22 Haziran 2008 00:00

fotoğrafçılar tanık olmak istiyor

Tuzla tersanelerinde son 10 ay içerisinde 26 işçinin hayatını kaybetmesi üzerine, toplumsal olaylara karşı duyarlı fotoğraf sanatçıları bir çalışma başlattı.

Paylaş

Tuzla tersanelerinde son 10 ay içerisinde 26 işçinin hayatını kaybetmesi üzerine, toplumsal olaylara karşı duyarlı fotoğraf sanatçıları bir çalışma başlattı.
Bu çalışmanın örgütleyicisi olan fotoğrafçılar, geçtiğimiz hafta bir basın açıklaması yaparak, tüm fotoğrafçıları 16 Haziran’da gerçekleştirilen Tuzla tersanelerindeki greve fotoğraflarıyla tanık olmaya çağırdı. Bir de imza kampanyası başlatan fotoğrafçılar, tuzla tersanelerinin kapılarının, yaşananlardan kaygı duyan tüm fotoğrafçılara açılmasını istiyor. İmza kampanyası www.tanikolmakistiyoruz.com adresinden halen devam ederken, şu ana kadar binin üzerinde fotoğrafçı imza kampanyasına katıldı.
Güvenlik önlemlerinin yeterliliğine, eksiksiz düzenlemeler yapıldığına, çalışma koşullarının sıkı bir şekilde denetlendiğine, kaza riskinin mümkün olan en alt seviyeye indirildiğine ve işçilerin ‘kendi dikkatsizliği sonucu’ hayatlarını yitirdiğine inanmadıklarını; yetkililere ise güvenmediklerini belirten fotoğrafçılar, Tuzla tersanelerindeki hayata objektifleriyle tanık olmak istedikleri için Tuzla tersaneler grevini fotoğrafladı. Bu fotoğraflama çalışmasına katılan fotoğrafçılarla görüştük.

‘Koşulları zorlayacağız!’
Bu kampanyanın da daha önce gerçekleştirdikleri diğer kampanyalar gibi kolektif bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıktığını belirten belgesel fotoğrafçı Özcan Yurdalan, İstanbul, Bursa, Çanakkale, Ankara, İzmir ve Diyarbakır’dan fotoğrafçıların kampanya başlar başlamaz destek verdiklerini söyledi. “Çünkü son derece haklı bir talebimiz var” diyen Yurdalan, Tuzla tersanelerine gelerek fotoğraf çekmelerinin, kendilerinin bu konuda taraf olduklarının bir beyanı olduğunu söyledi. Tersanelere girerek oradaki yaşam koşullarını ve çalışma ortamını fotoğraflamak istediklerini belirten Yurdalan, “Bu sembolik bir talep değil. Biz aslında gerçekten tersanelere girmek istiyoruz ve bunun koşullarını zorlayacağız. Bizim yaptığımız aslında bir destek çalışması. Ankara ve Çanakkale’den bu grevi fotoğraflamak için gelen arkadaşlarımız var. Şu an burada, Tuzla tersanelerinde çalışan işçileri fotoğraflama çalışması yapılıyor. Hem bizim grev alanında çektiğimiz fotoğraflar, hem de panonun önünde çekilen fotoğraflarla birçok etkinlik yapacağız” dedi.
Bu fotoğrafların sadece kendileri tarafından değil, güncel sanat alanında çalışan kişilerin ve bağımsız gazetelerle dergilerin de kullanımına açılacağını belirten Yurdalan, ayrıca İstiklal Caddesi’nde şu an tarihi belli olmayan bir günde, insanları Tuzla’daki ölümlere duyarlı olmaya çağıran bir etkinlik gerçekleştireceklerini anlattı.

‘Ciddi bir fotoğrafçı kitlesine ulaştık’
Tuzla tersanelerine dair yürüttükleri fotoğraf çalışmasına neden gerek duyduklarını anlatan fotoğrafçı Alaattin Timur ise herkesin kendi alanından destek sunmasının iyi olacağını, grevin güçlenmesi için kendilerinin de bir şeyler yapması gerektiğini düşündüklerini söyledi. Tersanelerin kapısının tamamen fotoğrafçılara kapalı olmasının, ölümlerin artmasında etkili olduğunu belirten Timur, “Çünkü burada olanlara hiç kimse tanık olmuyor ve kimsenin içerideki çalışma koşullarına dair bir bilgisi yok. Bu nedenle de yetkililer rahat bir şekilde görmezden gelebiliyor yaşananları. Biz de görerek tanık olmak ve fotoğraflarımızla insanlara koşulları yansıtmak istedik. 10 Haziran’da bir grup fotoğrafçı olarak başlattığımız çalışma, çok kısa bir sürede ciddi bir fotoğrafçı kitlesine ulaştı” dedi.

‘Müdahil olmak zorundayız’
“Fotoğrafçıları yaşadığımız hayattan azade göremeyiz” diyen Nar Photos’dan Mehmet Kaçmaz ise “Bizim de sosyal bir sorumluluğumuz var. Özellikle belgesel fotoğrafçılar, yaşanan sorunlara hem tanık, hem de müdahil olmak zorunda. Bugün işçilerle birlikteyiz. Onların portre fotoğraflarını çekiyoruz. Sürekli ölümlerin yaşandığı bir işte çalıştıklarından, ilerleyen günlerde elimizde doküman olsun ve unutmayı engelleyelim istiyoruz” dedi. Kampanyanın bir ortak fikir olduğunu belirten Kaçmaz, arkadaşlarıyla sohbet ederken, ‘Biz neler yapabiliriz?’ diye konuştuklarını ve yavaş yavaş ortaya çıkan fikirler üzerinden bu kampanyanın şekillendiğini söyledi.
Tersanelerde sorunların basın ve internet üzerinden daha fazla yayılıp, görsel olarak daha fazla insana ulaşması için greve gelerek fotoğraf çektiğini belirten Özgür Cengizbay ise “Tersanelerde yaşanan ölümlerin üstü örtbas edile edile işçiler gerekli olan sosyal haklarını ve güvenlik önlemlerinin alınması hakkını bir türlü elde edemiyor. Bunların elde edilmesi adına, bizlerin üzerine düşen görev fotoğraf çekmekse, ben de bugün burada o görevi yerine getiriyorum” diye konuştu.

Nihat Karadağ
ÖNCEKİ HABER

recep t. erdoğan’a ‘nobel ödülü’ verilmeli

SONRAKİ HABER

özel şirketlerle yarışan bir doktor olmak istemiyorum!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...