11 Eylül 2008 00:00

JİN û JîN


Aydın Doğan'la Başbakan Erdoğan arasındaki tartışma, basın özgürlüğüne dair güncel bir tartışmaya vesile oldu. Bir kere daha gördük ki, özgürlükler halk için, emekçiler için, ezilenler için gereklidir. Ama, ezenler arasındaki demokratik ilişkiler için bile basın özgürlüğünün gerekli olduğunu, şimdilik Aydın Doğan anladı.
Eğer muhalefette olsaydı, Başbakan Erdoğan da kuşkusuz basın özgürlüğünün savunucusu olacaktı. Okuduğu şiir nedeniyle hapse girince düşünce özgürlüğünün savunucusu olmuştu, sabıkası nedeniyle siyasi yasaklı olunca siyasi özgürlüklerin savunucusuydu!
Ne yapalım, her özgürlüğü, sadece ona ihtiyacı olanlar savunur. Esasen, özgürlükler herkese lazımdır, o nedenle bir toplumsal sözleşme haline gelmiştir. Ama, insan kafasını vurmadan bunu anlamaz ya da işine gelmediği için bilmezlikten gelir.
Basın özgürlüğünün önünde iki temel engel ya da tehdit vardır. Biri siyasi otorite kaynaklı baskı ve engellemeler, diğeri ise sermaye kontrolünden kaynaklanan engellemelerdir. Birincisi, çeşitli biçimleriyle sansürdür. Diğeri ise sahibinin sesi olmayı hazmeden otosansür. Tabii, Başbakan Erdoğan ve AKP'nin hakkını vermek gerek. Hem siyasi sopayı ve hem de sahiplik sopasının ikisinin birden kıymetini bildi ve ikisini birden eline almayı da başardı. ABD'nin desteğinin arkasında olduğu işaretini alan tüm sermaye basını, AB'ye üyelik hedefine kilitlendiğine ve özelleştirmeleri "babalar gibi" yapacağını anladıkları AKP'yi elbirliğiyle alkışladılar, destekleyip iktidara taşıdılar ve iktidarda da epeyi rahat ettirdiler.
Ama AKP, işini sağlama almayı ihmal etmedi, ileride olası çatışmalar için öngörü sahibiydi. Deniz Fenerinin de yardımıyla, Kanal 7 Televizyonunu kurdular, birçok irili ufaklı kanalın sahibiydiler zaten. Fetullah Hoca Efendi, yazılı basında önemli bir destek veriyordu ve vermeye devam ediyor. Bununla yetinmediler, siyasi iktidarın da yardımıyla TMSF aracılığıyla ana akım medyadan Star'ı, Sabah ve ATV'yi de devlet destekli ihalelerle ele geçirmiş oldular. Sermayenin yardımıyla, kendilerine muhalefet eden Kanaltürkü satın aldılar.
AKP'nin öngörüsü doğru çıktı, çatışmalar zaman zaman kaçınılmaz oluyor. Büyük özelleştirmeler yapılırken, mesela Aydın Doğan ekibi de kuşkusuz hükümeti hararetle destekliyordu. Ama, Ceyhan meselesinde, Aydın Doğan bozulmuştu. Çünkü, burada yatırım yapma sözü, iktidara daha yakın olan Çalık grubuna verilmişti.
Basındaki tekelleşme ve basını kontrol eden sermaye grupları, ekonomik alandaki pazarlıklarını, biraz da basın aracılığıyla kontrol ediyorlardı. Gazetelerin ve televizyonların anchormanleri, siyasi iktidarla patronları adına pazarlık yapıyorlardı. Gazetelerin Ankara temsilcileri mesela darbe günlüklerinden haberdar oldukları halde, durumu kamuoyuna aktarmıyor, kendilerini yeni duruma uyarlıyorlardı. Kürt sorunu kaynaklı olaylarda, psikolojik harekatın bir parçası gibi davranıyorlardı. Yani basınla siyasi otoritenin ilişkileri, memlekette hiçbir zaman yüz ağartıcı olmamıştı.
12 Eylül'de ise durum berbattı. Milliyet, Cumhuriyet, Tercüman… neredeyse bütün medya, 12 Eylül'ün demokrasinin başarısı için şart olduğunu yazıyordu. Milliyet gazetesi, AKP'yi desteklemeye devam ediyor. Ancak, Aydın Doğan'ın başbakana yanıtında değindiği gibi, "biat etmiyor." Aydın Doğan kendi ifadesiyle 23 şirket sahibi, büyük bir holdingin sahibi ve yöneticisi. Önemli bir sermaye grubunun temsilcisi olarak, siyasi iktidarlara-her kim olursa olsun-hemen pabuç bırakacak durumda değil.
2007'de Milliyet gazetesinin Ceza'lı reklamı ilginç ve iddialı idi, çok konuşulmuştu. Neredeyse herkes, "reklam iyi, ama keşke Milliyet gerçekten bu iddianın gazetesi olsa" şeklinde yorum yapıyordu. Şimdi, Aydın Doğan'ın "biat etmeyiz" demesi iyi ama, keşke bu iddianın sahibi olsa…
Gerçekten özgür basın, biat etmeyen basın sermayeden ve siyasi otoriteden bağımsız olan basındır. Gazetemiz Evrensel, Hayat Televizyonu ve diğer özgür basın organları gibi… Ama biz elbette, Milliyet üzerindeki şantaj ve baskıya da basın özgürlüğü adına karşıyız. Ancak, Doğan grubunun ekonomik çıkarlarının taraftarı değiliz.
Yıldız İmrek Koluaçık

Evrensel'i Takip Et