03 Eylül 2008 00:00

Kampa dair

Ürkmez’den ayrılıp Tarsus’a dönmek üzere yola koyulduğumuz şu saatlerde, biraz ayrılmanın verdiği hüzün, biraz edindiğim onca şeyden duyduğum mutlulukla karışık duygular içinde hemen paylaşmak istedim düşüncelerimi.

Paylaş

Ürkmez’den ayrılıp Tarsus’a dönmek üzere yola koyulduğumuz şu saatlerde, biraz ayrılmanın verdiği hüzün, biraz edindiğim onca şeyden duyduğum mutlulukla karışık duygular içinde hemen paylaşmak istedim düşüncelerimi.
Kamp alanına ilk girdiğim saatlerde hissettiğim olumsuzluklar zaman ilerledikçe yok oldu, hatta ayrılırken gözlerimin dolmasına da engel olamadım doğrusu.
Renkli basında sayfa sayfa yer alan tatil ilanlarında yıldız sayılarıyla ifade edilen bilmem ne kadar lüks otellerde, her şey dahil; ultra her şey dahil vb. yöntemlerle elit bir tabakanın ulaşabileceği tatil organizasyonlarını sıkça görürüz. Kaçımız böyle bir mekanda tatil yapma olanağı bulduk ki?.. Kime hizmet verir bu devasa lüks oteller? Aslında bu sorumun yanıtı da çok açık. Ülkemizin en güzel koyları, körfezleri, ormanları; kısaca doğası talan edilerek yapılan, sözünü ettiğim bu otellerin kapılarının milyonlarca işçiye, emekçiye kapalı olduğu çok açık.
Ancak işçilere, emekçilere kapılarını açan öyle bir tatil mekanı vardı ki… İşte, Ürkmez Emek Kampı. Belki benim kafamdaki tatil anlayışını da değiştirmeme neden olan dolu dolu bir hafta. Aslında bugüne kadar oturmuş bir tatil alışkanlığımız ve standardımız vardı doğrusu. İlk girişteki kaygı ve sıkıntılarımın nedeni de daha çok kampın fiziki koşullarına ilişkindi. Ama asıl olanın öz olduğunu burada bir kez daha gördüm.
Geçirdiğim bir hafta benim için kısa süreli de olsa bir okuldu. Ne çok eksiğim varmış. Ne çok öğrenmem gereken şey… Zaman zaman kafamı karıştıran birçok soruya yanıt buldum bu süre içinde. Eğitim çalışmaları, önümüzdeki süreçte izlenmesi gereken yol açısından ön açıcıydı. Arkadaşların geldikleri illerde işyerlerinde yürüttükleri çalışmalardan verdikleri örnekler yol göstericiydi. Bu anlamda bu çalışmaların kamp katılımcılarına pek çok şey kattığını söyleyebilirim. Düşüncelerimizi paylaşarak çoğalttık. Umutlarımızı bir kez daha yeşerttik.
Biz burada kuracağız dediğimiz o yaşanası dünyanın küçük bir modelini yaptık aslında. Herkesin bir şeyler ürettiği; barışın, kardeşliğin, paylaşımın var olduğu küçük ama aslında kocaman bir dünya yarattık Ürkmez’de. Orada yeni tanıdığımız insanlarla paylaştık güzel olan her şeyi. Kamp süresince herkesin yüzünde mutluluk okunabiliyordu. Artık insanların gülmeyi unuttuğu şu günlerde herkesin yüzü gülüyordu. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arap… Biz Anadolu’da yaşayan tüm halklar buradaydık. Müziklerimizi söyledik özgürce. Halaya durduk kol kola.
Ve üç yıldızlı, dört yıldızlı; beş, yedi yıldızlı otellere inat, gökyüzündeki tüm yıldızların bizimle olduğu, yeni dostluklarla çoğalacağımız, paylaşımlarımıza yeni insanları katacağımız gelecek kamplarda buluşmak dileğiyle…
Yasemin Yücel Eğitim emekçisi (TARSUS)
ÖNCEKİ HABER

‘Doya doya’ radyasyonlanın

SONRAKİ HABER

Ülkücüler duruşmada da saldırdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...