29 Temmuz 2008 00:00

Bizim İhsan Mezopotamya’dan bakıyor


Yolu İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’ne düşenler tanıyacaktır İhsan’ı. Samimi tavırlı, ilk anda sadece sıradan emektar bir kişi izlenimi veren bu arkadaşımızın fotoğrafçılıkla da uğraştığını öğrendiğimde, potansiyelini bir kanala daha akıtıyor olmasına sevinmiştim. İnsanın bin bir yönü var ve gizli kalmış potansiyellerini açığa çıkartmayı önemsemesi gerekir. Hangi alanda olursa olsun dar bir çerçevede yetinen ve ‘mutlu’ olan insan, hayatı yeterince yaşayamıyordur. Bilemiyordur da. Toplumun etkin katılımcı bir parçası olmak, kendinin toplumsal bilincine varmış herkesin önemsemesi gereken bir tutumdur. Bir ömür boyu küçük döngüsünde evi, işi, eşi, çocukları ve akrabalarıyla dünyadan habersizce mutlu-mesut yaşayan milyonlarca insan var.
Yaşam kaygısıyla sınırlı bu ‘mutluluklar’ın toplumsal bilinçle aşılanması ve toplumsal kurtuluş bilincinin geliştirilmesi için İhsan, fotoğraf karelerini de kullanıyor.
Tophane Tütün Deposu’nda cumartesi akşamı açılışını yaptığı ve 10 Ağustos’a kadar devam edecek sergide; Urfa, Antep, Diyarbakır, Mardin, Hakkari, Siirt, Zaho, Akre, Süleymaniye, Halepçe ve Hewler’i dolaştırarak Kürt yaşamlarını seriyor önümüze.
Işık ile gölgenin dansında çarpıcı pozlar görüyoruz. Yoksulluk, emek ve sevgi karelerinde hilafsız yansıtıyor Kürt coğrafyasını.
Irak Kürdistan Özerk Bölgesi’nden çarpıcı bilgiler ediniyoruz; BAAS rejiminin işkencehanesinin hâlâ kanlı duvarlarındaki ipi, dış çeperinde sanat eserleriyle yapılan kamuflajı ve Kerkük’ten göç edip cami avlusunda yaşayanları...
Pakistan ve Afganistan’dan çalışmaya gelenlerin; tıpkı Kürtlerin Türk metropollerinde, Türklerin Avrupa metropollerinde olduğu gibi çöpçülük ve temizlik işini üstlendiklerini görüyoruz. Zengin Kürtlerin evlerinde hizmetçilik yapanların siyahi kadınlar olmasını da eklediğinizde, çarpıcı sınıf ve sömürü gerçeği gösteriyor kendini. Sınıf ve sömürünün olduğu her yerde “herkesin bir zencisi” olacağını bir kez daha kanıtlıyor fotoğraf kareleri.
Altı yüze yakın fotoğraftan sadece altmışı yer buluyor sergide. Kalanların bir kısmını slayt gösterisiyle izledik açılışta. Sanatçı Ferhat Tunç, Yüzleşme Derneği’nden Cafer Solgun, “Uğur Kaymazlar Hakkında” kısa filminin yönetmeni Burkay Doğan’ın, İHD üyelerinin de aralarında bulunduğu izleyicilerin katılımıyla açılan sergi, İhsan Kaçar’ın üçüncü sergisi oluyor.
Bizim Bitlisli İhsan, İstanbul Üniversitesi’nde, İFSAK’da ve Ayışığı Sanat Merkezi’nde fotoğrafçılık eğitimi aldıktan sonra 2004’te İstanbul çocuklarını Diyarbakır’da; dönüşünde de Diyarbakır çocuklarını İstanbul’da sergilemiş. Kürt coğrafyasında insan yaşamını karelemeye devam edeceğini söylüyor.
Slaytın sonunda, peşinden gelen üç noktanın yarattığı imajın aksine, İhsan bir yere kaçmıyor; tersine, deklanşörüyle ışık tutmak için yaşamlarımızın içine giriyor.
Memik Horuz

Evrensel'i Takip Et