26 Haziran 2008 00:00

Akdeniz Üniversitesi’ndeki olaylar ve sonrası

4 ve 6 Nisan tarihlerinde Akdeniz Üniversitesi merkez kampüsünde eli silahlı bir grup faşist dışardan gelerek üniversite öğrencilerine ateş açmış, şans eseri kurşunlar kimseye isabet etmemiştir

Paylaş

4 ve 6 Nisan tarihlerinde Akdeniz Üniversitesi merkez kampüsünde eli silahlı bir grup faşist dışardan gelerek üniversite öğrencilerine ateş açmış, şans eseri kurşunlar kimseye isabet etmemiştir. Olayların ardından yaklaşık 2.5 ay geçti ve geçen bu süre zarfında yaklaşık 110 kişi yurtlardan uzaklaştırıldı. Öncesi ve sonrasıyla yaklaşık 50 kişi hakkında soruşturma açıldı ve 13 üniversite öğrencisi tutuklandı.
Hatırlanacağı gibi bu silahlı faşist grup ellerini kollarını sallayarak kampüse girmiş, olaylar yaşanırken 9 el kurşun sıkılmış. Her yerde kolaylıkla bulunamayacak türden kesici ve delici aletlerle yine ellerini kollarını sallayarak dışarı çıkmışlardır.
Toplumun en aydın kesimi olarak bilinen üniversitelerde bu denli keyfice yapılan saldırıların önlenememesinden daha şaşırtıcı olanı ise K.Y.K Akdeniz Üniversitesi Öğrenci Yurdu yönetiminin trajikomik bir şekilde saldırıya maruz kalan üniversite öğrencilerini yurttan uzaklaştırması olmuştur. Yine aynı şekilde kesinlikle üzerine bir görev düşmemesine rağmen bir yurt idari görevlisinin güvenlikler ve polislerin arasından sıyrılarak devrimci demokrat öğrencilere sopayla saldırması faşist gerici örgütlenmelerin yurt yönetimleri ile nasıl bir işbirliği içinde olduğu sorusunu akıllarda cevapsız olarak bırakmıştır. Geçen sürede yurt müdürü görevinden alınmış yerine atanan yurt müdürü ise hiçbir şekilde öğrencileri muhatap almayarak yurtların ne kadar keyfi yönetildiklerini göstermiştir. Binlerce öğrencinin barınmasından sorumlu K.Y.K bu keyfiyete nasıl göz yummaktadır?
Akdeniz Üniversitesi’nde yaşanan bu olaylar hakkında burjuva medya da öylesine haberler çıktı ki , olaylarda silah kullanarak öğrencilere saldıran faşist zanlı Ömer Ulusoy neredeyse gündemden düşürülecekti. Yurtlarda sarı-kırmızı-yeşil-bayrak sallandırılmış, kız olayıymış gibi birçok komik sebeple yaşanan olaylar basite indirgenmeye çalışılmış. Zanlı ise gözaltına alındıktan sonra kameralara “vatan sağolsun, öldürmek için ateş ettim” diyerek, yaptığı işin arkasında olduğunu söylemiştir.
Bu olaylar yaşanırken ülkenin en önemli suni gündemlerinden birisi olan türban yoğun bir şekilde tartışılmaktaydı. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mustafa Akaydın ise başında bulunduğu üniversitelerarası kurul ile beraber bu konuya bir taraf olmaktaydı. Olaylarla beraber M.E.B. Bakanı Hüseyin Çelik ise “herkes işine baksın, rektörler üniversitelerine dönsünler. Türban Meclis’te çözülsün” diyerek adeta hükümete bir alan yaratmıştır. 18 Haziran’da Akdeniz Üniversitesi’nde rektörlük seçimleri olmuştur yapılan seçimlerde mevcut rektör 293 oy almış en yakın rakibi ise 207 oy almıştır. Bundan sonraki süreçte ise YÖK’ün sunacağı 3 isimden birini Cumhurbaşkanı’nın ataması beklenecektir. Cumhurbaşkanının kimi atayacağı bilinmez fakat atanacak rektörün de üniversitelerde parasız-bilimsel-eşit eğitim anlamında çok fazla bir şey yapmayacağı bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır.
Sonuç olarak geçtiğimiz 2.5 aylık zaman zarfında halka açık mutlu üniversite olan Akdeniz Üniversitesi’nde panzerler beklemekte , her yerde kışla misali kimlik sorgulanmakta ve geçen bu süreye rağmen 13 arkadaşımız halen tutuklu bulunmaktadır. Bir tarafta yakalandığında öldürmek için ateş ettim diyen faşist Ömer Ulusoy’ la diğer tarafta kanıt bile olmaksızın 6 adet camı kırmakla suçlanan 13 öğrenci arkadaşımızın aynı şartlarda olmasını garipsiyorum. 4 Temmuz’da yapılacak olan ilk duruşmada serbest bırakılarak bu komik durumun ortadan kalkmasını diliyorum.
Bu anlamda üniversiteler tam anlamıyla demokratik özerk kurumlar olmadıkça bilim adına çok fazla bir şey yapamazlar. YÖK var oldukça, üniversitelerde parasız –bilimsel-demokratik eğitim mücadelesi devam edecektir. Bu tip olaylarla ulaşılması istenen üniversitelerin bilimselleşmesi ve özgürleştirilmesi için mücadele eden demokrat öğrencileri sindirmektir.
Samet Tükel (ANTALYA)
ÖNCEKİ HABER

‘Madımak 15 yıldır hergün yanıyor, seyirci kalacak mıyız?’

SONRAKİ HABER

İşkence artık sokakta

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...