RAMP IŞIKLARI
Sanat ve edebiyat alanında onlarca yapıt üreterek, bir dönemin toplumsal ve kültürel koşullarına tanıklığını yetkince harmanlayarak edebiyatın büyülü dünyasına özenli bir hüner ve sorumluluk bilinciyle aktaran romancı, şair, hikaye ve oyun yazarı, mizahın büyük ustası Rıfat Ilgaz, mizahla eleştirel dili iç içe kullanarak toplumsal yaşama nesnel bir gözle prizma tutar. Yaşadığı dönemde (1911-1993) Türkiyenin siyasal, toplumsal, kültürel ve yönetsel aksaklıklarına mizahın keskin dilini kullanarak yaklaşan Ilgaz, 1940lı yıllarda başladığı yazın yaşamını ve buna paralel olarak sorumlu aydın tavrını ölümüne kadar sürdürmüştür. Edebiyat serüvenine şiirle başlayan Ilgazın halk arasında tanınması 1953 yılında İlhan Selçukun yönetiminde yayınlanan Dolmuş dergisinde yazdığı mizah öyküleri ve bu öykülerden oluşturduğu Hababam Sınıfı romanıyla olmuştur.
Yazarlığının yanı sıra yayıncılık ve dergi yöneticiliği de yapan Ilgaz, 1960lı yıllarda oyun yazmaya yönelir ve ilk olarak kendi romanı Hababam Sınıfını oyunlaştırarak sahnelenmesine olanak sağlar. Ardından yine bir romandan uyarlama olan Karadenizin Kıyıcığında gelir. Bu oyunda yazar, Karadenizin küçük bir kasabasında (Akçakoca) tarımla uğraşan ve değirmende çalışan sıradan insanların gündelik yaşamlarını bir aşk öyküsü ekseninde yalın bir kurgu ve gerçekçi bir dille aktarır. Karadenizin Kıyıcığında, önce roman olarak piyasaya çıkar, edebiyat çevrelerinden ve eleştirmenlerden olumlu olumsuz herhangi bir tepki almaz yapıt. Daha sonra Ilgaz, bu romanı sahneye uyarlar; ancak bu güne kadar herhangi bir amatör ya da profesyonel tiyatro, Karadenizin Kıyıcağındayla ilgilenmez.
Oyun, ele aldığı konu ve kişiler anlamında basit, sıradan insan ilişkilerinin açmazlarından yola çıkarak, sade bir kurgu ile toplumsal yapıya derinlemesine bir eleştiri yöneltir. Feodal ilişkiler ağına takılmış, emek, aşk ve onur gibi insanal değerlerin, kumpasçı ağa, esnaf ve patronların kıskacından kurtarılma mücadelesidir. Oyunda iki farklı güç vardır; bir taraf emeği ile geçinen ve namusuyla yaşamak isteyen emekçi ve ameleler, diğer yanda değirmen ve aynı zamanda toprak sahibi patron, oğlu ve adamları. Ilgaz, bu yapıtında yaşanmışlıkları nesnel bir gözle ayrıştırarak üretim ilişkileri bağlamında toplumsal çelişkileri mizahın vurucu gücüyle yansıtma amacındadır. Yine aynı yıllarda kitap olarak yayınlanmış orijinal bir tiyatro oyunu olan Abbas Yolgiden adlı eser de dışlanmış ve unutulanlar arasında yerini almıştır. Bu oyunun da araştırmalarımıza göre herhangi bir tiyatroda oynandığına ilişkin kaydına rastlanmamıştır.
Hababam Sınıfının, 1966 yılında Ulvi Uraz Tiyatrosunda gösterime girmesiyle birlikte, bunu diğer yapıtları Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, Hababam Sınıfı Baskında, Hababam Sınıfı Uyanıyor ve Hababam Sınıfı İcraatın İçinde izler. Hababam Sınıfı serilerinin dışında Ilgaz, çoğunlukla kendi romanlarından oyunlaştırma yaparken kimi zaman da orijinal olarak sahne metinleri yazmaktan da geri durmamıştır. Farklı bir kurgu ve teknikle, müzikal komedi türünde kaleme aldığı, kendi deyimi ile toplum düzeneğinde çatallaşmış sorunlara parmak bastığı Çatal Matal Oyunu adlı oyunu İstanbulda Tiyatro Direklerarasında İhsan Yücenin rejisiyle sahnelenir ve eleştirmenlerden farklı tepkiler alır. Rıfat IIgaz, oyunlarında genel olarak orta sınıf insanının toplumsal dramını, onların günlük yaşamlarında karşılaştıkları sıkıntı ve sorunları, kendi doğallığı içerisinde yalın bir dille aktarır. Oyun kişileri, toplumsal yaşamın uzağına itilmiş, yoksul ama dürüst, aynı zamanda yaşama sevincini yitirmemiş, umut dolu ve renkli tipler. Bu insanların kendi aralarındaki samimi ilişkiler, yarenlikler, argo konuşmalar, gerçekçi bir dille, abartıya kaçmadan, gevşek bir doku ile kurgulanır. Ilgaz, oyunlarına sıradan insanın yaşamında karşılaştığı bütün sıkıntı ve sorunlarını taşırken gerçekçi bir yaklaşım sergiler. Bu insanların, acı, keder ve umutsuzluklarını tüm detaylarıyla sıkı bir gözlem yeteneği ile yansılarken, aynı zamanda büyük bir umut ve kararlılıkla yaşama bağlılıklarını da vurgular. IIgaz bir söyleşisinde, mizaha yaklaşımını ve yazınsal tavrını şöyle ortaya koyar: Her zaman söylerim, mizah yazarı olarak bile görevimin halkımızı güldürüp eğlendirmek, böylece sorunları unutturmak olmadığını. Altında sınıfsal nedenler olsun olmasın, mizahın eleştirisel nitelikte olmasını yeğliyorum. Mizah deyince toplumsal yergiyi anlıyorum... Bu anlayış doğrultusunda yapıtlar üreten IIgaz, toplumsal yapıya eleştirel bir yaklaşım getirerek izleyiciye düşünsel bir sorgulama fırsatı yaratır.
Sonuç olarak Rırat Ilgaz, mizahla başladığı edebiyat ve sanat serüvenine, oyun yazarlığını da dahil ederek, kendine özgü bir biçim ve üslup yaratmış ve oyunlarıyla toplumsal eleştiri mekanizmasının sınırlarını genişletmiştir. Yapıtlarında genellikle taşranın ve taşra insanının sorunlarını, ilericilik-gericilik ikilemi ve emek-sermaye çelişkisi bağlamında irdeleyerek yoksul insanların yaşamlarına dikkat çeker. Oyunlarında, geleneksel Türk tiyatrosunun gösterim olanaklarından ve komik unsurlarından, kurgusal olarak konunun işleniş biçimlerinden yararlanarak kendine has bir oyun yazarlığı geliştirmiştir. Yazarlığında komedi, mizah ve kara mizahın biçimsel ve kurgusal olanaklarının sınırlarını zorlayarak ele aldığı konuların daha detaylı anlatımına ve geniş kitleler tarfından anlaşılmasına olanak sağlar. Bu anlatım tekniği ile Ilgaz, halk tiyatrosu geleneğine yaklaşır. Oyunlarında, konu ve tipleri sade ve anlaşılır bir dille işler. Rıfat Ilgazın, oyunlarında beslendiği görsel ve biçimsel kaynakları doğru ve yerinde kullanarak tiyatro yazım alnında gelenekten beslenen bir tiyatro yazarı olmanın çığırını açarken bunu devam ettirmemesi, çağdaş Türk tiyatrosu yazarlığı için büyük kayıp olarak görülmelidir. Türk tiyatrosunun oyun yazarlarının, Rıfat Ilgazın yazarlık hünerinden, biçim denemelerinden, özlü anlatım tekniklerinden, toplumsal eleştiride mizahın vurucu gücünü ustaca kullanma biçimi ve eleştiri dilinden yeterince yararlanmadığı kanısı, fazla abartılı bir görüş olmasa gerek!..
Metin Boran
Evrensel'i Takip Et