16 Haziran 2008 00:00

YAŞAMA KÜLTÜRÜ

“Tarihi Kentler Birliği’nin 11. Dünya Konferansı” vardı Konya’da…Konya Belediyesi’nce illa benim de katılmam istendi bu etkinliğe…

Paylaş

“Tarihi Kentler Birliği’nin 11. Dünya Konferansı” vardı Konya’da…
Konya Belediyesi’nce illa benim de katılmam istendi bu etkinliğe… Çatalhöyük’ün hem kendisini hem de oradaki müze tasarımımı anlatmam bekleniyordu.
Tek koltuk değneği kullanıyordum artık. Kırık ayağımın üzerine de yarım yarım basmam zorunluydu. Başarabiliyordum da bunu…
Gittim… Gitmem de gerekiyormuş gerçekten…
Altın beşik, oradan oraya taşıdılar beni.
İlk bilimsel oturumu da ben yönetecektim.
Türkçe konuşmam doğalıydı… Oysa İngilizce konuşmalıymışım.
Türkiye’den 350 Belediye Başkanı çağırılmıştı toplantıya. Toplantı yerinin yarısını onlar dolduruyordu. İngilizce’den ne anlayacaklardı? (Pek bir şey anlamadıklarını, toplantıların sürdüğü üç gün boyunca bana gelip, dile getirdiler.) Ama toplantıların bilimsel boyutundan sorumlu olanlar (Konya dışındandılar) aldırmadılar hiç.
Galatasaray Fransızca’sı gibi Orta Doğu İngilizce’siyle sürdü gitti iş… Bildirilerini İngilizce sunanların da birbirlerinden pek bir şey anladıklarını sanmıyorum.
Yurt dışından, ellinin üzerinde ülkeden gelenler de öyle… Elbette Amerika’dan, İngiltere’den gelenler dışında…
(Bir insanın anadilini kullanabilmesi ne denli önemli bilmez misiniz?)
Ben gene de,
ilk oturumun açış konuşmasını,
Çatalhöyük’de yöreyi anlatma işini,
Çatalhöyük ile onarım üzerine sunumumu,
tartışmalarımı,
Türkçe yaptım.
Eş zamanlı çevirmenler vardı. Çevirdiler… Katılanlardan pek çoğu “Sağolun, varolun” dediler sonradan.
İlk toplantıyı açış konuşmamın başında, Mustafa Kemal Atatürk’ün bir telgrafını okudum. 1931 yılında bir Anadolu gezisinden İnönü’ye çekilmişti telgraf.
Anlamlıydı çok…
Şu günlerde başta vakıflar eliyle çok kötü, bilisizce onarımlar yapılıyor.
Kimi en baştaki yöneticiler, yapılarımız şuna buna benzemeli diyerek mimarlığa kalkışıyorlar.
“Turistik” bir Kültür Bakanlığımız var…
En değerli yapıtlarımız yok olup gidiyor gözümüzün önünde.
Kentlerimiz, ormanlarımız yağma Hasan’ın böreği…
Bütün bunlar böyleyken Mustafa Kemal’in 77 yıl önceki telgrafı bir bilinci koyuyor ortaya:
…”Memleketimizin hemen her tarafında emsalsiz kadim medeniyet eserlerinin ileride tarafımızdan meydana çıkarılarak ilmi bir surette muhafaza ve tasnifleri, ve geçen devirlerin sürekli ihmali yüzünden pek harap hale gelmiş olan abidelerin muhafazaları için müze müdürlüklerine ve hafriyat işlerinde kullanmak üzere arkeoloji mütahassızlarına kat’i lüzüm vardır. Bunun için Muarifçe harice tahsile gönderilecek talebeden bir kısmının bu şubeye tahsisinin muvafık olacağı fikrindeyim.”
Cengiz Bektaş
ÖNCEKİ HABER

Koray Düzgören'e ne oldu sahi?

SONRAKİ HABER

Babıali şenliği bugün başlıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...