05 Temmuz 2008 00:00
Sanık avukatları Hıristiyanlığı merak ediyor
Malatyada 3 kişinin katledildiği Zirve Yayınevi davasının sekizinci duruşması 3. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı.
Malatyada 3 kişinin katledildiği Zirve Yayınevi davasının sekizinci duruşması 3. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. Sanık avukatlarının tanığa; Hıristiyanlık içerisindeki cemaat yapılanması ve Necati Aydın ile Kocaeli Pastörü Wolfgangın görevlerine kim tarafından atandığını sorması tartışmaya neden oldu. Davada sanık avukatları tüm itirazlara karşın misyonerlik faaliyetlerine dair sorular yöneltmeye devam ettiler. Mağdur avukatları sorulara itiraz ederken hakim de, konuşulanların davaya bir katkısı olmayacağını belirterek, soruları reddetti.
Malatya Adliyesi çevresinde yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı davada, tutuklu sanıklar Emre G, Salih G, Abuzer Y, Cuma Ö. ve Hamit Ç, jandarma ve polis ekiplerinin güvenlik önlemleri altında adliyeye getirildi.
Duruşmayı sanık yakınları, müdahil avukatlar, sanık avukatları, ulusal ve yerel basın mensupları izledi.
Sanık Emre Gnin avukatı Niyazi Tokmak, Emre Gnin hala tek odada ve sürekli ışık altında tutulduğunu belirterek, bu nedenle psikolojisinin bozulduğunu iddia etti. Mahkeme ise bu konuda güvenlik tedbirlerinin kaldırılması kararını verdiğini ve konunun cezaevi savcılığı yetkisinde bulunduğunu belirtti.
Duruşmada ilk tanık olarak Ozan Dağhan Çobanoğlu dinlendi. Öğrenci olan Çobanoğlu, Emre G. ile internette chat ortamında tanıştığını, kendisine Hıristiyanlıkla ilgili sorular sorduğunu anlattı. Çobanoğlu, Kocaeli pastörü Wolfgangın bacanağı olan Malatya pastörü Necati Aydının e-mail adresini Emre Gye verdiğini ifade etti. Sanıklarla hiç yüz yüze görüşmediğini belirten Çobanoğlu, Emre ile bir kez de telefonla konuştuğunu dile getirdi. Sanık avukatları tanığa, Protestanların örgütlenme şeklini merak ediyoruz şeklinde yönelttikleri sorularla cinayetten öte, Hıristiyanlığa ilişkin sorular yönelttiler.
Hıristiyanlık içerisindeki cemaat yapılanması ve Necati Aydın ile Kocaeli Pastörü Wolfgangın görevlerine kim tarafından atandığı tartışmaya neden oldu. Davada sanık avukatları tüm itirazlara karşın misyonerlik faaliyetlerine dair sorular yöneltmeye devam ettiler. Mağdur avukatları sorulara itiraz ederken hakim de, konuşulanların davaya bir katkısı olmayacağını belirterek, soruları reddetti. Zirve Tilman Geskenin muhasebecisi Emin Mığ da tanık olarak dinlendi. Mığa sanık avukatları Timan Geskenin şirketine dair ve ilişkilerini sorgulayan yönde yönelttikleri sorular mağdur avukatları ve mahkeme heyeti tarafından reddedildi.
Duruşmanın öğlenden sonraki bölümünde eski Astsubay Metin Doğan tanık olarak dinlendi. Doğan, cezaevine girene kadar ülkü ocaklarında aktif olarak çalıştığını, Malatya İl başkanı İlhan Çoşkun, MHP İl Başkanı Mehmet Ekinci, Eski MHP Milletvekili Namık Hakan Durhan, kendisini Tümgeneral olarak tanıtan Hikmet Çelik diye biri ile ülkü ocaklarında konuştuklarına; burada Namık Hakan Durhan ile İlhan Coşkunun kendisine zirve yayınevinin kalemini kırdık, bu icraatin sana yakışacağını düşündük dendiğini ifade etti. Yanına iki genci alarak Zirve yayınevindekileri öldürmesinin istendiğiin anlatan Doğan, Kendinle birlikte götürdüğün iki kişiyi cinayetten sonra öldüreceksin denilerek, 300 bin dolar teklif edildiğini iddia etti. Dava 21 Ağustosa ertelendi.
Mahkeme çıkışında açıklama yapan mağdur avukatları Erdal Doğan ve Özkan Yücel, davanın arka planındakilerin ortaya çıkarılmasını istediler (Malatya/EVRENSEL)
İlk kitabını cezaevinde okudu
Sanıklardan Emre G.nin ilk kitabını cezaevinde okuduğu belirtildi.
Cezaevinin C Blokta tek kişilik odalarda bulunan Emre G. ve Salih Gnin her akşam pencereden sohbet ettiği, bu sohbetler sırasında iki sanığında ilk kitaplarını cezaevinde okudukları belirtildi. Hayatı boyunca kitap okumayan Emre G.nin okuduğu ilk kitabın Emile Zolanın bir kitabı olması da dikkat çekici. Sanıkların kendi arasındaki sohbetlerde bir diğer ilginç husus ise ikisinin de cezaevinden önce siyasi konuları takip etmemeleri oldu. Her iki sanığın da ilk mektup yazma tecrübesini cezaevinde yaşadıklarını söyledikleri öğrenildi.