5 Ağustos 2008 00:00

Kara Katür Yazılar


Köyün muhtarı köy meydanına geldiğinde kalabalığın kendisini
beklediğini gördü. Traktörden iner inmez köylü etrafını çevirdi:
-Hele söyle muhtar efendi, kaymekem bey seni neden çağırmış!
-Hoş geldin muhtar, yüzün gülmüyo emme umarım hayırlı haberler getirmişsindir!
-Benim boz tarlanın işini de söyleseydin kaymekeme, devlet toprağımdan
yol geçirmesini biliyo emme karşılığında da heç bir şey vermiyo gayli!
Güneş, köyün tam üzerinden geçiyor ve ortalığı kasıp kavuruyordu.
Muhtar sorular karşısında bunalmıştı:
-Oturun hele kıçı kırıkle! Heç demezsiniz bu adam yoldan geldi,
açmıdır susuz mudur? Hele bir oturun şu taşlara! Size deyeceklerim
vaa! Köylü taşların üzerine oturmak için dağıldı. Muhtar kendisine verilen
bir sürahi suyu yarı içip yarı döktükten sonra ortada ki taşın birine
bağdaş kurup oturdu:
-Ulen Mahmut emmi, koskocaman adamsın, heç hayırlı bir haber için
koskoca kaymekemin beni ayağına çağıracağını aklin kesiyomuu? Bilmez
misin dövletin huyunu! Hayırlı haber vermek için kendileri gelir şer
haber vermek için bizi çağırır! Muhtarın kısa ama hiçte hoş olmayan konuşması, güneşin kavurucu sıcaklığına rağmen ortalığın bir anda buz kesmesine yetti. Anlaşılan haberler kötüydü:
-Demek hayırlı haberle getirmedin muhtar. Söyle de bilelim ne
isterlermiş ırzı kırıkla!
-Ne olacek emmi, geçenlerde çıkan orman yangınında yine bizim köyü
suçlamışladır. Alıştılaa bunlar, her sene çıkan orman yangınında
mapusa atmak için bir köylü buluyorlardı ya, bu sene bulamayınca
muhtardan bir köylü istemişlerdir. Ne de olsa yukarıdakilerde onları
sıkıştırıp duruyodur gayli!
-He ya öyledir gayli! Hem ormanda eğlenip piknik yaparla, hem ateşi
yakıp giderle, hem de suçu bize atarla!
Muhtar bağdaş kurduğu taşın üzerinden ayağa kalktı. Alnından şıpır
şıpır ter damlıyordu, oldukça da heyecanlıydı:
-Doğru dersiniz arkadeşler emme durum bu kez sandığınız gibi değil!
Kulağınızı eyi açın ve beni dinleyin, dinleyin de kaymekem bizden ne
istemiş sizde öğrenin….Hani dün akşam Topal Cuma’nın oğlu kasabadan
kız kaçırmış diye haberle çıkmıştı ya. O kız kaymekemin kızıymış! Der
ki kaymekem, ya adam gibi kızı getirip verin ya da geçenlerde çıkan
orman yangınını tüm köylü el birliği yaparak çıkardı diye zabıt
tutarım! Köyün yaşlılarından Kel Fehmi, oturduğun taşın üzerinden elinde ki değneğe tutunarak kalktı.
-Vallaha ne den gayli ataş düştüğü yeri yakar derle! Anlaşılan bu kez
düşen ataş hem bizim ormanı hem de kaymekemin evini yakmış! Yangın
dövlete sıçramadan şu kızı bulup verelim derim!
Veli Bayrak

Evrensel'i Takip Et