1 Eylül 2008 00:00
KENTTEN GELEN
GÜNÜN YAZILARI
Hükümet ve memurlar arasında süren toplu görüşme süreci tamamlandı. KESKin oturmadığı masada, Kamu Sen ve Memur Sen hükümetle mutabakata vardı.
Kamu emekçileri açısından yıllardır neredeyse komediye dönüşmüş olan toplu görüşmeler, bu yıl da geçen seneleri aratmadı. Hükümetin açıkladığı enflasyon rakamları üzerinden yapılan ücret pazarlığından tutun, kamu emekçilerine sosyal konularda yapılan sözde iyileştirmelerin Kamu-Sen ve Memur-Sen yöneticileri dışında kimseyi tatmin etmediği açık. Özellikle sendika aidatlarına yapılan yüzde 100 zam meselesi, bu sendikaları yönetenlerin masaya otururken gerçekten çalışanların çıkarını gözeten bir yerde durmadıklarını bir kez daha kanıtladı. Son görüşme turuna kadar esip gürleyen Kamu-Sen genel başkanı, Ankarada üyelerine seslenirken Bugün toplu görüşmelerde mutabakat zaptını imzalarsak, bu çadırda kutlama yapacağız Ama yok, haklı taleplerimize haklı teklifler verildiğini görmezsek, biz burada oturuyoruz. Kaldırmak siyasi iktidarın boyunun borcudur diyerek efelendiği günün akşamında bakanın yanında süt dökmüş kedi misali, sefalet ücretine teslim olmuş durumda kameralara poz vermekten çekinmemiştir. İktidar yandaşı sendika Memur-Sene ise bu komedi de yağcılık rolü verilmiş; o da rolünü hakkını vererek oynamıştır.
Elektriğe, suya, doğal gaza ekmeğe vs. yapılan zamlar ortada iken pinpon topu, kapı kilidi, buzdolabı fiyatları üzerinden hesaplanan enflasyona göre pazarlık etmenin ne kadar içler acısı bir durum olduğu tüm kamu emekçilerinin malumudur.
TÜİKin açıkladığı 255 YTLlik açlık sınırını kendine referans alan hükümete karşı elinde grev silahı olmadan masaya oturmanın kaçınılmaz sonudur bu. Karşınızda her yol ve yöntemle emekçi düşmanı politikaları hayata geçirmeye ant içmiş bir hükümet var. Bahsi geçen sendika yöneticilerinin bunları bilmediğini, saf ve temiz sendikacılar olarak günlerce masa başında kamu emekçilerinin çıkarlarını savunduğunu düşünmek, en büyük saflık olacaktır. Gelinen bu noktada KESK ve ona bağlı sendikaların görüşmelerin başında belirlediği tutum, doğru olmakla birlikte görüşme sürecine yaklaşırken işyerlerinden başlayarak bilenen bir mücadele hattını öremedikleri için yapılan eylemlilikler, bu eylemlere katılım düzeyi hükümeti zora sokacak; kamuoyuna, kamu emekçilerinin taleplerini duyuracak bir nitelikte olamamıştır. Grevli toplusözleşmeli bir sendika yasasının çıkması için işyerlerinde kamu çalışanlarını mücadeleye çağırmak, yaşanan bu komedi sonrasında bugün daha da kolay olmuştur. Vakit kaybetmeden tüm kamu çalışanlarını ortak mücadeleye katmamız, insanca yaşayacak ücret ve insanca çalışma koşullarının sağlanması için mücadele etmemiz gerekmektedir.
*Eğitim Sen İstanbul 3 Nolu
Şube Örgütlenme Sekreteri
Oğuz Kaan Bozkuş*
Evrensel'i Takip Et