19 Temmuz 2008 00:00

Ergenekon’un ‘karakutusu’ konuştu!

Ergenekon’un ‘karakutusu’ Güney, “Susurluk ne olduysa, Ergenekon da o olacak” dedi

Paylaş

Mehmet Ali Birand'ın hazırladığı 32. Gün'e, bu hafta, Ergenekon soruşturmasını başlatan iddiaların sahibi Tuncay Güney, Toronto'dan canlı olarak bağlandı. Ergenekoncu olmadığını öne süren Güney, "Ergenekon ile ilgili birçok gazeteci ağabeyimle görüştüm, ama yayınlamadılar" dedi.
Güney'in canlı yayında söylediklerinden önemli noktalar şöyle:
CIA; MOSSAD, MİT ya da başka bir istihbarat örgütü için çalışmadığını ve JİTEM ile de bağlantısı olmadığı savunan Güney şöyle devam etti: "O kimlikler en son gazetelerde çıktı. Bana bir tane Jitem kimliği gösterebilir misiniz resmim üstünde olan? Ben ilk kez bir pasaport aldım ve o Türk pasaportunu kullanıyorum. Ayrıca evimden çıkan iki tane silahın bir polis memurunun olduğunu yazdılar. Bende polis memurun silahı ne gezer?"
‘Arşivim neden Saçan'dan çıktı?’
"Ergenekon'un bir yapılanmasıydı. İç istihbarat, iç dinamikler, partiler, cemaatler, sol partiler, İslamcı bazı faaliyet grupları, Ortadoğu'daki bağlantılar ve bunların olduğu belgeler emniyet müdüründedir. Kendisinden benim arşivim çıktı. Benim arşivimin İstanbul Emniyet Müdürlüğünde olması gerekiyordu. Neden benim arşivim Adil Serdar Saçan'ın arşivinden çıkıyor? Bu kamu adına hukuk platformunda bir sorundur."
'Bana bilgiler sızdırıldı'
"Ben Ergenokoncu değilim ben bir gazeteciyim. Ergenekoncu olsaydım yurt dışına kaçmazdım. Ergenekon'daki insanlarla tanıştım. Bu da şans oldu. Bana bilgiler sızdırıldı." "Akşam gazetesinde çalışırken bu dosyaları genel yayın yönetmenim Behiç Kılıç'a sundum. Kendisi bunları yayınlamayacağını söyledi. Bir çok gazeteci ağabeyimle görüştüm ama yayınlamadılar. "Bu ülkede bir örgütlenme var dediğimde, susurluk ne ki bunlar babası dediğimde", Gazetecilerin hepsi "Üstat sakın bu işlere girme, Uğur Mumcu'yu görmüyor musun" dediler."
"Ben deneyimsiz bir gazeteci değilim. Deneyimli ve birikimli bir gazeteciyim. Dünyanın bir çok ilgisi üzerimde. Ortadoğu hakkında bilgisayarıma teknik cihazları takıp bilgi alıyorlar. Talabani ve Barzani ile de görüşüyordum. Gazeteciler benden yardım istiyordu Kuzey Irak'a gitmek için. Ben CIA ve MOSSAD ajanı değilim, Ergenekoncuları da ben ispiyonlamadım. İşkence altına alındım."
'Belgeler binbaşıdan geldi'
"Tarikat liderinin özel kalem müdürü olmadım. İstediğim gazetede çalışabilirim. 6 çuval belge bana, Ergenekon içinde bir binbaşıdan geldi. Bu binbaşının Ergenekoncularla arası açıkmış. Bana geldi bunlardan bahsetti, ben başta inanmadım. Belgeler elime geçince şok oldum. Bir gazeteci hanımefendiyle baraber şuanda içeride olan bir paşaya gittim ve önüne sundum. Paşa bana "bunları yayınlamayın" dedi. Bana bu Ergenekon belgelerini getiren binbaşı şuanda zanlı ya da tanık değil, sorgulanmadı da son dönemde."
"Belki diğer gazeteci arkadaşlarla paylaşmam gerekirdi ama çift meslekli gazeteciler araştırmasını görünce bu belgeleri sakladım. Bugün de gazetecilerin bir kısmı Türk istihbarat birimlerine çalışıyor. Gazetecilerin beni Ergenekon örgütüne satacağını düşünerek kimseyle paylaşmadım. Türkiye'de bazı gazeteciler beni kıskanıyor."
"İçimde yahudilik vardı. Bir çok insan Türkiye'de dönmüş bir insan olarak yaşayabilir. Bugün Türkiye'de gizli din taşıyanlar vardır. Türkiye'de nasıl yaşamam gerekiyorsa yaşadım. Ama ben tanrının İsrail'ine inanıyorum ve mesihi bekleyenlerdenim. Ben mesihim demedim, beni deli saçması bir adam yerine koyup yıpratmaya çalıştılar."
'Beni zorla kimse getiremez'
"Bana savcılıktan hehangi bir tanıklık başvurusu yapılmadı. Ya da "Biz Kanada'ya gelelim bizle konuş" diye birşey söylenmedi. Ben Türkiye'de işkence gördüm. Hakkımda Ergenekonla ilgili olmayan bir dava açıldı. Ben Türkiye'ye gelemem... Ama buraya gelen herkese kapım açık. Beni zorla getireceklerse Türkiye'ye, eski dönemde olduğu gibiyse "Romayı'da ben yaktım kime saldırmam gerekiyorsa saldırırm" der kağıtları imzalarım. 7 yıl önce devlet beni kardeş gibi kucaklamadı. Beni oraya zorla kimse getiremez."
‘Küçük, bana yardımcı oldu’
"Veli Küçük'le ilişkim gazetecilik ilişkisidir. Veli Küçük'ün benim haber yapmamda bir çok yardımı oldu. Haberlerim o dönemde manşetlerde çıktı. Fakat ben sadece Veli Küçük'ten dosya almadım. Ben Doğu Perinçek'le de çalıştım. Veli paşadan da gazetecilikte manşet yapmak istediğim için haberler geliyordu. Elimde bir askeri kimliğimde yoktu. Bunu emniyet de iddia edemez." "Ben Türkiye'ye demokrasi getirecek adam değilim. Uğur Mumcu açıkladı da noldu?"
'Korumalarla geziyorum'
"Korunuyorum yoksa bu stüdyoya rahatlıkla gelemezdim. Yaşadığım ülkenin demokrasisi gayet güzel. Güvenliğim konusunda beni kendi arkadaşlarım koruyor. Görmediğim statüde korunuyor muyum ben bilmiyorum. Yakınımdaki, grubumdaki inançlı imanlı insanlar beni koruyor.
Susurluk ne olduysa Ergenekon da öyle olacak
"Susurluk ne olduysa Ergenekon da öyle olacaktır. Su yatağına akar... Benim gözlemlerime göre bu olay bitmiştir."
"Ergenekon global bir örgüt. Ergenekon içindeki insanlar MHP'li değiller, İslamcı da değiller. Ergenekon yapılanması hakikaten güzel bir örgüt. Yurt içinde ya da yurt dışında falan başarılı bir örgüttür. Ergenekon Türkler'in Ergenekon'dan çıkışı yani destanı değil. Ergenekon destanıyla bir ilgisi yok. Ergenekon adı 1978-79 da İstanbul'da komutanlık yapan bir paşanın hocasının soyadı."
'Bana işkence yapan Ergenekon'un liderini biliyor'
"Beni sorgulayan, bana işkence yapan Emniyet Müdürü de biliyor Ergenekon örgütünün liderini. O açıklasın bu ismi. Devlet ona maaş veriyordu, o niye açıklamıyor. Bu köyün delisi ben değilim. Bu Türkiye'nin iç sorunu. Benim sorunum değil." (HABER MERKEZİ)
ÖNCEKİ HABER

EMEK DÜNYASI

SONRAKİ HABER

Liman işçilerinin direnişi sürüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...