07 Eylül 2008 00:00

Lüks, sefalet ve sömürü

Tüketicilerden tutun işletme sahiplerine kadar birçoğumuzun aşina olduğu bir kavram ISO 9001:2000.

Paylaş

Tüketicilerden tutun işletme sahiplerine kadar birçoğumuzun aşina olduğu bir kavram ISO 9001:2000. Ürünlerin paketlerinden firmaların broşürlerine, reklamlardan kartvizitlere sıkça karşılaştığımız ISO 9001:2000 öyle kolayca alınan bir belge de değil... İşletmenin mal veya hizmet üretimiyle direkt bağlantılı olan bir organizasyon ve yönetim sistemi. Bağımsız bir denetim kuruluşunun, sistemin standarda uygunluğunu onaylaması sonucu firma ISO 9001:2000 sertifikası ile mükafatlandırılıyor. Yani bu rakamlar bir Kalite Yönetim Sistemi’nin adıdır.
Bu sertifikaya sahip olan işletmelerde satın alma, malzeme girdi-çıktı, stok kontrol ve sevkıyat faaliyetleri, kısacası işletmeye ilişkin her faaliyet bir standarda uygun yapılmak zorunda... Bu sistemin hedefi, müşteri memnuniyetini artırmak ve müşteri portföyünü genişletmektir. Ya çalışanların durumu?..
Bu soruya bu belgeye sahip İMES Sanayi Sitesinde yaşanlardan cevap verilebilir. Ümraniye sınırları içinde kurulu bulunan İMES Organize Sanayi Bölgesinde çalışan binlerce genç işçinin hayali, bir meslek sahibi olabilmek. Ancak bunu başarabilmeleri için birçok zorluğa katlanmaları gerekiyor.
İMES, Türkiye’nin en başarılı küçük sanayi sitelerinden biri olarak gösteriliyor ve Türkiye’nin orta büyük ölçekli makine ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılıyor. Bünyesinde barındırdığı çıraklık okulu, spor tesisleri, banka şubeleri ve sağlık tesisleriyle modern bir görüntüye sahip sanayi sitesi işçiler açısından aynı modernliği taşımıyor. Çoğunluğu küçük atölyeler olmak üzere 10 bine yakın işçinin çalıştığı İMES’te genç işçiler çoğunluğu oluşturuyor. Meslek sahibi olabilmek için küçük yaşlardan itibaren İMES’te çalışmaya başlayan işçiler, patronların küfürlerine, dayaklarına katlanmak zorundalar. Sağlıksız ortamlarda en az 10-12 saat çalışmak zorunda kalan genç işçiler, verilen düşük ücretlere de ses çıkaramıyorlar. ISO 9001:200 Kalite Yönetim Sertifikası sahibi İMES’te işçilerin ilk isteği, bu koşulların bir an önce değişmesi. İşçilerin değişmesini isteği koşullar, 1800’lü yılların ağır çalışma koşullarıyla benzeşiyor.
Meslek sahibi olmak için
İMES’te 4.5 yıldır çalışan Rıdvan Özkaya, tek amacının meslek sahibi olmak olduğunu söylüyor. İMES’te kendisi gibi olan işçilerin en fazla şikayetçi olduğu şeyin hakaret olduğunu dile getiren Özkaya, “Bizi insan yerine koymuyorlar. Köle muamelesi görüyoruz” diye konuştu. 17 yaşında olan Emre Dündar da en çok gördükleri hakaretlerin ve aşağılanmaların zoruna gittiğini ifade ediyor. “Yanlış iş yapmanıza gerek yok, patron o gün sinirliyse fırça atacak bir şey buluyor” diyen Dündar, bunun yanında uzun çalışma saatlerinin kendilerini çok yorduğunu anlattı. “Bazen öğlen paydoslarına dahi çıkamıyoruz. Hastaysanız izin verilmiyor, patron ‘ben de hastayım’ deyip işin içinden çıkıyor” diye yaşadıklarını anlatan Dündar, dayak yiyen arkadaşlarının da olduğunu belirtti. Dündar, bütün bunlara 450 YTL için katlanmak zorunda olduğunu ifade ediyor.
İş güvenliği önlemi alınmıyor
Ailesinin durumu kötü olduğu için memleketinden İstanbul’a gelmek zorunda kalan Muharrem Aydoğdu çıraklık okuluna gidiyor. Çalıştığı atölyede 400 YTL ücret alan Aydoğdu, işyerlerinde iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını dile getirdi. “Bir keresinde gözüme çapak kaçtı. Patronun yanına gittim izin vermedi. Atölyede her an kaza geçirme riski var. Ama önlem yok” diyen Aydoğdu, sadece kendi çalıştığı atölyenin değil birçok atölyenin aynı durumda olduğunu ifade etti. İsmini vermek istemeyen bir başka işçi yaşadıklarını şöyle anlattı: “Çekiçle murç çaktığım sırada çekiç çürük olduğu için parçalandı. Parçalardan birisi karnıma girdi hâlâ o parçayı taşıyorum. Ne eldiven ne ayakkabı veriyorlar, sürekli küçük kazalar yaşanıyor.” (İstanbul/EVRENSEL)

Evden peynir ekmek getiriyorlar

Aldıkları ücretin yetmediğini belirten Özcan Koç, kendilerine verilen yemek parası az olduğu için birçok işçinin evinden peynik ekmek getirerek karnını doyurduğunu ifade etti. “Günlük 3 YTL ile saat akşam 20.00’ye kadar gidin karnınızı doyurun, diyerek resmen dalga geçiyorlar” diyen Koç, patronlara tepki gösteriyor. Fazla mesai ücretlerini alamadıklarını ifade eden İsa Özkan ise bu nedenle birçok kez parasız kaldığını dile getirdi. “2 tonluk malı kaldırabilecek halatlarla 3 tonluk mal kaldırıyoruz. İMES işçileri köle gibi çalıştırılıyor. Hasta olunca rapor alamazsın” diyen Koç, bu durama son verilmesi gerektiğini dile getirdi.
15 yıldır İMES’te çalışan Hasan Ceylan, işçilerin anlattıkları sorunların yıllardır devam ettiğini ifade etti. Patronların daha fazla kâr etmek için işçilere bu koşulları dayattığını ifade eden Ceylan, “Hükümet buralarda gerekli önlemlerin alınması için gerekeni yapmıyor. Yetkililer bir an önce harekete geçmeli” diye konuştu. Ceylan, işçilerin fazla bir şey istemediğini, tek isteklerinin insanca yaşamak olduğunu ifade etti.

Denetlemeler göstermelik

Birçok arkadaşı gibi 400 YTL’ye küçük bir atölyede çalışan 17 yaşındaki Volkan Şahin’in de tek isteği meslek sahibi olabilmek. Şahin, hafta içi günde 10 saat çalıştıklarını, cumartesi günleri 16.30’a kadar zorunlu mesai yaptıklarını, pazar günleri de çalıştıklarını belirtti. “Atölyeler kir pas içinde” diyen Şahin, ayda bir kez atölyeyi denetlemeye gelen kişilerin patronla birlikte çay içtikten sonra ayrıldıklarını anlattı. Yapılan denetlemelerin göstermelik olduğunu belirten Şahin, işçileri kimsenin düşünmediğini ifade etti.
Okumak istemediği için İMES’te çalışmaya başlayan 16 yaşındaki Ali Ateş, 4 yıldır çalıştığı sitede 400 YTL ücret aldığını ifade ediyor. Ateş, ailesinin durumunun kötü olduğunu, bu yüzden kötü çalışma koşullarına katlandığını ifade etti. Çıraklık okulu son sınıfa giden Yıldıray Özel de diğer arkadaşlarıyla aynı sıkıntılardan bahsediyor. Yoğun çalışma saatlerinden şikayetçi olan Özel, fazla çalıştıkları için arkadaşlarına vakit ayıramamaktan yakınıyor.
İnan Dursun
ÖNCEKİ HABER

Enerji ithalatı 30 milyara dayandı

SONRAKİ HABER

ÖZGÜRLÜK YOLU

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...