3. Türkiye Yayıncılık Kurultayı, Bilgi Üniversitesi Santral İstanbul Kampüsü’nde yapıldı. İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Türkiye Yayıncılar Birliği’nin düzenlediği ve bu sene üçüncüsü gerçekleşen kurultayda, yayıncılık sektörünün sorunları ve çözüm önerileri tartışıldı.
Açılış konuşmalarını İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Aydın Uğur ile Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Çetin Tüzener’in yaptığı kurultay, ‘Yayıncılık Sektör mü?’ başlıklı oturum ile başladı. Serhat Baysan’ın yönetttiği ‘Yayıncılık Sektör mü?’ başlıklı oturumun konuşmacıları, Kütüphaneler Genel Müdür Yardımcısı Ümit Yaşar Gözüm, Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Sekreteri Metin Celal Zeynioğlu ve KOSGEB temsilcisiydi.
Kütüphaneler Genel Müdür Yardımcısı Ümit Yaşar Gözüm, “Bakanlık olarak önce kendimizi masaya yatırmamız gerekiyor. Devletin bu sektörün sektör olup olmamasının önemi var mı yok mu onu ortaya koymalıyız” diye konuştu. “Demokrasiyi örgütlü toplum, örgütlü toplumu da bilinçli bireyler oluşturur” ifadesini kullanan Gözüm, şöyle devam etti: “Sektör tem aktörler açısından birkaç yılda kendini yenilemeyenler açısından büyük problemler yarattı. Yaşanan bu kriz, belki bir başlangıç. Bugünkü yayıncılık mantığı ile ilintili değil. Yayıncılık 2000’lerden itibaren değişim ve dönüşüm hızı katlanarak artıyor. Bu kaosa dönüşebilir. Kendimizi yeniden yapılandırmalıyız” dedi. Türkiye’deki yayıncılık sektörünün altyapısının olduğunu düşünen Gözüm, yayıncılığın bir sektör olduğunu söyledi.
1-2 yıl içinde yayıncılıkta yeni başlangıçların olacağını belirten Gözüm, “Sektörün sektörleşmesi ile birlikte hareket edip güçlerini birleştirmesi gerektiğine inanıyorum. Sektörün aktörleri arasındaki örgütlenme olmamıştır. Girişimci ruhumuzla ayakta kalmanın yolları aranmıştır. Esas olan kurumsallaşmaya doğru yürümeliyiz” diye konuştu.
Türkiye Yayıncılar Birliği Genel Sekreteri Metin Celal Zeynioğlu, yayıncılık ile ilgili bir uluslararası kongrenin tekrar kurulmasında fayda olduğunu söyledi.
“Biz sektör olmak istiyoruz” diyen Zeynioğlu, yayıncılığın sektör olmamasına Türkiye’deki yayıncılığın devlet tarafından yapılmasının neden olduğunu ifade etti.
“Devletin 1980 yılına kadar yayıncılıktaki payı yüzde 75, ders kitaplarındaki payı yüzde 90-95. ‘80 darbesinden sonra ise sıfırlanmış bir sektör var. Sektör sıfırlanınca yayınevleri kurulmaya başlandı. 2000’den sonra 1580 kitap yayınlandı. 2005’te 26 bin, bu sene korsan sayılmazsa 32 bin civarında kitap yayınlandı. Basılan kitapta ciddi bir yükselme oldu” diyen Zeynioğlu, yayıncılığın küçümsenecek bir durumda olmadığını söyledi.
Her gelen hükümetin, ne kadar ‘yayıncılıktan elimizi çekelim’ dese de yaptığı her uygulama ile yayıncılığı yeniden şekillendirdiğini vurgulayan Zeynioğlu, “Mesela ücretsiz ders kitabı ile devlet yayıncılığa daha fazla el koydu. Ve sektöre ciddi devlet müdahalesi oldu. Uygulama başladığında MEB devam etti. Matbaaya büyük yatırım yapıldı” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yüzde 50 olan korsan yayın ile mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Zeynioğlu, korsan yayınla mücadele etmenin tek yolunun, telif hakları kanununun değiştirilmesi olduğunu belirterek, “Kanunları yapmak yetmiyor, bir de uygulamak gerekiyor. Korsan yayın bitmedi ve daha çok ivme kazanıyor” şeklinde konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)