17 Temmuz 2008 00:00

JİN û JîN


Tire cezaevinde kadın ziyaretçiler, çırılçıplak soyularak ince aramadan geçirilmiş. Galata köprüsünde taytla balık avlayan kadın adaba aykırı fiilden cezalandırılmış.
Bu arada Ergenekon iddianamesi de nihayet açıklanmış bulunuyor.
Son zamanların temposuna ayak uydurmak zor. Son zamanların siyasi gündemini atlayarak kadınlar üzerindeki cinsiyetçi baskıya değinmek de zor.
İnsan onuruna aykırı arama yapılabilir mi?
Cezaevi girişlerinde ya da Karakollarda, sanıklara yönelik aramalar zaman zaman sorun yaratır. Kimi görevliler, işin gereğini göz önünde tutarak normal şekilde arama yaparlar. Ancak kimi görevliler, özellikle politik tutuklulara yönelik olarak taciz edici, onur kırıcı arama yapma konusunda ısrar ederler. Politik tutuklular da genellikle bu tür aramaya itiraz ederler.
Birkaç ay önce, bir karakolda, ellerine eldiven geçirmiş bir kadın polis, polise mukavemet iddiasıyla gözaltına alınan genç kızları çıplak şekilde elle arama konusunda ısrar ediyordu. Genç kız da bu tür aramayı reddediyordu, arama odasından sesler gelmesi üzerine duruma müdahale etmiş olduk.
Kadın polis, bunun görevi olduğunu, ince arama yapmadığı ve sonra üzerinde bir şey bulunduğu takdirde kendisinin sorumlu tutulacağını ifade ederek durumu izah ediyordu. Tabii, buradaki suç tipi, ince aramayı gerektirecek suç tipi olmadığından kriz daha çabuk aşılabildi.
Yine yakın zamanda, Malatya E Tipi Kapalı Cezaevi’ne alınan 3 erkek tutuklu çıplak olarak soyularak aranmak istendiği için bu arama biçimine itiraz ettiler. Gardiyanlar, itiraz direncini kırmak için tutuklulara yönelik zor kullandı. Olay, Mahkeme’ye intikal etti.
Diyelim ki, suç tipi itibariyle ince aramayı gerektiren bir şüpheli olsa dahi, vücut bütünlüğüne müdahale sayılabilecek şekilde arama yapılması ancak, buna yönelik kuvvetli şüpheye dayanan hakim kararı olması halinde yapılabilir.
Ancak, kendisi suçlanmayan bir cezaevi ziyaretçisi, böylesine onur kırıcı bir aramaya tabi tutulabilir mi? Ne yazık ki, cezaevlerinde, özellikle politik tutuklu yakınlarına ve hatta avukatlarına yönelik olarak elle arama esnasında taciz edici, onur kırıcı arama uygulamalarına zaman zaman rastlıyoruz.
Tire cezaevinde yapılan arama kesinlikle kabul edilemez. Mahkum ya da tutuklunun yakınının da ayrıca ve fiilen cezalandırılması anlamına gelen uygulama kabul edilemez. Açık görüşe çıkan tutuklu, kendi koğuşuna dönerken ayrıca aramadan geçiriliyor. Yani, dışarıdan gelen, içerideki tutukluya bir şey verecek olsa dahi, tutuklu aranırken bu tespit edilebilir.
Buna rağmen engel olunamayan şeyler oluyor mu? Olabilir, ancak bu durum, insan onurunun ayaklar altına alınmasına gerekçe olamaz.
Güvenlik mi, özgürlük mü?
Soruya cevabınız “güvenlik” olursa, burada bir sınırda durmak da olanaksızlaşır. Güvenlik histerisi, akıl dışılığın sınırlarında gezinmeye başlar. ABD’nin uygulamayı tartıştığı giysiler içindeyken kişinin çıplak görüntüsünü veren x-ray cihazları için hangi normal insan “evet” diyebilir?
Tabii yine de bu sorunlar bizler için biraz tanıdıktı.
Ancak, taytla balık avlamanın adaba aykırılığına ilişkin Mahkeme kararı şok edici oldu. Söyleyecek söz bulmak zor. O sebeple kadınlar, bu mahkeme kararına eylemle cevap verdiler.
Ergenekon iddianamesi, daha çok konuşulacak. Gazetelerde çarşaf çarşaf yorumlar, kimi büyük gazetecilerin itirafları var. İddianame etrafından başka bir gazeteci daha öne çıkıyor ki, dikkatle takip ediyorum. TRT 1’in yeni yorumcusu, Yeni Şafak gazetesinin yazarı. İddianame hakkında bilinen ve bilinmeyen her şeyi biliyor… İzliyorum.
Yıldız İmrek Koluaçık

Evrensel'i Takip Et