22 Mayıs 2008 00:00

EMEK GÜNLÜĞÜ

Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Gönen’de bulunan Kemal Türkler Eğitim ve Dinlenme Tesisleri’nde yarın başlayacak ve üç gün sürecek olan bir sendikal konferans gerçekleşecek.

Paylaş

Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Gönen’de bulunan Kemal Türkler Eğitim ve Dinlenme Tesisleri’nde yarın başlayacak ve üç gün sürecek olan bir sendikal konferans gerçekleşecek. On beşi aşkın ülkeden sendikacının katılacağı toplantı, 9 yıl aradan sonra bir kez daha ülkemizde gerçekleşiyor.
Ülkemize çok sıkça çeşitli ülkelerden sendikacılar geliyor. Kimi sendikacılar gezmek için geliyor, gelmişken de bir iki sendikayla görüşerek ülkelerine dönüyorlar. Bazı sendikacılar ülkemize AB’ye uyum sürecine katkı sunmak ve ülkemizdeki sendikal hareketi bunun yedeğine almak için gelip giderler. Sendikaların kongrelerine gelen ve protokol konuşmaları yaparak görevlerini tamamlayan sendikacılar oluyor. Yani anlayacağınız; her zaman, her yerden kendi ihtiyaçlarına göre ve kendi yapılarına uygun sendikacılarla görüşüp ülkelerine dönüyorlar.
Ülkemizden konferansa katılacak önemli sayıda sendikacı ve sendika var. Konferansa katılan tüm sendikaların ve sendikacıların ortak kaygısı; daha mücadeleci bir anlayışın hakim kılınması için ortak çalışmalar yapmak. Her ülkedeki mücadele deneylerini en ileri düzeyde paylaşarak, dayanışma içinde olarak geleceği örmek. Bu amaçla ülkemize gelen sendikacılarla, ülkemizin mücadele deneyimlerini paylaşmak, deneylerimizi onlara aktarmak, onlardan bir yanıyla öğrenmek...
Bu toplantıda diplomasi yok, protokol konuşmaları olmayacak. Ülkemizde ve dünyadaki sınıf hareketine dönük saldıralar ve bunlara karşı yapılacaklar çok yalın bir biçimde tartışılacak ve çözüm yolları aranacak. Diğer ülkelerde olduğu gibi, bizim ülkemizde de bu toplantıdan ve konferanstan rahatsız olanlar var. Neden rahatsız olduklarını açık yüreklilikle söylemedikleri için biz de anlamakta zorlanıyoruz. Bunlardan, kendi konfederasyonlarına karşı ortak bildirgeye imza atan genel merkezler var. Hem kendi konfederasyonlarına ‘mücadele et’ çağrısı yapıyorlar ama mücadele çağrısı yapan sendikacılarla bir araya gelmiyorlar. Kendi tabanlarında konferansa katılmak isteyen mücadeleci unsurlara müdahale ediyorlar, katılanlara disiplin uygulayacaklarını söylemekten geri durmuyorlar.
“Bu ne perhiz, ne lahana turşusu” derler böyle davrananlara. Her hal burada bir araya gelecek sendikacalar, ‘bürokrat sendikal anlayışa bir şey söylerler’; onlar için de bir iki çift laf söylenir, endişesi taşıyorlar sanırım. Burada bir şeyi tekrar söylemekte yarar var; gittiğiniz yol, yol değildir. Doğru yolda gitseydiniz durumumuz bu noktada olmazdı. İşte bizim, kendisine demokrat kimi sendika genel merkezlerinin durumu böyle. Bazı şubeler vardır, genel merkezlerine tüm baskılarına rağmen boyun eğemezler ve kendi tabanlarına mücadele sözü vererek yönetime gelirler. Kimileri tüm baskılara ve görevden almalara rağmen bildikleri yolda yürürler ve doğru olan da böylesi bir tutumdur. Bunlara fazla diyeceğimiz bir şey yok, er veya geç bu doğru tutumlar mücadele içinde yerini bulacak, kişiler orada olmasalar bile mücadele anlayışı bu şubelerde hayata geçecektir.
Ama genel merkez karşıtı durup, bürokrat sendikacılığa karşı mücadele edeceklerini duyurup, bunun etrafında topladığı güçlerle şube yönetimlerine gelen ve genel merkezin ‘kış’ dediği koşullarda tepki göstermeyip, boynunu büken anlayışlara ne demeli?.. Hani sizin mücadele anlayışınız, hani sizin demokrasi yanlısı tutumunuz, nerede?.. Tabandan aldığın gücü yukarıda nasıl temsil edeceksiniz?.. Mücadeleci sendikal anlayışınızı nerede ortaya koyacaksınız?.. Genel merkezlerin her dediğine boyun eğen bir anlayıştan nasıl kurtulacaksınız, mücadeleci sendikacıların toplantısına katılma cesareti göstermeyen bir tutum, nerede mücadele edebilir?.. Patrona ve bürokrat sendikal anlayışa karşı nasıl bir araya gelebilirsiniz? Dost acı söyler, doğru söyler. Şimdi karnımızdan konuşmanın zamanı değil, şimdi diplomasi ve protokol cümleleri kurma zamanı değil. Çünkü SSGSS geçti, İstihdam Paketi geçti. Daha neler geçecek... Eğer ‘bunlar bizim için önemli şeyler değil’ diyorsanız bir diyeceğimiz olmaz; fakat aksini düşünenler varsa ve ‘bunlar bizi ilgilendiriyor’ diyorsanız, diplomasiyi ve bürokrasiyi bırakıp doğrudan konuşacaksınız. Onun için kendi bürokratik anlayışının içine kapanıp kalan ve dar çerçeveyi aşmayan bir anlayış, mücadelede başarılı olamaz. Bir kez daha düşünmekte yarar vardır!.
Seyit Aslan
ÖNCEKİ HABER

Ankara kaynıyor

SONRAKİ HABER

Üretimin ve emeğin değişen yapısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...