11 Mayıs 2008 00:00

asya pasifik'te bu hafta

dünden bugüne
filipinler... - 3

Paylaş

1998’den 2001’de 2. Halk İktidarı Hareketi tarafından indirilene dek başkanlık yapmış Estrada, 1965-1989 yılları arasında, tamı tamına 147 filmde oynamıştı. Estrada, Arnold Schwarzenegger’in (1947-) Kaliforniya valisi olmasından 5 yıl önce, 1998’de, Filipinler’in devlet başkanı oldu. Putin’den önce Marcos’u yaratan Filipinler siyasal yapısı, Schwarzenegger’den önce Estrada’yı yaratarak ne kadar ileri(!) olduğunu bir kez daha gösteriyordu.
Estrada, lise yıllarında çeteci olduğu için okuldan atılmış; ailesi, onu reddetmiş ve aile soyadını kullanmasını yasaklamıştı. İlerleyen yıllarda, çetecilikten vurdulu-kırdılı filmlerde oynamaya yükseldi. Filmlerde çoğunlukla yoksulları canlandırdığı için devlet başkanlığı seçimlerinde, halk kitlelerinden büyük destek aldı. (Aman, Türkiye’de benzerleri bu öyküyü duymasın!..) Seçilmesinin tek nedeni, yoksul çoğunluğun, Estrada’nın yoksulları oynadığı filmleri dolayısıyla yoksul dostu bir yönetim getireceğini sanmasıydı.
Estrada, 2001’de milyon dolarlık rüşvet ve yolsuzluk suçlamaları ayyuka çıkınca, ‘2. Halk İktidarı Devrimi’ olarak adlandırılan halk ayaklanması tarafından iktidardan indirildi; suçlamalar nedeniyle hapse atıldı. 2007’de rüşvet ve yağmadan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı ama cezası, şu anki devlet başkanı Gloria Macapagal-Arroyo tarafından affedildi. Durum, ABD Devlet Başkanı Richard Nixon’ın (1913-1994; yönetimi, 1969-1974), Watergate Skandalı nedeniyle suçlu bulunup kendisinden sonra gelen başkan Gerald Ford (1913-2006; yönetimi, 1974-1977) tarafından affedilmesine bir hayli benziyor.
Gloria Macapagal-Arroyo (1947-), Estrada’nın yönetimi sırasında başkan yardımcısıydı. 2001’de halk ayaklanınca ordu Arroyo’dan yana taraf oldu. Böylece Arroyo, devlet başkanı oldu. Uluslararası kamuoyu da bu iktidar değişimini tanıdı. İlerleyen aylarda, Estrada’nın yiyiciliğinden haberdar olmayan yoksullar ve Estrada yandaşı yiyiciler, Estrada’nın serbest bırakılması ve yeniden başkan olması için büyük çaplı gösteriler düzenlediler. Gösteriler, kısa sürede bastırıldı.

Tablo hep aynı
Gloria (Görkem) Macapagal-Arroyo, Filipinler’in şu anki devlet başkanı. Arroyo, daha önce belirttiğimiz gibi, gücünü, yoksul dostu olarak tanınan eski devlet başkanı Diosdado Macapagal’ın kızı olmasından alıyor. Bu yönüyle, gücünü babası Zülfikar Ali Bhutto’dan almış olan Benazir Bhutto’ya benziyor. Halkı hayal kırıklığına uğratmakta ve rüşvetçilikte de Bhutto’yla ortak. 2001’de Estrada’yı rüşvetçi diye indirip yerine geçen ekonomi profesörü Arroyo’nun Estrada kadar rüşvetçi olduğu söyleniyor.
Arroyo’nun ilk döneminde (2001-2004), ayaklanmalar, askeri darbe girişimleri ve İslamcı ve Marksçı hareketler eksik olmadı. 2004’te düzenlenen seçimlerde 6 yıl daha devlet başkanı oldu. Seçimlerde hile yapıldığı yönlü suçlamalar dur durak bilmedi. 2005’te Seçim Komisyonu’yla Arroyo arasındaki 1 milyon oyluk pazarlığın bant kayıtlarıyla ilgili dava, hasıraltı edildi. Arroyo, Şubat 2006’daki darbe girişimine karşı, 1 hafta sıkıyönetim ilan etti; ayaklanmayı kışkırttıkları gerekçesiyle solcu siyasetçileri tutuklattırdı.
Arroyo, Irak’a, işgal için sağlıkçılardan ve mühendislerden oluşan bir Filipinli asker gücü gönderdi. O da, Kore’ye ve Vietnam’a asker gönderen önceki devlet başkanları gibi Amerikancı idi. Filipinli asker gücü, 2004’te Filipinli bir kamyon sürücüsünün Irak direniş güçlerince kaçırılması sonucu geri çekildi.
Uluslararası Af Örgütü’ne göre 2006’da, siyasal görüşleri nedeniyle öldürülenlerin sayısı 115’e çıktı. Bu sayıyı 830’a çıkaran insan hakları örgütleri de bulunmaktadır. Filipinler’de 2003’ten beri 23 gazeteci öldürüldü. Arroyo, insan hakları ihlallerine yönelik uluslararası tepkileri yatıştırmak için 2007’de siyasal mahkumlara af ilan etti...
İşte, Filipinler’in 1898’deki bağımsızlığından bu yana 110 yılı... Tablo hep aynı: Milyonlarca insan, açlık sınırında yaşıyor. Özellikle 1965 sonrasında, rüşvetçi olmayan hükümete rastlamak zor... Her hükümet birbirinden Amerikancı... Darbesiz bir hükümet dönemi bulmak da zor... Her dönemde yoksullar, o ya da bu biçimde ayaklanıyor... Bu tablo, yoksulların son(ul) ayaklanmasına dek süreceğe benzer...
Dr. Ulaş Başar Gezgin
ÖNCEKİ HABER

benim de sesim var

SONRAKİ HABER

eski bir kalpazanın günlüğünden

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa