19 Eylül 2008 00:00

kalpazan nuri!


Adam üçkâğıtçı düzenbazın biriydi. Söz verir sözünde durmaz, borç alır borcunu ödemez, sürekli yalan söylerdi. Bütün bunlara rağmen ağzı laf yapar, istediğini alana kadar bir sürü dil döker, genelde de başarılı olurdu!
Örneğin mahallenin bakkalına bir hayli borcu vardı. Bakkalcı her defasında “Bir daha veresiye vermeyeceğim!” dese de adam altından girer üstünden çıkar veresiyeyi almayı başarırdı. Bir keresinde yine alış veriş yapmak için bakkala girmişti. Ama bu sefer durum ciddiydi:
- Bak Nuri, şu elimde gördüğün sana ait veresiye defteri. Yaklaşık 1 senedir aldıkların burada yazılı. Nasılsa vermeye niyetin yok! Birazdan gözünün önünde bunu yırtacağım. Ne sen bana borçlusun, ne de ben senden alacaklıyım. Yeter ki bir daha dükkânıma uğrama, yeter ki benden bir daha alış veriş yapma!
Ama adam anasının gözüydü! Bu teklifi kabul etmek onun için alış verişin sonuydu! Bu da onun için hiç de iyi bir şey değildi:
- Bak Sadullah Efendi, bilirsin seni sever ve sayarım! İsterim ki sen kazanasın! Etrafta birçok bakkal “benden alış veriş yap” demesine rağmen bunu kabul etmeyi kendime ve sana saygısızlık sayarım! İyisi mi ne sen o defteri yırt ne de ben bir başka bakkaldan alış veriş yapayım!
En son mahallenin kahvecisi ile yaşanan dillere destan olmuştu! Kahveci ondan kurtulmak için bir oyun oynamaya kara vermişti! Kendinden borç para istediğinde bu kez hayır dememiş, önceden ayarladığı sahte parayı ona vermişti. Böylece onun üçkâğıtçı olan lakabının yanına birde kalpazanlık koyacaktı! Tabi akşama kalmamış bizimki yakalanmış, verdiği bilgiler doğrultusunda da polis kahvecinin kapısına dikilmişti:
- Benim bu taraklarda bezim olmaz, amacım sadece ona ders vermekti. Sahte parayı ise bacanaktan aldım!
Çok geçmemiş kahvecinin bacanağı gözaltına alınmıştı:
- Benim bu taraklarda bezim olmaz, bacanak bana dert yanınca ben de yanında çalıştığım mütahite durumu anlattım ve parayı da ondan aldım!
Bir süre sonra müthait de gözaltına alınmıştı:
- Benim bu taraklarda bezim olmaz, bu adam bana böyle böyle deyince her gün bindiğim taksiciye durumu anlattım parayı da ondan aldım!
Yarım saat içinde taksici de gözaltındaydı:
- Benim bu taraklarda bezim olmaz, beyefendi durumu bana anlatınca ben de sürekli müşterim olan tekstilci bir ağabeyle konuştum, parayı da ondan aldım!
Böylece yaklaşık 20’nin üzerinde kişi gözaltına alınmıştı. Üstelik gözaltılar aralıksız sürüyordu. Bir ara mahallenin kahvecisi gözaltında bulunduğu bacanağının yanına yaklaştı:
- Yahu bacanak, ben adama ders vereyim, adını kalpazana çıkartayım derken durum ne hale geldi! Meğer memlekette ne çok kalpazan varmış!
Veli Bayrak

Evrensel'i Takip Et