviyorumda dünyada ve ülkede yaşanan gelişmeleri de şiirlerine konu etmiş. Sevgi Cambazı şiirinde, Gözler aşk mevsiminden uzak/Ilık bir sabah düşledim./Yorgun, bitik./Anılar dalga dalga.../Sevmeyi özledim sensiz diyen Toraman, insanların sevmeden yaşamasının mümkün olmadığını imliyor. Toraman, İşçidir Ellerim şiirinde ise işçi sınıfının fertlerine, kendisi gibi emeğini satarak yaşayanlara selam gönderiyor: Tersane pasıdır alnımdaki,/Onurlu ve helaldir ekmeğimin tuzu,/ İşçidir ellerim/Kah maden ocağında kara terler dökerim./Kah kaportacıda on dördüme çekiç sallarım...
Doğduğu memleketine duyduğu sılayı da dosdoğru, içinden geçirdiği gibi anlatmış Toraman: Yol almalı artık/Evet, yol almalı/Yoksul bir sofradan kalkıp/Silvanda sevmeli/Kürtçe konuşmalı köylerinde/Gezmeli çarşısında selam vermeli esnafa/Sonra sevmeli tebessüm etmeli çocuklara/Sessizce bir tepeye oturup seyretmeli Silvanı... Savaşın en çok etkilediği kesimi oluşturan dünya çocuklarını da unutmamış Toraman, Canları bir kuşkanadı kadar kırılgan,/Öfkeleri kendi gözyaşlarına./Hem Filistinde, Fellucede/Akan kanın rengi kimin umurunda?.. diyerek savaşın yarattığı tahribata karşı barışı savunmayı öneriyor.
Silvanda başlayan hayat
Diyarbakırın Silvan ilçesinde 1979 yılında doğan Toraman, 1990lı yılların başında ailesiyle birlikte Ankara Hasanoğlana taşınmış. Hasanoğlana göç eden ilk Kürt ailelerden olduklarını ve belde halkıyla birlikte yaşamakta zorluklar yaşadıklarını kaydeden Toraman, Ankaraya geldiğinde Türkçe konuşamadığından iletişim kurmakta sıkıntı yaşadığını belirtiyor. İlkokuldan sonra çalışmaya başladığını ifade eden Toraman, düzgün Türkçe konuşmak istediği için kitap okumaya başladığını söylüyor. Mobilyacılık, inşaatçılık, şoförlük gibi değişik işlerde çalışmış olan Toraman, edebiyata gönül vermeye devam edeceğinin altını çiziyor. (Ankara/EVRENSEL)