12 Haziran 2008 00:00

Nasrettin Hoca yoğurt çalacak göl bulabilecek mi?

Ben Adana’da 7. sınıfta okumakta olan bir doğal yaşamı koruma gönüllüsüyüm tabi ki salt çevreyle doğayla değil aynı zamanda etrafımda, ilimde, ülkemde ve dünyamda olup bitenle ilgilenmeye çalışan araştıran anlamaya çalışan olup biteni sorgulayan bir öğrenciyim.

Paylaş

Ben Adana’da 7. sınıfta okumakta olan bir doğal yaşamı koruma gönüllüsüyüm tabi ki salt çevreyle doğayla değil aynı zamanda etrafımda, ilimde, ülkemde ve dünyamda olup bitenle ilgilenmeye çalışan araştıran anlamaya çalışan olup biteni sorgulayan bir öğrenciyim. Genelde tüm çevre sorunlarıyla ilgilenmeye çalışıyorum özelde de küresel ısınmayla ilgileniyorum, araştırıyorum. Sebeplerini araştırıyorum, bunu da kendi çapımda sizin gazeteniz aracılığıyla tüm duyarlı insanlarla paylaşmaya çalışacağım
Küresel ısınma konusu son zamanlarda ülkemizedeki çalkantılı politik gelişmeler nedeniyle ikinci plana düşse de önemini korumaktadır. Ben de unutulmaması için gündeme taşımaya karar verdim. Şu güzel ülkede şu güzel dünyada neler oldu da küremiz ısınmaya başladı. Isındı mı ısıtıldı mı bu konu araştırmaya değer. İklimlerimiz değişti kışımız yaza yazımız kışa döndü, nehirlerimiz kurudu göllerimiz kurudu. Nasrettin Hoca’mızın belki tutar diye maya çaldığı göllere ne oldu lütfen bunu düşünün. Ne oldu, olan biten belli: insan denen düşünen sorgulayan, ona göre hareket ettiği varsayılan ama doğayı kendi bencil çıkarları için tahrip ederken hiç de düşünmeyen, kaynakları bencil bir şekilde kâr hırsıyla tahrip ederken kaynakların bir gün biteceğini aklına bile getirmeyen kıt kafalı bir avuç paragözün dünyamızı getirdikleri noktadır burası.
Evet onlar bu günde küresel ısınma diye en çok çıngar çıkaranlardır. Biraz duygusal davranırsak hakikaten de dünyayı ne de çok düşünüyorlar ne de çok insanları, insanlığı düşünüyorlar diye aldanacağız ama gerçek asla bu değildir. Onlar sadece kullanacakları kaynakların tükendiğini artık istedikleri gibi kâr edemeyeceklerini anladıkları için kıyameti koparıyorlar.
Sormak lazım yaptığınız bombalar, kimyasal silahlar, atom bombaları ne içindi hâlâ Nagazakiler Hiroşimalar canlı tanıktır buna, bunu da insanlık için yaptığınızı mı savunacaksınız? Çernobilleri unutmadık. Bize bıraktıklarınız bunlardır. Biz bunları çok iyi biliyoruz ve artık doğamız da bizden yana onlara istedikleri kaynakları vermiyor, “Ben babanızın çiftliği değilim” diyor. Lütfen bunu böyle anlayalım, “benin bağrımda patlattığınız bombalarınız yetti” diyor “kanıma enjekte ettiğiniz kimyasallar yetti artık” diyor.
‘Nasrettin Hocalar artık maya çalacak ya tutarsa diyebilecek gölleri bulamayacak artık’ diyor ‘ben sinemi açtıkça siz beni anlamadınız’ diyor. Dünyamız artık ‘kapılarımı, kucağımı kapatacağım, artık beni hoyratça kullanmanıza izin vermeyeceğim’ diyor.
Evet ey insanlar doğamız, dünyamız haksız mı? Siz söyleyin hepimiz kendi çapımızda bu davranışı hak etmedik mi size soruyorum hak etmedik mi? Sorarım ey babam, dedem, dayım, amcam ve bilcümle insanlar tek suçlu bu para gözler mi? Hayır siz de suçlu değil misiniz? Peki bunlar kirletirken yok ederken siz ne yaptınız, hayır dediniz mi? Biliyorum demediniz, deseydiniz durum bu noktaya gelmezdi. Susup durdunuz belki de siz de işin bu noktaya geleceğini tahmin etmediniz. Ta ki tarlalarınız kuruyana kadar, iklimler değişene kadar, musluklardan sular kesilinceye kadar birileri ‘her gün banyo yapmayın üç günde bir banyo yapsanız da olur’ diyene kadar.
Taki Nasrettin Hoca’nın gölü kuruyana kadar sustunuz. Şimdi de susmaya devam edecek misiniz bilinmez, orasını siz bilirsiniz ama biz susmayacağız, dilimizin döndüğünce düşüncemizin yettiğince bunu haykıracağız. Küremiz ta ki yaşanılır bir küre olana dek haykıracağız. Yine Nasrettin Hocalarımız olana dek maya çalabilecekleri gölleri de olana dek haykıracağız. Ben buna inanıyorum ki doğa ana bizi kucaklamaya hazır yeter ki biz anamıza layık birer evlat olalım, çevremize, doğamıza, küremize sahip çıkalım, kaynaklarımız hepimize yeter, yeter ki fazlasını tüketmeyelim çünkü yaşanacak başka bir küre yok. Şimdilik yazımı bir Kızılderili atasözüyle noktalamak istiyorum. “Biz dünyayı atalarımızdan miras almadık çocuklarımızdan ödünç aldık”
Sibel Sezgin (ADANA)
ÖNCEKİ HABER

KENTTEN GELEN

SONRAKİ HABER

Sapan Bağları halkından açık mektup

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...