Zirve avukatlarına söz
verilmiyor

Malatya’daki Zirve Yayınevi cinayetinin 7. duruşması 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görüldü. Sanık ve mağdur avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada, ilk defa 5 tutuklu sanık yüzleştirilerek çapraz sorguya alındı. Duruşmada, mağdur avukatlarının soru sormasına izin verilmemesi dikkat çekti. Davada ek iddianamenin kabul edildi.
Tutuklu 5 sanık, cezaevi araçlarıyla getirilerek adliyenin arka kapısından içeri alındı. Duruşmaya, öldürülen Alman Tilman Geske’nin eşi Suzanna Geske ile Uğur Yüksel’in annesi Hatice Yüksel, Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı Serhat Eren, İHD Bölge Başkanı Mihti Perinçek ve Protestan Kiliseler Birliği’nden görevliler katıldı.
Duruşmaya sunulan ek iddianamenin kabul edildiği duruşmada mahkeme başkanı, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, “terör amaçlı olarak kişi hürriyetinden yoksun bırakmak ve yağmaya teşebbüs” iddiasıyla mahkemeye ek iddianame sunduğunu belirterek sanıklardan savunma yapıp yapmayacaklarını sordu. Sanıklar ve avukatları, ek iddianameyi inceleyemediklerinden savunma için ek süre istedi. Geske ve diğer mağdur yakınları, ek iddianameden dolayı sanıklardan şikayetçi olduklarını, davaya katılmak istediklerini söylediler. Mahkeme başkanının Yüksel’e, “Şikayetçi misiniz” sorusuna Yüksel, “Hem de çok şikayetçiyim” diye yanıt verdi.
Avukatlara yanıt yok!
Emre Günaydın ifadesinde, “Kimse yaptığı suçu kabul etmiyor. Benim üzerime atıyor. Ben savunmalarımın doğru olduğu inancındayım” dedi. Davada tutuksuz yargılanan Mehmet Gökçe’nin, olaydan 2 ay önce Günaydın’ın gözcülük yapmasını istediğini ama kendisinin bunu reddettiği hatırlatıldı. Bunun üzerine Günaydın, mahkeme başkanına, avukatlardan gelecek sorulara yanıt vermeyeceğini söyledi. Mağdur avukatları, mahkeme heyetinin duruşmaya hazırlıksız geldiğini ve mahkemenin bu gibi çelişkileri ortaya çıkarması gerektiğini dile getirdi. Olayda tutuksuz yargılanan Kürşat Kocadağ’ın ifadesi okunduktan sonra sanık avukatları Kocadağ’a soru yöneltti. Ardından mağdur avukatlarına söz hakkı tanınmadan tutuksuz yargılanan Mehmet Gökçe’ye geçildi.
Avukatlara söz hakkı da yok!
Buna itiraz eden mağdur avukatlarının talebi, “izinsiz konuştukları” gerekçesiyle uyarılarak reddedildi.
Konuşmak isteyen diğer mağdur avukatlarına da söz hakkı verilmedi. Kocadağ’ın ifadesi okunduğu esnada salonda olmayan avukatına, Gökçe’nin ifadesi okunduktan sonra hakim söz alıp almayacağını sorarak taraflı tutum sergilediğini göstermiş oldu.
Öğleden sonraki oturumda Cuma Özdemir’in ifadesi okundu. Özdemir’in, Günaydın’ın cinayeti örgütlediği ve işlediği yönünde verdiği ifadeyi Günaydın reddetti. Abuzer Yıldırım ve Hamit Çeker’in ifadelerinin alınmasıyla duruşma devam etti.
Emre günaydın Lavaboya giderken ailelere yönelik “soğan erkeği yetiştirip getirmişler” dedi. Mahkemede son söz olarak “dört sanıkta cinayetin benden kaynaklandığını söylüyorsa babaları etek giyip gelsin” dedi. Tutuksuz sanıkları da kafa kol hareketleriyle tehdit etti. (Malatya/EVRENSEL)

---

Çocukların psikolojisi bozuldu

Geske ailesinin avukatı İbrahim Kalı, Geske’nin kızı ve oğlunun pisikolajisinin bozulduğuu söyleyerek okullarına yazı gönderdiklerini ve psikolojik danışmandan gözlemlerini anlatmasını istediklerini dile getirdi. Kalı, TED Koleji Psikolojik Danışmanı Duygu Geçgel’in gönderdiği yazıyı gazetecilere dağıttı. Yazı şöyle: “Michael Geske’nin (oğlu) babasının kaybına karşılık bulunduğu yas sürecinde verdiği tepki babasının ölümünü yok saymaktır. Bu aşamada kişi acısını ifade etmez, duygularını bastırır. Normal rutin olaylara hiçbir şey olmamış gibi devam eder. Ancak, bu durumda kendisini içsel olarak büyük bir baskı ile karşı karşıya getirir. Bunun dışında bu travmanın yansımaları Michael Geske’de kimi zaman derslerde kimi zaman lavabolarda bir türlü dinmek bilmeyen ağlamalar şeklinde ortaya çıkmıştır. Var olan içe dönük yapısı nedeniyle duygularını çok az paylaşan Lukas Geske’nin (kızı) bulunduğu yas sürecindeki duygusal dışavurumları, kimi zaman bir ders anında kimi zaman babasının mahkemesinin görüldüğü günlerde şiddetli bir ağlama krizi ile ortaya çıkmıştır. Ayrıca derslerindeki başarısızlık, benlik algısında zayıflamalara ve özgüven kaybına sebep olmuştur.”