12 Eylül 2008 00:00

GÜNCEL


Şimdiye kadar ciddi bir muhalefet görmemiş olan AKP, birkaç marifeti ortaya çıkınca hemen paniğe kapılıyor ve komik savunmalar yapmaya başlıyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan Deniz Feneri konusundaki iddiaları unutturmak ve dikkatleri başka yöne çekmek için yine “din” konusunu gündeme getirdi. Daha önce din istismarında başarılı sonuçlar elde ettikleri için, din istismarcılığının bu kez de kendilerini kurtaracağını düşünüyorlar herhalde.
Ne diyor Erdoğan? Asıl mahalle baskısı içki içene değil, içmeyene uygulanıyormuş. Buna ne denir? Ciddiye alıp üzerinde konuşmaya değer mi?
Deniz Feneri Davası ile ilgili iddialar üzerine AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da bir açıklama yapmış. AKP’ye karşı son günlerde bir iftira kampanyası yürütüldüğünü söylüyor. Bu kampanyanın taşeronlarının farklı olabileceğini ancak gerçekleri çarpıtarak, kişileri lekelemenin mümkün olmadığını savunuyor. İddialarını ispat edemeyen iftiracıdır, müfteridir demiş. Ne kadar beylik bir laf. Herkesi gözünün içine baka baka bunları söyleyebiliyor. Deniz Feneri Derneği Başkanı, tutuklu olarak Almanya’ da yargılanan Mehmet Gürhan’ı tanımıyorum demedi mi Başbakan? Evrensel Gazetesi Mehmet Gürhan ile Tayyip Erdoğan’ın yan yana çekilmiş fotoğrafını basmadı mı? Daha ne belgesi istiyorsun? Hiç olmazsa, ben başbakanım, herkesle fotoğraf çektirebilirim falan de.
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da çaresiz. Görev icabı bir şeyleri savunmaya çalışıyor ama söyleyecek doğru dürüst bir söz bulamadığı için bakın ne diyor: “Bunlar her şeyi çarpıtıyorlar, ellerinden gelse güneşi de çarpıtıp, başka şey diyecekler.’’ Güneşi de çarpıtıp başka bir şey diyeceklermiş! İlginç. AKP Grup başkan vekili bundan daha iyi bir cümle bulamamış Erdoğan’ı savunabilmek için.
Dengir Mir Fırat da başka bir kurnazlık yapıyor. Baykal’ın arazilerini anlatıyor. Bu da garip bir savunma. Tencere dibin kara seninki benden kara. Böyle bir savunma yapılabilir mi? Baykal’ın iddia ettiğin gibi imar oyunları ile elde ettiği arazi rantı varsa, bu Başbakan ve AKP’nin Deniz Feneri Davası konusundaki ilişkileri haklı çıkarır mı?
Önce Dişli, sonra Hilton Oteli meselesi ve Aydın Doğan ile ilişkiler, Çalık Grubu ile ilişkiler ve Ceyhan’da rafine kurma meselesi vs. vs. Biraz daha üzerine gidilse daha neler çıkar kim bilir?
AKP, halk nasıl olsa anlamaz, yuttururum diye düşünüyorsa yanılıyor. Öyle düşünen pek çok hükümet partisi seçimlerde TBMM’ ne dahi giremedi. Üstelik onların savunmaları daha ciddi idi.
Askerler AKP’ye karşı muhalefeti bıraksa AKP tepetakla gidecek.
Yerel seçimlerde kaleleri düşürmekten bahseden AKP Demokrasi ve Barış Güçlerinin karşısında bakalım neler kaybedecek?
Bekleyip göreceğiz.
Kamil Tekin Sürek

Evrensel'i Takip Et