26 Ağustos 2008 00:00

Demokratik ve halkçı çözüm için alanlara!


Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Güven Gerçek, herkesi 31 Ağustos’ta yapılacak ‘Türkiye barışı için buluşuyor, Kürt sorununda demokratik çözüm’ mitingine katılmaya çağırdı. 1 Eylül Dünya Barış Günü çerçevesinde düzenlenecek mitingle barış ortamının sağlanması için çaba gösterileceğinin altını çizen Gerçek, Ergenekoncuların ve halka karşı suç işleyenlerin cezalandırılması gerektiğini söyledi. EMEP İstanbul İl Başkanı Gerçek sorularımızı yanıtladı.

Dünyada ve Türkiye’deki gelişmelerle birlikte 1 Eylül’ün bu yıl için önemi nedir?
Ortadoğu’da emperyalist işgal devam ederken, hemen yanı başımızda yine emperyalist kışkırtmalara gelen Gürcüstan’ın Güney Osetya’ya saldırması ve ona karşı tüm gücüyle şiddet uygulayan ve harekete geçen Rusya var. Kafkasya’da yaşanan son gelişmeler dünya halklarının ne kadar tehlike içinde olduğunu bir kez daha gösterdi. Emperyalistler arasındaki güç denemelerinde ve sınamalarında ortada kalan yoksul halk var. Enerji kaynaklarının olduğu yerlerde egemenlik ve çıkar savaşları yaşanıyor. Afrika’da açlık ve yoksulluktan milyonlarca insan yaşamla ölüm arasında ince bir sınırda duruyor. Başta ABD olmak üzere emperyalist devletler, dünya halkları üzerindeki baskı ve sömürülerini giderek artırıyorlar. Irak’ta her gün kitlesel ölümler gerçekleşiyor; sözde demokrasi getireceğini ifade eden ABD ve müttefik güçler, petrol kaynaklarına el koymuş durumdalar. Irak’ta en güvenli yer petrol kuyuları ve petrol bölgeleri. ABD emperyalizminin gerçek yüzü burada bir kez daha tüm çıplaklığıyla açığa çıkıyor. Ülkemizde Kürt sorunu tüm yakıcılığıyla devam ediyor. Başta AKP olmak üzere CHP ve diğer statükocu güçler, barış ve kardeşlik karşısında savaş açmış durumdalar. Kürtlere karşı şoven ve ırkçı yaklaşımlar devam ediyor. Güvenlik güçlerine verilen yetkilerle sokak infazları yaşanıyor, işkenceye maruz kalan insanların sayısı giderek artıyor. ‘İşkenceye sıfır tolerans’ diyenler, yaşanan hak ihlallerini görmezden geliyorlar. Yıllardır söylediğimiz çeteleşme ve çeteler artık saklanamaz hale gelince, sivri uçlarını törpülemek için yapılan kimi girişimler, sadece buz dağının görünen yüzüdür. Gözaltına alınan ve tutuklanan çeteler, Ergenekon sanıkları, yıllardır bu ülkede devlet adına faaliyet sürdüren kişilerdir. Ortaya çıkan toplu mezarlar, faili meçhul cinayetlerin açığa çıkması ve tüm sorumluların yargılanması için, Kürt sorununun demokratik çözümü için 1 Eylül’de alanlarda olacağız. Bu nedenle 31 Ağustos’ta demokrasi güçlerinin yapacağı ortak miting çok önemlidir ve anlamlıdır.

Geçen yıl 1 Eylül öncesi ateşkes süreci vardı. Bu yıl ateşkes değerlendirilmedi. Operasyonlar devam etti, ediyor. Ateşkesin değerlendirilmemesi nelere yol açtı?
Öncelikle, yaşanan çatışmaların ve savaşın getirmiş olduğu derin acıların hepimizin yüreğini dağladığını belirtmek istiyorum. Tabii bu savaş bir an önce bitmelidir. Ülkemize barış ve kardeşlik egemen olmalıdır. Uzatılan barış eli geri çevrilmemeli, silahlar bir an önce susmalıdır. AKP Hükümeti ve Başbakan, Diyarbakır’da söylediklerinin arkasında durmalıdır. ‘Bu ülkede Kürt sorunu vardır ve onu çözmek istiyoruz’ diyen Başbakan’ın kendisidir. ‘Devletin yapmış olduğu hataları kabul etmek gerekir’ diyen AKP Genel Başkanı ve Başbakan oldu. Onun için aydınların, barış ve kardeşlik isteyenlerin sesine kulak verilmesi gerekiyor. Eğer barış için adım atılıyorsa, bunun karşılıksız bırakılmaması gerekiyor. Bizler emek ve demokrasi güçleri olarak bunun mücadelesini veriyoruz. Barış talebine sınır ötesi operasyonlarla cevap veren egemenlerin bir şey kazanamadıkları ortada. Tam tersine, yığınlar içinde giderek teşhir oluyorlar. Barışa el uzatılmaması daha fazla gözyaşı ve kan oldu. Bu nedenle silahların susması ve barış ortamının sağlanması için daha fazla çaba göstereceğiz.

