02 Haziran 2008 00:00

Küçük Sanayi’nin Kunte Kinteleri

Afyonkarahisar kent merkezinde otogarın hemen yanı başında ve Ankara karayolu güzergahında bulunan iki büyük küçük sanayi sitesinde yaşları 15 ile 19 yaş arasında birkaç bin işçi çalışıyor

Paylaş

Afyonkarahisar kent merkezinde otogarın hemen yanı başında ve Ankara karayolu güzergahında bulunan iki büyük küçük sanayi sitesinde yaşları 15 ile 19 yaş arasında birkaç bin işçi çalışıyor.
Eti senin kemiği benim misali bu çocuk işçiler her türlü zorbalığa ve hukuksuzluğa maruz kalıyorlar. Oto boyama, kaporta, oto tamir, makine aksamı yapımı, metal ve plastik kapı ve pencere kaplama, oto yağlama ve bakımından ve tamir işlerinde çalışan bu küçük bedenlerin yüzlerindeki kir ve pasa bakıldığında her birinin Afrika’dan geldiğini zannedersiniz.
Sıska bedenlerinin patronlara emanet edildiğini bilerek çalışan bu çocuk işçiler, dinci tarikatçı geleneğin hüküm sürdüğü aile yapılarının ezici ağırlığını da taşıyınca kaderciliğin boyunduruğunda ömürlerini tüketiyorlar. Bu körpecik bedenlerin insanlık dışı koşullarda çalışmayı tek etmesinin tek amacı bir meslek sahibi olabilmektir.
Haftalık 20, aylık 120 milyona çalışanların sayısı yüzlerle ifade edilir. Devlet denetimi yok. Kayıt dışılık kural haline getirilmiş durumda. Dini vecibelerin yerine getirilmesi ve ‘ışık evleri’nde özel eğitime tabi tutulma ve Süleymancıların yurdunda kalma tek ayrıcalıklı yandır. Herhangi bir işin zamanında bitirilmemesi ve teslim edilmemesinin cezası dayak ve ağza alınmayacak küfürdür.
Onlarla gazeteci olma sıfatı ile konuşmak bile deveye hendek atlatmak gibiydi. AKP ve MHP ağırlıklı siyasi tercih sebebi aileden geliyordu. Tek ortak nokta Kürt ve PKK düşmanlığında birleşiyordu. Bu, yer yer açlık ve yoksulluktan öncelikli oluyordu. Patronların vatan sağ olsun nidalarının yol açtığı bu insanlık dışı çalışma koşullarına ses çıkaran, hatta sendika olsun diyenler de yok değil.
Patronun küfrüne karşı gelmek ceza nedeni
Sitenin içinde turluyoruz. Görüşme isteğimizi, birçoğu endişe ve kaygı ile olumsuz cevaplıyor. Nedenini sorduğumuzda verdikleri cevaplar çarpıcı bir o kadar da acıydı. Sen de falakayı yersen ve üç gün aç susuz depoya kapatılırsan sen de konuşmazsın cevabı insanın tüylerini ürpertiyor. As Yıldız Oto Boyama ve Kaporta işyerinde çalışan Enes Acıyel isimli işçi durumu şöyle özetliyor. “Bir Reno 19 binek otomobil tamirini ve boyamasını yapıyorduk. Bir günde bitmesi istendi. Bizim patron da olur dedi. Ama bitiremedik. Patron akşam beni çağırdı niye bitmedi diye. Sonra beni ayaklarımdan iple bağlayarak yağ ve kir içinde olan depoya kilitledi. Üç gün ben burada kaldım. Aç susuz. Üç gün sonrada paramı vermeden işten attı. İşte adalet. Böyle adaletin içine tüküreyim. Benimle aynı durumu yaşayan çok arkadaşım var. Bize Allah korkusu yok mu diyen patronların hiçbirisinin Allah korkusu yok.”
Kapı pencere işlerinde çırak olarak çalışan 14 yaşındaki Yasin Elber ise sanayi sitesindeki çalışma koşullarını şöyle özetliyor: “Ailemin zoru ile işe başlamıştım. Sırf mesleğim olsun diye. Bir yandan da Şuhut yolu üzerinde Fatih Kuran Kursu’na gidiyordum. Patron aferin bak Allah yolunda gidiyorsun. Dediklerimi yaparsan iyi olur dedi. Bir gün bizim evin bahçesini belleyeceksin. Arada bir de odun kömür taşıyacaksın dedi. Bu benim işim değil dedim. Patron bana lan sen bana hizmet için buradasın. Ne dersem onu yap. Ben yapmayınca da demir sopa ile dövdü. 70 milyon liramı da vermedi.”
Fatih Oto Yağlama işyerinde çalışan 13 yaşındaki Halil Süren ise yaşadıklarını şöyle anlatıyor. “Oto yağlama işi zor değil gibi ama pis bir iş. Yağın kirin içindesin. Ben ayda 30 milyona çalışıyorum desem ki inanın. Ama gerçekte bu parayı alıyorum. Hep hakaret ve küfre maruz kalıyoruz. Patron işine gelince din iman Allah diyor. İşine gelmeyince bunları tanımıyor. 2-3 bin kişiden ancak 100 işçinin sigortası vardır. O da yarım yatırılıyordur. Artık kimseye inanasım gelmiyor.”
Kömür sobası imal eden işyerinde çalışan İsmail Keten ise küçük sanayi sitelerindeki tüm çalışan genç işçilerin durumunun kölelerinkinden daha beter olduğunu belirterek şunları söyledi, “Patronlar padişah gibi. Dediğim dedik. 3 yıldır çalışıyorum tek bir gün bile sigortam yok. Haftalık 20 milyon alıyorum. Ayda 80 milyon. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. İnsanlığımdan utanıyorum.” (Afyonkarahisar/EVRENSEL)
Haşim Demir
ÖNCEKİ HABER

Bürokratik ahtapot bir tesisi yok ediyor

SONRAKİ HABER

Gün gelir devran döner

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa