21 Temmuz 2008 00:00

ÖZGÜRLÜK YOLU

ABD başkanlık seçimleri giderek aynı eski 'şey' ve çehre değiştiren aynı 'şey' arasındaki politik çekişmeye dönüşmeye başladı.

Paylaş

ABD başkanlık seçimleri giderek aynı eski 'şey' ve çehre değiştiren aynı 'şey' arasındaki politik çekişmeye dönüşmeye başladı. Bütün başkan adayları, seçilebilme umutlarını dünyanın büyük kısmını kapalı bir politik hegemonyayı kabul etmeye zorlayan tam hazmedilmemiş bir milliyetçiliğe bağlamış durumdalar. Tabi ki önde gelen politik partiler arasında farklılıklar ortaya çıkıyor. Bu farklılıklar özde olmaktan çok tavırlarda. Hepsi tehdit ve tehlike tohumları saçarlarken büyük değneği ellerinde tutmak istiyor. ABD muhafızlarının gücünü yeniden canlandırarak ordunun onların egemenliğine boyun eğmeyenleri cezalandırmasını istiyorlar. Bu amansız emperyalizme kaç kişi bilerek oy veriyor?
Kolektif değerlerin amaçları uğruna daha çok savaş ve daha çok katliam yaşanıyor. Bütün adayların süslü konuşmaları ve seslenişleri New York borsasında yankı uyandırabilecek amaçsız eylem planları geçidi gibi. Politik bir uzman olan Douglas Mc Donald'ın da ifade ettiği üzere "Uygulamacıların kulakları demokrasi, özgürlük ve barış seslerine tıkalı." Aileler oğullarını, kızlarını ve babalarını kaybetmenin acısını yaşarken, şehirler kötüye giden okullar, giderek yaygınlaşan haciz davaları ve giderek azalan vergi aralıkları ile boğuşurken, savunma endüstrisi savaşın zenginliğiyle büyüyor. Ve asıl savaş makineleri imparatorluğun kurumları. Irak örneğinde gördüğümüz gibi herhangi eski bir mazaret iş görür. Kolektif değerlerin yamyamlığıyla yurtdışındaki herhangi bir lider demokrasinin güçleri tarafından acı bir ders verilmeye ihtiyacı olan kaçınılmaz şeytan olarak lanse edilebilir. O zaman, anlamsız terimi, liderlerin insanların isteklerine boyun eğmesindense, iktidarı elinde bulunduranlara karşı kalıcı hiyerarşik boyun eğmeyi işaret ediyor.
İnsanlar imparatorluk makinesi için Hıristiyan kilisesinin yasalarına riayet ediyorlar. Ve başkanlar bu makinaların çarkları ve tekerlekleri olan yöneticilere itaat ediyorlar. Ve bizler büyük değişim beklentileriyle başlarımızı döndürürken, yöneticilerin siyah ya da beyaz olmasının neyi değiştireceğini merak etmiyoruz. İmparatorluk makinesini durdurmak daha önemli değil mi? En iyi seçim petrol ve küresel egemenlik savaşlarından vazgeçmemiz değil mi? Ülkemiz dünyanın her yanına kuklalar yerleştirmese daha iyi olmaz mı? Tarihten bir ders aldıysak o da imparatorlukların yükseldiği ve çöktüğüdür.
Mumia Abu-Jamal
ÖNCEKİ HABER

Fındıkta müdahale alımı şart

SONRAKİ HABER

Obama planına destek 'hatalı çeviri'ymiş (!)

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...