1 Eylül Dünya Barış Günü için yapılacak mitingin hazırlıkları nasıl gidiyor? Partiniz nasıl bir çalışma sürdürüyor?
Öncelikle bölgede yaşanan savaş kayıtsız sona ermeli, Kürt halkının temel talepleri eşitlik ve kardeşlik içinde çözülmelidir. Sınır ötesi operasyonlar durmalıdır. Operasyon demek daha fazla acı, gözyaşı ve kan demek oluyor. İşkencenin son bulması, bölgedeki olağanüstü duruma son verilmesi gerekiyor. Kürt halkının ana dilde eğitiminin sağlanması, boşaltılan köylere güvenceli dönüşün sağlanması, yakılan ve yıkılan köylerin maddi olarak zararının karşılanması, genel bir affın çıkarılması barışın yolunu açabilir. Bunun için 31 Ağustos’ta yapılacak mitingin, barış ve kardeşlik mitingi olması, Kürt sorununda demokratik halkçı çözümü daha fazla haykırmak için alanda olacağız. Demokrasi güçlerinin oluşturduğu ortak bir çalışma var. Bildiri, afişler gibi yığınlara seslenecek araçlar çıkarıldı. Partimizin de içinde olduğu onlarca kurum ve örgüt çalışma sürdürüyor. Örgütlerimiz bu çalışmanın içinde ve kendi bağımsız çalışmamızı sürdürüyoruz. Emekçi semtlerinde, fabrika önlerinde propaganda ve ajitasyon çalışmalarımız devam ediyor. Mitingimizin kitlesel geçmesi, barış ve kardeşlik için tüm olanaklarımızı seferber etmiş durumdayız. Bu nedenle kalan süreci en iyi şekilde değerlendirmek durumundayız, her yere ulaşarak işçi ve emekçilerin barış ve kardeşlik için mitinge gelmesini sağlayacağız.(İstanbul/EVRENSEL)

Halka karşı suç işleyenler yargılanmalı
Ergenekon ile gündeme gelen JİTEM vb. karanlık örgütler, faili meçhul cinayetler ve bölgedeki durum ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Yıllardır demokrasi güçleri barış ve kardeşlik dedi. Kürt sorununun demokratik ve halkçı çözümünden yana olduk ve bunu her platformda söyledik. Barış ve kardeşliğin önündeki engelleri anlatmaya çalıştık. JİTEM’in varlığı ortadayken, kontrgerilla, karanlık güçler varlığını sürdürürken, hükümet bunlara arka çıktı ve destekledi. Ortaya çıkan çetelerin; Yüksekova, Şemdinli’de halk tarafından suçüstü yakalanan çetelerin üzerine gidilmedi. Halkın demokrasi talebi, faili meçhul cinayetlerin açığa çıkarılması, kayıpların bulunması, halka karşı suç işleyenlerin yargılanması isteği yanıtsız kaldı. Başta Başbakan bunları yanıtsız bırakarak yaşanan sürecin ortağı oldu. Genelkurmay başkanı suç işleyenlere açıktan destek vererek, ‘Bunlar iyi çocuklar’ diyerek sahiplendi. Bugün Ergenekon diye adlandırılan çeteler, devletin içinde görev yapanlar. Bunlardan haberlerinin olmaması mümkün değil. Ancak artık gizlenemez ve saklanamaz olan kimi unsurlar, safralar dışarı atılıyor. Bunun bir fırsat olarak değerlendirilmesi ve bölgede yaşanan savaşın, Bin Operasyon sahiplerinin yargılanması için mücadeleyi yükseltmeliyiz. Bölgedeki başta JİTEM ve kontrgerilla olmak üzere her türden özel örgütlenmeler dağıtılmalıdır. Halka karşı suç işleyenler yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır.

Evrensel'i Takip Et