06 Haziran 2008 00:00

Değişkenler değişir

Sinemalar bu hafta, üç yeni Amerikan filmiyle tanışıyor. Hiçbirinde normal insanlar yok. Dahilerin kumar macerası, sihirbazın hayatı ve bir kahraman komedisi...

Paylaş

Amerikan sineması, kumarhanede geçen filmleri çok seviyor. 21 de, hayatla kumar arasında paralellikler kuran eğlenceli bir öykü anlatmayı tercih eden, yeni filmimiz.
Şu unsurların her biri, izleyiciye, belki farklı filmlerden, belki aynı filmden tanıdık gelecektir: Zeki, en iyi üniversitede okuyup bilim adamı olmak isteyen genç kahraman, kimliklerini gizleyerek Las Vegas’a giden bir çete, kağıt sayarak kumarhaneyi dolandırmaya çalışma çabası, kumarhanenin dikkatli ve şiddeti seven güvenlik ekibi, öğrencileriyle dostça ilişkiler kuran, hayat dersleri veren üniversite hocası, herkesin hayallerini süsleyen güzel ve zeki kız, zeki ama sosyal yanı zayıf öğrenciler...
Film kısaca, kağıt sayarak 21 oyununda büyük paralar kazanmak için çalışan bir üniversiteli öğrenci grubunun öyküsünü anlatıyor. Başlarındaki hoca Micky Rosa, yıllar önce bu işi kendisi yapmış, büyük paralar kazanmış. Şimdi öğrencilerinden kurduğu ekibi yönetmeyi seçmiş.
21’de klişe çok. Ama belki onu daha önceki kumarhane filmlerinden biraz ayıran bir yanı, esas oğlanın bu işe girme sebebi. Ben Campbell adındaki genç, epey yetenekli, zeki, çalışkan olmasına karşın, yine de girmek istediği okulda okumak için gerekli bursu alamıyor. Tabii burası Amerika, okul ücreti dediğiniz 300 bin dolar! Çalışıp biriktirilecek bir miktar değil. Burs sınavında sordukları bir soru var: “Neden seni seçeyim” diyor hoca. “Seni özel kılan bir yaşam deneyimin var mı?” Ben üzülüyor, ne parası, ne de hayatı boyunca ders çalışmak dışında bir deneyimi olduğu için.
Üniversite okumanın bir lüks değilse imkansız hale geldiği bir memlekette, kahramanımız da biraz sıra dışı bir çözüm buluyor. Önce para kazanmak, en kötüsü yaşam deneyimi olsun diye... Filmin yaşanmış bir öyküye dayandığını da düşünürseniz, buradaki mesaj daha bir anlam kazanıyor: Üniversiteye gitmekten başka bir şey istemeyen, onu da hak ettiği her halinden belli olan bir genç var karşımızda, kumar oynamasın da ne yapsın?
Başroldeki Jim Sturgess, daha sık göreceğimiz bir oyuncu olacağa benziyor. Bu filmdeki sarsak genç tipi bir yerden tanıdık geldiyse, hemen hatırlatalım. Geçen hafta gösterime giren Boleyn Kızı filminde, Boleynlerin erkek kardeşlerini de canlandırıyordu. Kevin Spacey, hoca Micky Rosa rolünde, kendi ölçüleriyle çok parlak bir performans göstermese de, çok başarılı.
Filmden olasılık teorisiyle bezeli ilginç bir hayat dersi de var, aklımızda bulundurmak için. Derste, hoca Micky Rosa, Seç Bakalım yarışmasındaki gibi üç kapı olduğunda hangisini seçeceklerini soruyor. Ben, birinciyi seçiyor. Hoca, üçüncüyü açıyor ve soruyor: “Şimdi hangisini seçersin?” Ben tereddüt etmeden ikinciyi tercih ediyor, “Çünkü şimdi bütün koşullar değişti” diyor. Hocasının bununla ilgili bir öğüdü var. Kumarhanede işler yolunda gitmeyince bu öğüt akıllarına geliyor: “Her zaman değişken değişimini dikkate alın.”

Eski ‘Fenomen’cilerden kim kaldı...
Cem Yılmaz’ın Hokkabaz filminde sürekli çalıştığı bir numara vardı. Ellerini, ayaklarını zincirlerle bağlayıp su dolu bir havuza giriyor, boğulmadan zincirleri çözmeye çalışıyor... Bu numara, dünyanın en ünlü sihirbazlarından, yani illüzyonistlerinden Houdini ile özdeşleşmiş bir numaraymış.
Bizde nedense Öldüren Cazibe adıyla gösterilen film, Houdini’nin ününün zirvesinde olduğu son yıllarını anlatıyor. Macar kökenli, dünyaca ünlü illüzyonist, geçen yüzyılın başlarında medyumluğa, eski deyimiyle ispiritizmaya savaş açmış. Filme göre, annesinin ölüm döşeğinde söylediklerini bilecek bir medyum arıyor. Kızıyla birlikte yaşayan Mary McGarvie, burada devreye giriyor. Mary, kızının topladığı bilgilerle ruhlarla iletişim kuruyormuş gibi bir gösteri yapan bir kadınken, Houdini’nin meydan okumasına karşılık vermeye kalkıyor. Tabii sonunda bir aşk doğuyor...
Fenomen programı meraklıları, filmde bu işin nasıl yapıldığını görmek isterlerse, biraz hayal kırıklığına uğrayabilirler. Çünkü Houdini’nin karşısına o güne kadar çıkan hiçbir medyum başarılı olamamış, Mary’nin tek amacı da adamın sandığını açmak.
Genel olarak vasat bir film olmasına karşın, oyunculuk şaşırtıcı biçimde öne çıkıyor Öldüren Cazibe’de. Genç güzel kadın rollerinden sıyrılan Catherine Zeta Jones, İskoç medyum kadında hiç fena değil. Guy Pierce’ın Houdini’si de gayet başarılı.
Filmde, Houdini’nin hayatı, gerçeğine oldukça uygun olarak anlatılmış. Fakat gerçekte de, filmde de onu “öldüren” bir “cazibe” değil ya, bunu nereden çıkardıklarını anlamak zor...

Öldüren Cazibe
Orijinal adı: Death Defying Acts
Yönetmen: Gillian Armstrong
Oyuncular: Guy Pearce, Catherine Zeta-Jones, Timothy Spall, Saoirse Ronan
Çağdaş Günerbüyük
ÖNCEKİ HABER

Emekçiler Maliye Bakanlığı önünde!

SONRAKİ HABER

Tahammülsüzlüklere cevap olan sergi İzmir’de

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa