21 Ağustos 2008 00:00
ÖZGÜRLÜKLER
İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin Başlangıç maddesinde,İnsanlık ailesinin bütün üyelerinin doğal yapısındaki onuru ile eşit ve devredilemez haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu, insan haklarını göz ardı etmenin ve hor görmenin, insanlığın vicdanında infial uyandıran barbarca eylemlere yol açtığını ve insanların korku ve yoksunluktan kurtulması, konuşma ve inanma özgürlüğüne sahip olacağı bir dünyanın ortaya çıkmasının sıradan insanların en yüksek özlemi olarak ilan edilmiş bulunduğunu, insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak başkaldırmak zorunda kalmaması için, insan haklarının hukukun egemenliğiyle korunmasının önemli olduğu vurgulanıyordu.
İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin Başlangıç maddesinde,İnsanlık ailesinin bütün üyelerinin doğal yapısındaki onuru ile eşit ve devredilemez haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu, insan haklarını göz ardı etmenin ve hor görmenin, insanlığın vicdanında infial uyandıran barbarca eylemlere yol açtığını ve insanların korku ve yoksunluktan kurtulması, konuşma ve inanma özgürlüğüne sahip olacağı bir dünyanın ortaya çıkmasının sıradan insanların en yüksek özlemi olarak ilan edilmiş bulunduğunu, insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak başkaldırmak zorunda kalmaması için, insan haklarının hukukun egemenliğiyle korunmasının önemli olduğu vurgulanıyordu.
Bildirinin 28. Maddesinde de,Herkesin bu Bildiride ileri sürülen hak ve özgürlüklerin tam olarak gerçekleşebileceği bir toplumsal ve uluslararası düzene hakkı vardır.denmekteydi.
Ne yazık ki, ne Türkiyede ne de dünyanın pek çok yerinde ve dünyada böyle bir düzen var. Eşitsizlikler, baskılar ve baskıcı yönetimler egemen.
Sudan yönetiminin pratiği ortada. Darfurda soykırım suçu işlemekle suçlanan bir lider Türkiyenin misafiri olabiliyor. İnsan haklarını tanımayan yönetimler, zora dayalı olarak rejimlerini ve yönetimlerini sürdürüyorlar. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) kurumlaşması, kendi yönetimlerinin baskısı altındaki, insanlara umut olsun, o tür yönetimler cezasız kalmasın ve işkence, insanlığa karşı suç ve soykırım suçları işlenmesin diye kuruldu. Türkiye henüz UCMnin Statüsünü onaylamadı. Ama ceza yasasında UCMnin ilgi alanındaki suçlara yer verildi. Örneğin 13. Maddede sayılıyor bunlar. Sudan Cumhurbaşkanının Türkiyede ne işi var? Sudanda Fur, Masalit ve Zaghawa kökenli insanların soyunu tüketmeye yönelik işler yapmaktan sorumlu tutuluyor. Köyleri yakmaktan, cinayetlerden, kadınlara tecavüzlerden, işkencelerden sorumlu tutuluyor.
Peki, İranda neler oluyor?
İranda kadınlara ve insan hakları savunucularına yönelik baskılar yoğunlaştı. İranda ölüm cezası uygulanıyor. Dünyada en fazla infazın yapıldığı ülkelerin başında geliyor İran. ABD, Çin ve İran, ölüm cezası infazlarında yarışıyorlar.
İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin kabul ve ilanının üzerinden 60 yıl geçti. Hala ihlaller yoğun ve pek çok hak kategorisi kimi ülkelerde sistematik olarak ihlal ediliyor.
İnsan hakları savunucuları da dünyanın her yerinde, hakların ve özgürlüklerin tanınması ve yaşama geçmesi için çalışıyor.
İhlalciler bunu bilmeliler.
İzlenecekler, gözlenecekler ve ihlal eylemleri aydınlatılacak.
Açıklıktan korkuyor baskıcı yönetimler.
Demokrasiden.
İhlalleri aydınlığa kavuşturmak ve dünyanın neresinde olursa olsun hukuk önünde ihlallerin hesabının sorulacağını bildirmek önemli olmalı.
Aynı zamanda, insan hakları ve demokrasi mücadelesini etkili ve sürekli kılmak da
Hüsnü Öndül