02 Eylül 2008 00:00

Bir kıpırdanış var gibi...

İlk 2 haftanın ardından, bu sezon ligin daha çekişmeli geçeceğine dair birtakım belirtiler mevcut. İstanbullu “büyüklerin” hegemonyasından bir türlü kurtulamayan ligimizin “kaderi” yoksa değişecek mi? 2 hafta, bu yolda sağlıklı ...

Paylaş

İlk 2 haftanın ardından, bu sezon ligin daha çekişmeli geçeceğine dair birtakım belirtiler mevcut. İstanbullu “büyüklerin” hegemonyasından bir türlü kurtulamayan ligimizin “kaderi” yoksa değişecek mi? 2 hafta, bu yolda sağlıklı düşünce oluşturmak için yeterli bir süre sayılmaz, ancak bazı Anadolu ekiplerinin performansı, yıllardır sabırsızlıkla İstanbullu büyüklerle boy ölçüşebilecek düzeyde takım(lar) bekleyen futbolseverler açısından, en azından şimdilik umut verici düzeye ulaşmış görünüyor. Cesaret ve özgüven tamsa, bu iş neden yürümesin?..
Kayıplar, telafiler
İlk haftanın lideri Galatasaray, renktaşı Kayserispor’a konuktu bu hafta. Temposu ve seyir zevki yüksek karşılaşmadan gol sesi çıkmadı. Böylece Galatasaray ilk puan kayıplarını verdi. Skibbe, son 18 dakikada Ümit Karan’ın yerine flaş transfer Baros’u aldı oyuna, kurtarıcı olarak. Takımla birlikte sadece birkaç idman yapma fırsatı bulabilen Baros, ileride tek başına. Futbol bu kadar basit mi? Daha takım arkadaşlarını bile doğru dürüst tanımayan bir oyuncu, hangi beklentilerle sahaya sürülür ki? Skibbe, Baros’tan mucize yaratmasını filan bekliyordu herhalde. Ama tabii ki olmadı öyle bir şey... Kayserispor, hiç kimsenin hakkından kolaylıkla gelemeyeceği kadar sağlam ve kök söktürücü bir takım görüntüsünde. Üstelik de onca eksiğine karşın... Ligin en zorlu deplasmanlarından biri olduğu tartışılmaz. Böyle bakınca G.Saray, 2 puan yitirdiğine üzülmek yerine 1 puan aldığına sevinebilir.İlk haftanın yaralısı Fenerbahçe, bu sezon evinde oynadığı ilk karşılaşmada Belediye’yi ağırladı. Sarı-lacivertli ekip için telafi ve bir anlamda tedavi maçıydı. İlk 3 puanlarını aldılar almasına ama sergiledikleri oyun hiç de göz doldurucu değildi. Golleri de ancak rakipleri 9 kişi kalıp oyun disiplininden tamamen koptuktan sonra bulabildiler. Sarı-lacivertli ekip adına şimdilik en sevindirici durum, Alex’in, -hem de oyunun savunma kısmında da rol üstlenecek kadar- istekli, tutkulu mücadelesi...
2’de 2’ciler
İlk hafta evinde Ankaraspor’u yenen Trabzonspor’un karşısında bu hafta başka bir başkentli; A.Gücü vardı. Yapay çim zeminde oynanan karşılaşmada, bordo-mavili ekip fazla zorlanmadan 3 puana ulaştı. Ersun Yanal, “önce hücum” diyen teknik adamlardan. Belki de yıllardır hayalini kurduğu, Yattaralı, Gökhanlı, Umutlu bir kadro şimdi elinde. Bu sezon Trabzonspor’un, ligin en kolay ve en çok gol atan takımı olması kimseyi şaşırtmamalı. Ancak Trabzonspor kolay pozisyon bulması kadar, rakiplerine zor pozisyon verme işinin de üstesinden gelebilmeli. “Nasıl olsa yediğimden fazlasını atarım” düşüncesiyle sürekli hücuma abanıp savunmayı ihmal etmek, bir kez daha hedeflerin uzağına düşmek gibi örseleyici sonuçlara yol açabilir. Bordo-mavili ekip, hücumdaki yüksek performansının benzerini savunmada da gösterebildiği ölçüde zirve yarışında boy gösterebilecektir.
2’de 2 yapan diğer bir takım G.Antepspor. Evinde aldığı Fenerbahçe galibiyetiyle lige “merhaba” diyen Güneydoğu ekibi, ikinci adımını da sağlam attı; Deplasmanda Ankaraspor’u yendi. Yabancı oyuncu tercihlerindeki isabet ortada. Geride kalan 2 haftanın ardından G.Antepspor’un yeni Brezilyalıları Beto ve Tabata’ya bakıp, “keşke bizde olsalardı” diye iç geçirmeyen var mı?
Bursaspor da 2’de 2’cilerden. O da Trabzonspor gibi 6 puanı başkentlilerden kopardı. İlk hafta Hacettepe, bu hafta G.Birliği. Bu arada Ankaralıların durumu dikkat çekici. 3 Ankaralı da henüz galibiyetle tanışamadığı gibi, geride kalan 2 haftada oynadıkları toplam 6 maçta 5 yenilgi, 1 beraberlikle endişe verici bir tablo koydular ortaya. O tek puanı da G.Birliği, ilk hafta ağırladığı Kocaelispor’dan aldı.
Geçen sezonun flaş ekibi Sivasspor, bu sezonki ilk 3 puanını deplasmanda, ligin yenilerinden Kocaelispor karşısında aldı. Balili’nin takıma dönmesi ve Tum’un katılımıyla hücum gücünü önemli ölçüde artıran kırmızı-beyazlı ekibin, geçen sezonkine benzer bir grafik göstermemesi için ortada bir neden görünmüyor. Yükünün azalmasıyla birlikte Mehmet Yıldız’ın rahatlaması ve daha yüksek verime ulaşabilme olasılığı, Sivasspor adına işin bir başka olumlu yönü...
Mehmet Özyazanlar
ÖNCEKİ HABER

Ege’de barış kulaçları

SONRAKİ HABER

Özgürlüğe bir kez daha dava açıldı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa