28 Ağustos 2008 00:00

Sendikacılar neyle uğraşır?


Geçen gün İSDEMİR’de taşeron firmada çalışan elliye yakın işçi, zam istedikleri gerekçesiyle taşeron firma tarafından işten çıkarılmalarının ardından protesto eylemine başladılar. İşçiler, mesai saatlerinin artırılmasına karşın ücretlerine zam yapılmadığını, zam isteyince de işten çıkartıldıklarını savunuyor. Söz konusu firma; Pırıl İnşaat’ın yetkilileri ise İSDEMİR’in yöneticilerine, çalışanların yüzde 38 oranında zam istediğini ve kendilerinin de bunu kabul etmemesi üzerine çalışanların iş akitlerini feshettiklerini bildiriyor.
Yasalara uygun olarak sendikaya üye olan işçileri işveren yasadışı olarak işten çıkarıyor; fakat hiçbir yetkili buna ses çıkarmıyor. Tersi durumda, yani işçi grev yaparak, iş yavaşlatarak ya da çeşitli şekillerde işverenin işini engellese yetkililer hemen harekete geçer, güvenlik kuvvetleri gelir, işçilere müdahale edilir, bir kısmı işten çıkarılır. Yani yine olan işçilere olur. Yani yasalarda ne yazarsa yazsın işverenler işçiye karşı hiç suçlu çıkmazlar ne hikmetse!..
İSDEMİR’de on binden fazla işçi çalışmasına rağmen taşeronlaştırma nedeniyle küçük gruplara bölünmüş olan işçiler, işveren tarafından kolayca işten çıkarılmakta ve diğer firmalardaki işçiler ise sıra kendilerine gelmediği için hallerine şükretmekteler.
Peki İSDEMİR’de sendika yok mu? Var denebilirse var elbette. Koskocaman, on bin civarında üyesi olan anlı şanlı Çelik-İş Sendikası. İşçiler çıkarılırken taşeron konuşuyor, İSDEMİR işvereni konuşuyor, işçiler eylem yapıyor; ama sendikadan hiç ses yok.
İSDEMİR İletişim Müdürlüğü yetkilileri hem “işletmenin olayla hiçbir ilgisi bulunmadığını” açıklıyor hem de “Yatırımlar bittikçe taşeron firmalar İSDEMİR’den çekilecek ve firmalar isterlerse elamanlarını çıkartacaktır” diye işçi çıkışlarını olumluyor. İSDEMİR’e iş yapan işçilerin nasıl oluyor da İSDEMİR işvereni ile ilgisi olmuyor? Anlamak zor.
Hadi bunlar işveren ve kendi çıkarları için böyle davranmalı bir dereceye kadar normal diyelim, ya işçilerin haklarını savunmak için kurulmuş olan, işyerindeki tek yetkili sendikaya ne demeli? Bir işyerinde sendika bütün işçilerin haklarını savunmuyor ya da savunamıyorsa, kendi üyelerinin haklarını da savunamaz. Çünkü işçiler ancak birleştiklerinde bir güç haline gelirler. İskenderun’da emek örgütlerinin düzenlediği, “mezarda emeklilik yasası”na, sağlığın paralı hale getirildiği SSGSS Yasası’na karşı yapılan eylemlerde bu sendika yönetici ve üyelerini gören olmamıştır. Sendikamız Emekli-Sen, hükümet tarafından dava açılıp kapatılırken hiç ses çıkarmamışlardır. Sendika yöneticilerini, İSDEMİR Spor Kulübü’nün başarılarında, İSDEMİR’de işverenin işini kolaylaştıracak öneri sunan işçilere plaket verirken, kan bağışı vb. popülist yardım kampanyalarında yerel medyada baş haber olarak sık sık görmek mümkün. Haklarını da yememek gerek, AKP’nin kapatılmasına karşı Hak-İş’in Ankara’da düzenlediği “demokrasi mitingi”ne katıldılar.
Sendika yöneticileri, işçi atmalara, taşeronlaştırmaya, işçiler aleyhine çıkarılan yasalara, demokrasinin olmazsa olmazı olan sendikaların kapatılmasına, işçi ve emekçilerin toplusözleşmelerle aldıklarını ellerinden alan zamlara karşı mücadele etmiyorsa, acaba neyle uğraşır? Ya da sendika yöneticilerinin görevi işvereni hoşnut etmek midir?
Halit Katkat (İSKENDERUN )

Evrensel'i Takip Et