16 Mayıs 2008 00:00
GÜNCEL
GÜNÜN YAZILARI
28 Şubat ve öncesi şeriatçılar dinlenir, izlenir ve gerektiği zaman telefon ve vieoda kayıtları piyasaya sürülürdü (tabii ki solcular, devrimciler her zaman dinlenirdi ve dinlenmeye devam edilecek). Daha sonra, emniyet içindeki dinci kadrolaşma ile askerler ve laikçi kesim de dinlenmeye başlandı. Orakoğlu olayı ile bu yeni durum ortaya çıkmıştı.
Ergenekon Soruşturması da böyle başlamış bir çalışmanın sonucu gibi algılanıyor.
Şimdi, her iki taraf da birbirini dinliyor ve izliyor. Tarafların yayın organlarında ele geçen ilginç telefon görüşmeleri ve video görüntüleri yeri geldiğinde yayınlanıyor.
Anayasa Mahkemesi Başkanvekilini nin izlenmesi bu çerçevede değerlendirilmelidir. Eğer şantaj yapılabilecek bir durum varsa, Anayasa Mahkemesi üyelerine bununla baskı yapılacaktır. Eğer şantajlık bir durum yoksa, onların tarafgirliğini kanıtlamak için teknik takiple elde edilenler ifşa edilecektir.
Demek ki, önümüzdeki günler telekulak olayları, teknik takiple elde edilmiş delillerle açılmış yeni davalar ve medyada ilginç iddialara daha sık rastlayacağız.
Din istismarcısı ve laiklik istismarcısı güçlerin aralarındaki mücadele kıyasıya sürürken, iki taraf bir noktada birleşiyor. Emekçilerin muhalefetine, yükselen devrimci gençlik dalgasına birlikte karşı duruyorlar.
Deniz Gezmişlerin idam yıldönümünde, geçen yıllara göre büyük ölçüde artmış bir gençlik grubunun anma etkinliklerine katılması, iki tarafı da korkuya boğdu. Şimdi özel TV programları ile gençliği etkilemeye ve devrimci yönünden çevirmeye çalışıyor.
Geçen gün CNN Türk de Ahmet Hakan tarafından sunulan Tarafsız Bölge ( seyredenler programının isminin değiştirilmesi önerisini dile getirmiştir herhalde) isimli programda, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının hiç de öyle peşinden gidilecek, hayran olunacak kişiler olmadığı anlatılmaya çalışıldı. Deniz Gezmiş ne de olsa silahlı mücadeleyi savunmuştu ve banka soygunu gibi suç olan eylemleri de mevcuttu. Programa çağrılanlar Ahmet Hakanın Denizler suçlu gençlerdi iddiasını doğrulamadıkça Ahmet Hakan tekrar tekrar bu iddiaya dönüyor ve oradan Deniz Gezmiş in arkadaşları, 68 lilerden Denizleri kötüleyen bir karar çıkartmaya çalışıyordu. Konuşmacılar Denizleri suçlamaktan özenle kaçındı ama bugünkü sosyal demokrat- liberal solcu siyasi pozisyonlarına uygun olarak da küreselleşmeyi, özelleştirmeyi, sivil toplumcu mücadeleyi önerdiler zamane gençlerine. Ahmet Hakan da bununla yetinmek zorunda kaldı.
Artık, iyice ortaya çıktı ki, sağcısı-solcusu, liberali- devletçisi, dincisi-laikçisi bütün egemen siyasi güçler emekçi sınıfların kabaran öfkesinden ve gençliğin devrimci yönelişinden ölümden korkar gibi korkuyor. Korkuları da boşuna değil. Egemenler, belki de, pek çok solcudan önce siyasi durumu kavrayıp tedbirlerini almayı becerebilme yetisine sahipler. Onların korkutan gelişmeleri bizler de, emek ve demokrasi güçleri de, hakkıyla analiz edip, gereklerini yerine getirmek zorundayız. 2008 yeni bir 68 olabilir. Demokrasi güçleri pozisyonlarını bu duruma göre aldığında, egemenlerin korktukları başlarına gelecektir.
Kamil Tekin Sürek
Evrensel'i Takip Et